Hüzün dolu hâlimiz!..

A -
A +

Ankara'da, İstanbul'da sporun beyninde oturup, spordaki olayları gün be gün yerinde yaşayan meslektaşlarımın, birkaç istisnası hariç çok büyük çoğunluğu, çok ama çok şeyi yazmıyor, çizmiyor. Neden?..

İnanın, Türk sporunda "öyle şeyler, öyle önemli şeyler oluyor" ki, söylenip duruyorum; "Ah... Ah... Keşke haftanın her günü yazabilsem, hem de bazı günler günde iki yazı yazabilsem, ne güzel olurdu. Ne yazık ki sadece haftanın üç günü yazabiliyorum, olaylara yetişemiyorum, bir türlü 'kafaları minnacık, bedenleri dev dinozorlara benzeyen bu vücuda göre kumaş biçemiyor, çok yeri açıkta bırakıyorum. Sonra da kendimi affedemiyorum!.."
Bitmiyor, bu defa "okuyan ve seyreden bir spor izleyicisi" olarak başlıyorum söylenmeye; "Benim bu yaşta, üstelik İstanbul'dan, Ankara'dan 700-800 kilometre uzaktaki Urla'da içim içimi yerken", nasıl oluyor da "İstanbul'da sporun göbeğinde, Ankara'da sporun beyninde oturup, spordaki olayları gün be gün yerinde yaşayan" meslektaşlarımın, "birkaç istisnası (İyi ki varlar) hariç" çok büyük çoğunluğu, "bilmemelerine, duymamalarına, görmemelerine imkan yokken", çok ama çok şeyi "yazmıyorlar, çizmiyorlar?.."
Hem acı, hem de komik bir tablo var ortada; "İstanbul'da, Ankara'da spor medyası mensuplarının hemen hemen hepsinin bildiği, ama kimselerin "adam sendecilikten" araştırmadığı, dahası yazmadığı, bitmedi, en kötüsü, "yazamadığı" haberleri, bir arkadaşımız yazınca, bunun adı oluyor "atlatma", servislerine de kalıyor bol bol  övünme; "Sadece biz yazarız!.."
Nedendir bunun sebebi; kimse gücenmesin, küsmesin, spor basınımızda, "sayıları giderek azalan ve ancak birkaç istisnası (İyi ki varlar) kalanlar dışında", bu acı duruma "son verecek", atlanılan, araştırılmayan, yazılmayan her haberin hesabını soracak, "haberlerini hiçbir korku duymadan, cesaretle yazan" spor yazarlarına "kalkan" olacak, "benim gençlik yıllarımdaki" spor müdürlerimiz gibi "müdürler yok"; nerede Namık Sevikler, Necmi Tanyolaçlar, Doğan Koloğlular, Adnan Akınlar, Kahraman Babçumlar, Samim Varlar?..
Onlar ki, "en büyük spor kulüplerinin başkanları ve yöneticileri, onlara ve servislerine saygıda kusur etmemeye azami dikkati gösterirlerdi", onlar ki, "servislerindeki bir stajyer muhabire bile kulüplerde, federasyonlarda, spor teşkilatının  bakanlık ve genel müdürlük dahil bütün kademelerinde yapılan kötü bir muameleyi duyduklarında", öyle bir hesap sorarlardı ki, ancak "özür üstüne özür dilenince", affederlerdi; ya şimdi?..
Mesela "şimdiden" son ve "çok acı" bir örnek; "onca yıllık foto muhabiri arkadaşımız", bir büyük kulübün yönetiminin verdiği "kabul edilemez" talimatlar yüzünden, Florya'nın "terörist önleyici" her şeyi arızalı 5 tonluk kapısına kafası sıkışarak ölüyor, ben her hafta soruyorum; "Ey Galatasaray Yönetimi rahmetli Erkan Koyuncu için ne yaptınız" diye,  o arkadaşımızın müdürü, sayfalarında "her gün sorması gereken" hesabı, bir defa bile sormuyor, neden?..
Üzülerek yazıyorum; bu ve benzeri bir yığın acı tabloya imza atan gerçek, sakın, "Anlı ve de şanlı spor basınımızda, değil İstanbul'un büyük kulüplerin başkanlarının, İstanbul dahil, Anadolu'nun dört bir yanına dağılmış diğer kulüp başkanlarının bile ekmek paraları ile oynadığı o kadar çok arkadaşımız var ki,  artık, korku dağları da değil, kulüp tesislerinin kapılarını bekliyor olmasın?.."
İşte "bu sebepten", ancak ve ancak, arada bir "haber gibi bir haber" okuyabiliyoruz, ama onların bile çoğu "Körlerin fili tarifi gibi"; yani ve açıkçası, "filin tuttuğumuz yerini 'fil zannederek' ya da kulüp kapılarında beklemeye başlayan korkunun esiri olarak 'İşte fil bu' diye spor kamuoyuna yutturmaya çalışıp, sadece filin 'tutabildiğimiz' ya da 'tutmak istediğimiz' yerini yazıyoruz" ve de "görevimizi tamamladığımızı" sanıyoruz!..
Nerede, "gençlik yıllarımda benim de büyük bir keyifle, inançla ve güvenle  yaptığım" ve "bugün çok ama çok özlediğim" gazetecilik?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.