Hepsi yalan bu sahi

Hiç unutmam 70’li yılların ortasıydı… Tercüman’da rahmetli İslam Çupi ve Necmi Tanyolaç bir gün sonra başlayacak ligin başlığını vermek için değerlendirme yapıyorlardı. Böyle tartışıyorlardı ve ben de yanlarına gittim, “Abiler benim aklımda bir şey var” dedim. Onlar da aklımdakini söylememi istediler ve, “Lig maçı bu başka bir şeye benzemez. Hepsi yalan, bu sahi” dedim. Ve onlar da bana uyarak bu manşeti attılar. İşte dünkü Kayserispor-Galatasaray maçı da benim neredeyse 40 yıl önceki görüşümün âdeta bir kopyası olacaktı. 

Muslera da olmasa

Avrupa kupalarında önüne geleni silip süpüren Galatasaray, herkesin çok sıkıntısı var dediği Kayserispor karşısında hiç de beklenmedik bir şekilde tutuk ve organizasyondan yoksun bir futbol ortaya çıkardı. Tabii ki Okan Hoca’nın kurduğu ve daha sonra da değişikliklere uğrayan orta sahasının yanlışlığı en çarpıcı oluşumdu. Şayet Kayserispor biraz daha akılcı ataklar yapıp son topları iyi değerlendirebilseydi ev sahipliği avantajına ulaşacaktı. Muslera ve önündeki blok bence bu maçtaki Galatasaray’ın ayakta kalan tarafıydı. 

 

Kayserispor’da ise herkesin dile getirdiği mali sıkıntılar hiç de dün akşam oyuna etki etmedi. İyi kapandılar, zaman zaman da iyi açıldılar ama tehlikeli bölgelerdeki son vuruşlarıyla pas tercihleri sonuç getirmiyordu. Okan Hoca’nın zengin kadrosu yukarıda da değindiğim gibi yanlış kurulmuş ve yanlış değişikliklere uğramış oluyordu. 

Övgüler Kayseri’ye 

Tabii bu arada Kayserispor’un kalecisini övmek lazım. İyi yer tuttu, oyunu iyi takip etti ama bazen topu oyuna sokmada çok riskli tercihler de yapmadı değil. 

 

Bu arada şu oyuna sonradan giren Zaha ile ilgili de minik bir bölüm açmak istiyorum. Rakipleriyle didişen, lehte, aleyhte verilen hiçbir kararı beğenmeyen, hatta bazı takım arkadaşlarına da topu kendisine vermedikleri için el kol hareketleri yapan bir oyuncuydu. Ben şimdiden altını çizeyim, bu kafayla devam ederse faydası değil zararı olur. 

 

MAÇIN ADAMI: Yok