Bir anıt adam!..

A -
A +

Bugünün Beşiktaş'ının yönetiminde olanların "Beşiktaşlılığını toplasak", üzerine de "o izansız ve insafsız tezahüratları yapan" sözde taraftarların tamamının "Beşiktaşlılığını eklesek", acaba bir "Samet Aybaba Beşiktaşlılığına" erişebilir mi?..
Lâfı uzatmadan bu sorunun cevabını da verebilirim; "Hayır, erişemez!.."
"Feda" yutturmacaları ile davet edilip "kendini feda ederek" göreve gelen, dahası "Şampiyonluk istemiyoruz, bizi mahcûp etmeyin yeter" istekleriyle sırtı sıvazlanan Samet Aybaba'nın ve eline verilen "ordan buradan gelen isimsiz gençler ve elde kalabilenler" ile mevsimi açtığı "toplama" takımının, hiç kimsenin beklemediği ve ümit etmediği "coşkulu ve keyif veren" bir futbolla, birdenbire "150 milyon dolarlık kadrolara sahip" Galatasaray'a ve Fenerbahçe'ye "ligde rakip hâline gelmesi" bu kadar çabuk nasıl unutulabilir?..
Samet Hoca gibi bir "Beşiktaş anıt adamı" bugün nasıl bu hâllere düşürülebilir?..
Diyeceğim odur ki:
Samet Hoca'ya "bu muameleyi yapmak" insafsızlığını gösterenlere, nasıl olur da "bugünün başkanı ve yönetimi" çıkarabileceği en gür sesle karşı çıkmaz?..
Bir zamanlar Ali Sami Yen Stadı'nda "kaptan" Arda'ya Galatasaray taraftarının gösterdiği "nankör" tepkiye karşı "sesini sedasını çıkarmayarak" adeta "İyi yaptınız" mesajını veren Adnan Polat ve yönetimine benzer bir tavır alan Fikret Orman ve yönetimine, yazıklar olsun!..
TV ekranlarında seyrettikçe ve spor sayfalarında okudukça, içim parçalanıyor; bu ne nankörlüktür, Yarabbim?..
Utanmıyorlar "o tezahüratı yapmaya" ve Samet Aybaba'nın kızının "O benim babam, böyle bağırmayın" diye uyarısında ona "bira şişeleri" fırlatmaya!..
Tabloya bakın:
"Beşiktaş'ı bu hallere düşürenlerden adalet önünde hesap soracağım" diye meydanlara çıkan ve sonra da "bin bir bahane ile" tam gaz tornistan yapan, "Feda feda" diyerek "sahalardaki, salonlardaki Beşiktaş'ı küçülten", ama "o küçülen Beşiktaş'ı şampiyon adaylarından biri hâline getirip, Avrupa Kupaları'na katılma hakkını elde etmenin kulpuna yapıştıran", dahası, "Fernandes ve Almeida hariç yıldız oyuncusu kalmayan", bitmedi, "sezon başından beri sakatlıklarla boğuşan", üç maç üst üste "doğru dürüst bir santrforlarla bile sahaya çıkamamış" olan bir takımın hocasına reva görülen ve "vicdanları yaralayan" bu "çirkin" taraftar tavrına karşı "sesini sedasını çıkaramayan" bir başkan var ortada!..
Çok açık ki, "asıl hedefte olması gereken" adam, "hedefe başkasının konulmasından memnun!.."
Ne var ki "bugünler" de geçecek ve Beşiktaşlılar "şu" gerçeği "çok iyi" anlayacaklar:
Aybaba, "öyle bir Beşiktaşlı" ki, kendisine üstten alta kadar yapılan bu haksız zulme karşı bile "Ben gidiyorum arkadaş" demiyor, "Beşiktaşlılık" görevine devam ediyor; helal olsun; "bunca nankörlüğün ortasında" dimdik ayakta duran, adam gibi adam, o!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.