İcardi ne gol atmış be!

Başlık nasıl ama? Ben de Ziyech'in mermi gibi şutunun köşeye takılmasını beklerken oralarda bir yerlerde birinin kafasına çarpıp içeri girdiğini sonra gördüm. Meğerse İcardi golü kafa vuruşu ile ağlara takmış. Hâl böyle olunca da maçın tamamında hiçbir varlık gösteremeyen İcardi maçın adamı seçilmiş. Şansın varsa yürü be canım. 

 

Okan Hoca çarşambayı düşündü!

 

G.Saray en azından skorda zorlanır gibi oldu. Ama bana göre kafalarda önce Şampiyonlar Ligi var gibi... Bu nedenle de Okan Hoca orta alanın tamamı ile öndeki iki adamı da değiştirdi. Siz bu satırları okuduğunuzda maç oynanmış olacak. Neyse, o hâlde bu akşamki takımlarımıza başarı dileyelim.  

 

Beşiktaş bu kafa ile mi?

 

Trabzon'daki maçın gününde bizim spor sayfasında şöyle bir başlık vardı: Bizi denetleyin... Bu laf Erden Timur'a ait idi. Çağrısı da başkan Ahmet Nur Çebi'ye idi. Ağır skorla kaybedilen maçtan sonra kim kimi denetledi acaba? Durup dururken neden kaşınır ki insan? 

 

Bazı sakatlıklar hayırlı olur! 

 

Cengiz Ünder Fenerbahçe forması içine girdiğinden bu yana tanınmaz bir hâlde idi. Antalyaspor maçında da 3 yerli kuralından sahaya ilk on birde çıktı. Ama daha 3. dakikada lifi atınca kenara geldi. Mutlaka yerli girecekti oyuna. Öyle de oldu ve İrfan Can Kahveci sahada idi. Çok ciddi katkı yaptı. Oyun kurmada, savunmaya yardımda… Bir de gol atmaz mı? İşte yukarıdaki başlık bunu anlatıyordu. 

 

Bjelica dört köşe!

 

Transfer gerekli diye ağlayıp duruyordu Trabzonspor'un teknik patronu. Yönetim de “Al sana” diye yağdırdı durdu. Sonuç mu? Kimsenin beklemediği bir farkla haftalardır kaybetmemiş Beşiktaş'ı net skorla yeniverdiler. Tabii ki her maç böyle geçmez. Bjelica ve ekibi artık eldeki zengin kadroyu ince narin dokuyarak kullanmalı... 

 

Hoş geldin Visca!

 

Öteden beri övdüğüm bir futbolcu idi başlıktaki isim... Ama yaşadığı talihsiz sakatlıklar yüzünden takıma da giremiyordu, girdiğinde de bildiğimiz Visca'dan eser sunamıyor idi. Ve nihayet Beşiktaş'ın başına patladı. Visca gibi bir oyuncuya sahip olmak çok büyük şanstır. Yeter ki sağlam olsun! 

 

Menderes'i rahmetle anarken!

 

O melun 1960 ihtilali olduğunda 16 yaşımdan üç ay almış idim. Bütün sülale Demokrat Partili idi. Ve herkes kahroldu. Bu acı Yassıada denen yerde sözüm ona mahkeme ile devam etti. Ve sonunda üç idam hükmü infaz edildi. Hiç unutmam radyo yayınlarının yanı sıra bazı sinemalarda film öncesi görüntüler verilirdi. İşte onlardan birinde sözüm ona hakim Salim Başol, Menderes'e bir suç yöneltmiş idi. Başbakan da bunu reddetmiş idi. Ve Başol dedi ki, "Sizi buraya tıkan güç böyle istiyor. yapacak bir şey yok..." Nasıl adalet ama?  

 

Sultanlar ezip geçiyor!

 

Dünyanın öbür ucunda da bizim Kadın Voleybol Takımı dörtte dört yaptı. İlk iki maç set vermedi, son iki maçta da sadece bir adet sundu. Şimdi yarın Brezilya var karşımızda. Güçlü bir takım... Bizim ligde oynayan, oynamış olanları da var. Ama heykeli dikilecek Sultanlarım bir günlük dinlenmeden sonra bu maçın da üstesinden gelir derim.      

 

Basketbolda olmadık işler!

 

Sezon ilk maçlarından biri olan Çukurova takımı ile F.Bahçe maçını izleyeyim dedim. Kadınlar maçı... Ev sahibi rakibini yere sermeye başladı. Ve de bir ara 21 sayı öne geçti. Maç bitti mi bitmedi mi diye kafa kaşırken fark azalmaya başladı. Ve Fenerbahçe son şutu sayıya çevirebilse idi Çukurova tuş olacaktı. Yani maç 76-74 bitti. Merakım odur ki Çukurova'nın hocası hâlâ göreve devam ediyor mu? Zaten bu maçı da hükmen yenik bitirmişler.

 

TRT, müzikten ne anlarsınız?

 

Bu konu galiba bitmeyecek. Benim müziğim olan alaturkayı dinlemek, eski eserleri anmak, duygu dolu bestelere kulak vermek ve ünlü bestekâr ve solistleri dinlemek... Bütün bunlar ne yazık ki namevcut. Geçtiğimiz pazar Mustafa Keser elinde mendili, zıpladı hopladı. Sonra pazartesi “Senin Şarkın” programında kahroldum. Ve de salı akşamı Ersoy, “Beklenen Şarkı”yı katletti. Yazık yazık!