Yıldız fukaraları!

Efendim; mümkün olduğu kadar meslek grubu içinde sürtüşmeye düşmemek için elimizden gelen gayreti göstermeye, kalemimizi cebimizde tutmaya özen gösteriyoruz. Ancak ne var ki; Galatasaray-Deportivo maçının sonrasında iki gazetede gördüğümüz "Yıldız tablosu" yani futbolcuların performanslarını simgeleyen notlar karşısında, açıkça itiraf edeyim, çılgına döndüm. Star Gazetesi'ndeki yıldız curcunası içinde ne yazık ki, yürüyen et yığını Jardel ve yanından geçen rakiplerini tribünlerdekinlerden daha dikkatlice (!) izleyen Hagi, ölümüne yırtınan Fatih, Emre, Ümit, Suat, Hasan Şaş, Ergün, Popescu, Bülent hatta hatta Taffarel'le aynı notu almışlar. İnsaf!.. Ayıp!.. Rezalet!.. Rivayete göre Jardel'in parasını bu kurumun patronu ödemiş. Bana ne!. Ölümüne oynayan diğer Galatasaraylılar'a ne!. Tribünde saçını-başını yolan vefakar taraftara ne!. Devir yağcılık devri de, ama, adaleleri atan Ümit ve Suat'la çiğerleri yırtılan Emre ve son 15 dakikada kulübeye öfkeli bakışlar atan Hasan Şaş'ın hakkını çalmak ihanet, insanlık suçu değil de, nedir? Akşam Gazetesi'nde de durum farklı değildi. Jardel ve Hagi 6'şar not alırken, Suat, Okan'a da aynı not uygun görülmüş. Emre, Ümit, Bülent, Taffarel de, büyük bir lütufla 7'şer alabilmişler. Ayıptır, günahtır!. Kimdir bu değerlendirmeyi yapanlar? Hasta Galatasaraylı olabilirler... Hele hele öyleyseler, Jardel ve Hagi'yle, kendileriyle bir tutulan futbolcuların haklarını gasp etmekle bence, sempazitanı oldukları renklere ihanet etmemişler midir? Kimdir bunlar? Üstüne üstelik, Jardel'in ofsaytla kesilen direğe vuran şutunu kaçan gol olarak yazılarına koyanlara ne demeli? İşte bütün bu, uçuk, ilkesiz, bilinçsiz yorumlara rağmen Galatasaray'ın Avrupa'daki büyük başarıları bence, birer destandır. Bu ülkenin futbolu buna rağmen ses duyurabiliyorsa, vallahi de, billahi de, iletişim kurumlarında tez olarak incelemeye alınmaladır. Kimdir bu değerlerdirmeyi yapanlar? Benim mesleğim bu kadar mı yozlaştı? Paraşütle spor servislerine indirilenler, patronların eş, dost, akraba, lüks yaşam masalarını paylaşanlar, holdinglerin yöneticileri mi, Galatasaray gibi büyük bir takımın futbol olgusunu değerlendirecekler? Yazık!