Bir Karagöz finali!..

A -
A +

Galatasaray bir Avrupa kupası maçına böylesine bir taktik ve haleti ruhiye ile çıkarılamaz. Yani bir korku tüneline sokularak... 

Atletico Madrid güçlü olabilir, Atletico Madrid favori olabilir, Atletico Madrid 6-0 da kazanabilir, ama "Avrupa Kupaları'nda açık ara en iyi ve en güçlü Türk Takımı olan", dahası "4 yıldızlı 3 kupalı" ve de Türkiye Şampiyonu" Galatasaray, Atletico Madrid önüne, "böyle çıkarılmaz!.."

Nasıl "böyle"; Süper Lig'e "ilk defa çıkmış" bir PTT 1. Lig Takımı'nın, hem de "ligin daha ilk haftasında" Galatasaray veya Fenerbahçe ile oynayacağı, hem de "onların sahasında" oynayacağı bir maça çıkarken, o takımın "Süper Lig'de ilk defa hocalık yapacak olan" hocası tarafından  "o takıma aşılanan" bir haleti ruhiye ile, adeta "korku tüneline sokularak" çıkarılmak!.."

Hamza Hoca'nın, maçtan önce "söylediklerine bakın", "sahaya çıkardığı on bire bakın", "verdiği taktiğe bakın" ve de "kararı siz verin!.." ey Galatasaraylılar!..

Bitmedi; hocalarına, onun tertip ve taktiğine isyan eden, "ikinci yarıya onur mücadelesi yapmak için çıkan" ve de "böyle bir ortamda inanılmaz bir mücadele ortaya koyarak" içerde ve dışarıda "Galatasaray'la alay edilmesine yol açacak bir hezimeti önleyen" sarı-kırmızılı futbolculara "üçü hariç", teşekkür edin!..

Bakın "Salı gecesi maçını özetleyen formülü" buraya yazıyorum; Atletico Madrid + Dursun Özbek + Hamza Hamzaoğlu + Emre + Podolski + Carole: 2 - Galatasaray: 0!..

Ne diyeyim artık; "Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az!.."

Sevgili Önder Özen, maçtan sonra Güntekin Onay'ın "Neden böyle oldu" sorusunu cevaplarken, "Konuya transfer ayının başından girmek gerek" diyerek, "çok nazik ama anlamlı" ifadelerle, "İspanyol takımı önünde "tertip / taktik / futbol ve psikolojik" olarak ezilişin, "nasıl yanlış bir transfer politikası ve beceriksiz bir transfer uygulaması ile" başladığını anlattı.

Tecrübeli hoca, "yıldızlar almaya kulübün mali durumu yeterli olmasa bile, dünyanın dört bir tarafında, Güney Amerika'dan başlayarak, bonservisleri ellerinde yüzlerce futbolcunun olduğunu ve bunların içinden genç olarak da, tecrübeli olarak da Galatasaray'ın ihtiyacı olan ve de eksiklerini kapatacak futbolcuların rahatlıkla bulunabileceğini" açık açık izah etti!..

"Özetle" anlatmak istediği, "Bu yetersizliğe, Hamza Hoca'nın, büyük ve iddialı, dahası Şampiyonlar Ligi'ne katılacak ve Avrupa kulvarındaki  kariyer ve karizmasını devam ettirecek bir takımın hocası olarak müdahale edemediği, tavır koyamadığı, yol gösteremediği, sorunu çözemediği" idi!.. 

Transfer ayının son gününde, son saniyede patlayan "skandal" da, zaten, "Yetersizliğe beceriksizlik katan, hatalarla dolu, plansız, programsız bir transfer politikasının iflasını" ortaya koymuyor muydu?.. 

Bıraktık "takımın sorunlu yerlerinin takviyesini", daha da kötüsü, "eldeki malzeme" de "gerektiği şekilde kullanılabilecek" hâle getirilmemişti. Zira sezon başı hazırlık maçlarından beri, "torba kadro, çorba taktikler" ile ve de "takım iskeleti kurulmadan", takım her maçta sahaya "başka başka tertipler" ile salınmış, daha sonra, "dama taşları gibi" yapılan her değişikliklerde, en az 4 kişinin yerinin ve görevinin değiştirildiği" bir tablo ortaya çıkmıştı!..

Bitmedi; dahası, Galatasaray'ın "böyle yapmaya çok meraklı" İtalyan Hocalarını bile aratmaya başlayan bu garip durumun "dik alası", hem de Şampiyonlar Ligi'nin ilk maçında grubun favorisi ile oynanan maçta yapılmış; Mersin İdman Yurdu maçında bile "denenmeyen" bir tertip ve taktikle, "Şapkadan çıkarılmak istenen tavşan", daha ilk yarıda "kara mizah konusu" olmuştu!..

Hem de "İstikrar da, istikrar" diyen ama, Galatasaray'ı "tertip ve taktik olarak geçen yıl şampiyon yapan istikrarı" kendi elleriyle ve beyniyle yok eden" bir Hoca tarafından!.. 

Hamza Hoca, "Yıktın perdeyi eyledin viran"; zira "ne hâle, neden düştüğünü", seni bugüne kadar "hep koruyan" yorumcular bile sayfa sayfa yazdılar. Artık, "bu taraftar, bu futbolcular", hatta "Sonuna kadar arkandayız" diyen "bu yöneticiler bile" sana güvenemezler. 

Sen de bu ortam, bu hava içinde "doğruları bulamaz", her maçta daha büyük hatalar yapmaya devam eder, kendine de, Galatasaray'a da yazık edersin!..

Onun için diyorum ki; "Trabzonspor maçına dikkat et", perde kararabilir, zira, tiradın sonu belli; "Gidip sahibine istifanı ver, hemen!.."  

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.