İBB bilmeden yazıyor!

Geçenlerde bir dostum bana bir dergi uzattı. Vapurdan inerken vermişler kendisine...  Daha doğrusu herkese... Bu İBB’nin yayınladığı kalın bir dergi. Bakayım dedim içinde neler var?.. Aaa bir sayfasında “Tarzan İstanbul’da” vardı. Anılarım canlandı birden. Çünkü Tarzan’ı ünlü yapan ABD’li aktör Johnny Weissmüller’i zamanın en yüksek tirajlı gazetesi Tercüman 1973’te İstanbul’a getirmişti. Her türlü masrafı gazeteye ait olmak üzere... Uçak, otel, yeme içme, şehri dolaşım falan... Ama başkanı çok ünlü (!) İBB’nin dergisinde bundan tek satır yok idi. Üstelik de dönemin koyu sol taraflı gazetelerinden birinden fotolu haber bile konmuş idi. Ayıp, ayıp!

 

Can Bartu neden futbolu bıraktı?

 

FB TV’nin bir yayınına rastladım geçenlerde... Futbolumuzun efsanelerinden Can Bartu’nun jübilesi ile ilgili idi bu yayın... Tabii ki dünyadan bihaber kişiler hazırlamıştı bu yayını... Yahu be adamlar bilmiyorsanız bir bilene sorun. Fenerbahçe yönetimi o yıl Can Bartu’yu satmaya karar veriyordu. O da yönetime girerek, “Bunu size yaptırmam, futbolu bıraktım” diyerek dışarı çıkmıştı. Ve de bu sebeple de jübile yapmak zorunda kalındı. 

 

Millî takımı kim seçiyor?

 

Ermenistan ile oynuyoruz. Hem de Eskişehir’de... Yani bir zamanlar Avrupa devlerinin tuş edildiği şehirde... Neyse, kadroya bir baktım kafam karıştı. Sol bekte Cenk diye biri... Barış santrfor. Bu Kuntz acaba rüyasında mı kurmuştu kadroyu? Nitekim az kalsın maçı kaybediyorduk. Acilen bir bilenlerin müdahale etmesi gerekiyor. Yoksa... Derken Japonya özel maçı geldi. Sonuç mu? Dört yedik Japonya’dan... Ve Kuntz amca futbolcularını suçladı maç sonrası... Yazık olmuyor mu be?    

 

Memnun musun TRT Spor?

 

Şampiyonlar şampiyonu bizim Kadın Voleybol Millî Takımı tam kadro TRT Spor’a röportaj veriyordu. Tabii ki kilitlendim... Ama o da ne? Üç kelimelik soru ve daha üç kelime gelmeden başkasına geçiş... Yahu bu takım bu ülkenin gururu... Siz koca TRT olarak saatler ayırmanız gerekirdi... Başka yayına ihtiyaç mı var? Üzüldüm doğrusu... Şayet eskiden olsaydı böyle bir başarı günlerce sürerdi yayın. Ama ne yazık ki o zamanlar TV yoktu... 

 

Neymar, Pele’yi geçti... 

 

Brezilya millî forması içinde efsane Pele 78 golle ilk sırada idi. Günümüz gol ustası Neymar son maçta Bolivya’ya iki tane atarak 79 gole çıktı. Tabii ki Neymar daha çok maç oynayacak idi. Bu da bir avantaj idi. Üstelik Pele futbol hayatında ülkesinin sınırları dışına çıkmamış idi. Yani sadece kendi bildikleriyle oynuyordu. Ama Neymar öyle mi? Neyse yine de büyük başarı... Bize de kutlamak düşer!

 

Transfer suçlusu TFF’dir!

 

Bildiğim kadarı ile Avrupa’da transfer bitti. Bizde ise 15 Eylül’e kadar... Neden acaba? Kulüpler biraz daha harcasın ve batsın diye  mi? Aklıma başka soru gelmedi vallahi! Zaten borç gırtlağa dayanmış idi. Tamam TFF özerk ama bu kadarı da olmaz. Acaba birileri çıkıp da bu fazlalığın sebeplerini açıklar mı?  

 

Almanya mı, Sırbistan mı? 

 

Başlıktaki soruyu bu büyük final maçı öncesi kim sorsa tabii ki Sırbistan derdim. Çünkü bu ülkenin bu spor branşında ciddi bir büyüklüğü vardır. Zaten birçok oyuncusu da değişik ülkelerde forma giyiyor. Ama o da ne? Alman Millî Takımı forması içinde çok sayıda siyahi oyuncu vardı. Yani ABD’den gelme... Yani NBA’den gelme... Hâl böyle olunca da kupa beyaz formalı Almanların oldu. Aziz dostum Ömer Üründül bu maça bağlı yaşadı akşamı... Beni de o uyardı maçı izliyor muyum diye... İyi ki aramış... Benim ülkemde takımlara bir beş içinde en fazla üç yabancı şartı konmuş idi. Gel çık işin içinden...

 

Şimdi temizlik zamanı...  

 

Bizim gazetenin geçtiğimiz haftaki sayfalarından birinde yukarıdaki başlıklı bir haber vardı. Mesele şu idi, Fenerbahçe’nin elinde şu günlerde 33 futbolcu bulunuyor imiş... Bu rakamı 27-28’e indirmek gerekiyormuş. Ne çalışma ama değil mi?  Yönetim istemiyor, hoca istiyor... Gel çık işin içinden...