Helâl olsun G.Saray'a

G.Saray şartlar ne kadar olumsuz olursa olsun, yıllar önce attığı temellerin sağlamlığından, karşısına hangi büyük firma çıkarsa çıksın Avrupa'nın hakkından rahatlıkla gelebiliyor. Dün akşam da İngiliz futbolunun son üç-dört sezondaki en iyi takımı karşısında futbol oynadı, pres yaptı, gol attı ama olmayacak biçimde bir taç atışından gol yedi. Dörtlü alan savunması ile Liverpool'un Heskey ve Owen gibi iki elemanını nefessiz bırakan G.Saray, orta alanda Ergün ve Ayhan'ın çift ön liberoluğu ile ve de top rakibe geçtiğinde onlara sürekli destek verip hücuma da katılan Hasan ve Berkant'la tam bir Avrupa takımı görüntüsü çizdi. Arif rakibin tek hat üzerindeki savunmasının her tarafına girip çıkmayı deneyerek balans bozmaya çalıştı. G.Saray'ın golünde imzası olan Niculescu'nun tekniği iyi, ancak bana biraz korkak gibi geldi. Şayet bu korkaklığı göstermese kafasını ve ayağını bir - iki pozisyonda daha topla rakip arasına sokabilseydi, dün gece iyi bir golcü olduğunu da gösterebilirdi. Liverpool'un daha çok ayağa pas yaparak oynamayı düşündüğü oyunda, G.Saray bu anlayışa pres yapıp pas aralarına girerek zaman zaman iyi de set çekti. Yedek kulübesi bile fukaralaşmış bir G.Saray'ın bir hafta içinde ikisi Liverpool, biri F.Bahçe maçı içinde olan yoğun trafikten bu futbol, bu hırs ve çağın sistemiyle çıkması Türk futbolu adına büyük bir gurur kaynağıdır. Şampiyonlar Ligi'nin en zor grubunda hâlâ yenilmemiş olan G.Saray çeyrek finale yükselemezse şanssızlığının ve futbolun cilvelerinin kurbanı olacaktır. Şöyle bir hafızamızı yoklarsak, hem Roma, hem Barcelona, hem de dün gece Liverpool'dan maçı almışken beraberliğe yakalanmak, birer acı futbol hatırası olarak kalabilecektir.