“Korkarak kazanılan bir savaş yoktur, korkakların diktiği bir zafer anıtı da…”
“TFF çaylak, MHK kaypak, hakemler eyyamcı, rakipler kumpasçı…” gibi günümüz Türk futbolunun malum yapısını kendi dünyasında abarta katlaya kendi canavarı olan YAPI’ya dönüştüren Ali Koç aklının ve biat edenlerinin, kuruluşunun 118. yıl dönümünü kutlayan koca çınar F.Bahçe’yi getirdikleri hâlin son versiyonunu izledik dün gece. Stephen King kaynaklı “Esaretin Bedeli” isimli filmde; bir mahkûm olan başkahraman Andy hayata bağlılığı, çabalarıyla diğer mahkûmları parmaklıkların arkasında bile özgür bir yaşam olacağına inandırmıştı. F.Bahçe ise senaryosunu Başkan Ali Koç’un kaleme aldığı 7 sezonluk dramda başrolü Mourinho’nun oynadığı son bölümde tüm inançlarını kaybediyordu.
Paralel evrende, Fenerbahçe’nin “Türkiye ve Avrupa’da ses getiren bir kadrosu vardı!”, Süper Lig’de ise bu muhteşem Fenerbahçe’nin yoluna taş koyan, TFF, MHK gibi üç harfliler… Biz sezon başında Mourinho’ya “Sizin kazanacağınız maçları görebilecek miyiz?” derken endişeli ama samimi bir soru sormuştuk. Bu kadar hayal kırıcı bir gerçekliği tahayyül dahi edemezdik.
F.Bahçe’nin geçmiş başarılarının ardına saklanan Başkan Ali Koç gibi, mazide kaldırdığı kupaları kendine kalkan yapan bir Jose Mourinho var sahnede… Oysa her ikisi de çıplak, artık herkes görüyor. “Siz benim hayal ettiğim Fenerbahçe’yi anlayamamışsınız” demişti Sayın Koç, gerçekten bunu anlayamazdık. Emin olun sayın başkan; Kadıköy kalesi yıkılmış, “derbi efendisi” apoleti sökülmüş ve hatta madara edilmiş bir Fenerbahçe’yi rakipleri bile hayal etmemiştir.
Derbiye gelince…. Yine dörtlüye dönmüşsün sayın hocam, sakatlıktan yeni çıkan Mert’i sola sallamışsın, gol atmayı unutmuş En-Nesyri’ye bel bağlamışsın. Ne bekliyordun acaba? Ligin üst sırasındaki rakiplerine diş geçirememiş, İsmail Kartal’ı mumla aratmış Mourinho’yla cümleten geçmiş olsun sarı lacivertli camia.
Maçın adamı: Gedson Fernandes
Mehmet Emin Uluç’un önceki yazıları...