Keşke olmasaydı değil mi?

Aziz Yıldırım, tutuklama kararı açıklanmadan önce, "Bittim. Vücudum iflas etti. Böbreğimde kanser olabilir" demiş. Gözaltı sürecinde de sık sık şeker yükselmesi ve tansiyon yüzünden de hastanelerde saatlerce kaldı. Üzüldüm. Allah kimseyi sağlığından etmesin! Kanuni'nin bile bu konudaki ünlü sözlerini unutmayalım. Eeee keşke bu müessif gelişmelerden önce de, "Yorumcular ya düzelecekler, ya da gidecekler" denmeseydi. Keşke, her objektif, her kamera karşısında, "Çekmeyin, yoksa karışmam" denmeseydi. Keşke, adliye önündeki muhabirlere, "Buraya takla atmaya geldim" denmeseydi. Keşke olmasaydı değil mi? Yahu ben de sizi boşuna okumuş, dinlemişim! Hemen isimleri sıralayayım. Soli Özel, Yavuz Semerci, Ertuğrul Özkök, Cüneyt Ülsever ve Uğur Dündar... Tabii ki son süreçte okuyabildiğim, dinleyebildiklerim. Ekler olabilir. Ama şimdilik liste bu... Aziz Yıldırım tutuklanmamalıymış... Aziz Yıldırım gibi bir fenomen nasıl olur da tutuklanırmış? Aziz Yıldırım gibi koca F.Bahçe'ye çağ atlatmış bir kişiye bu yapılır mıymış? Destur beyler! Bu ülke Başbakanını, Dışişleri Bakanını, Maliye Bakanını astı. Bu ülkenin zindanlarında 45-50 adet general yatıyor. Siz asıl bunları nasıl yazıp söylediğinize bakın! Aydınlar sınıfta kaldı Futbol Federasyonu'nun yeni başkanı, Kulüpler Birliği ile görüştükten sonra kendi içindeki toplantıyı da bitirip basının karşısına çıktı. Yaptığı açıklama 10 numaraydı. Tam kaleme davranacaktım ki, aynı başkanı gece Telegol'de gördüm. Ne dese beğenirsiniz? Şahısların yaptıkları müesseseleri ve kuruluşları bağlamaz. Ne yaptın Mehmet Ali kardeşim? Yoksa sen de mi ekran sevdalısısın? Böyle başkanlık yapacaksan, yarından tezi yok git... Ha az kalsın unutuyordum. Şahısların şimdilik kendilerine isnat edilen suçlamaları acaba kendi mahalle takımları için mi işledikleri sanılıyor. Mehmet Ali kardeşim tekrar sesleniyorum; 4 saatte yüzde yüz kendinle çelişirsen sana da yazık olur, Türk futboluna da... Beşiktaş aklını başına alıyor! Yıldırım Demirören başkan bir süre önce, gereken mali desteğin bulanamaması halinde futbolun dışındaki branşlara stop diyebileceklerini açıklamıştı. Bendeniz de bu sütundan veryansın etmiştim. Neyse, kısa zamanda, hem de keskin bir dönüş oldu. Baksanıza, basketbol erkek ve kadın takımları önemli oyuncularla güçlendirildi. Devamını bekleriz. Çünkü siz kuruluşta en eski kulüpsünüz. Ünal Başkanla Sayın Dürüst dargın mı? G.Saray'ın çiçeği burnunda başkanı, bana göre içinde yaşadığımız ortamın bir anda aydınlığa kavuşması yolunda doğru bir açıklama yaptı. Ama ne kadar şaşırtıcı ki Sayın Dürüst, Kulüpler Birliği toplantısı sonrasında Cavcav'ın yaptığı açıklamanın yanındaydı. Bu, G.Saray'da günümüz yönetimimin ne kadar uyumlu (!) olduğunun bir kanıtı değil mi? Bir başka pencereden de Federasyon, Kulüpler Birliği Vakfı ve bazı kulüpler Başkan Aysal'ın bu demecine karşı çıktılar. Yahu ister misiniz, 4 Temmuz sabahından beri yaşadıklarımız bir rüya veya bir şaka oluversin. O zaman ben adama sormaz mıyım; bizi neden uğraştırdınız yahu? Dalga dalga... Şike operasyonunun ikinci haftasında Sadri Şener, Levent Kızıl, kaleci Serdar, İbrahim ve Tayfur da gözaltına alındılar. Sanırım liste daha da kabaracak. Hele hele mezardakilere de el atarsak, vallahi ne emniyete sığılır, ne de mahkemelere... En iyisi Metin Oktay ruhudur! G.Saray Forlan'la girdiği golcü arayışını Drogba ve Fabiano ile sürdürdü. Şimdi hangi adresteler bilemem... Ama en iyisi siz dostum Metin Oktay'ın ruhunu çağırın. Hem de masrafa girmezsiniz. Fener yönetimi istifa etmeli! F.Bahçe Yönetimi'nin olağanüstü toplanacağını duyduğumda, "Hah işte, kulübün tarihi ayaklandı" dedim. Ama yanılmışım. Meğerse sokağa gaz vermekmiş amaç... Hemen şunu söyleyeyim; yönetim derhal istifa edip, Olağanüstü Genel Kurul kararı almalıdır. Sonra adama sorarlar; içeridekilerle hiç mi arkadaşlığınız yoktu? Olandan bitenden hiç mi haberiniz olmadı? Öyleyse, siz orada ne iş yapardınız? F.Bahçe bu süreci ancak her şeyi sıfırlayıp aşar ve unutabilir. Benden bu konuyla ilgili de herkesten önce uyarı... Çok zamandır uyarıda bulunuyordum ama kimse aldırmıyordu. Hani hatırlatayım dedim.