Fenerbahçe yöneticisi Selim Kosif tweet atmış; "Ben böyle komik bir transfer görmedim??? Bakalım daha neler göreceğiz?"
Selim Kosif merak etmesin, "böyle komik işler yapan" yönetim iş başında kaldıkça, Galatasaray'da "dışarıdan bakılınca 'komik' ama içeriden bakılınca 'acı ve hazin' daha çoook transferler, işler görecek!.."
İşte "bu satırları yazdıktan sonra", yazıma ek yaptıran dıştan "komik", ama içten "acı ve hazin" görünen iki transfer olayının haberini daha gazetemin web sitesinde okuyuverdim. Meğer Cenk Gönen'in ve Endoğan Adili'nin de başına, "yöneticilerin iş bilmezlikleri ve de son dakikalara kaldığından telaş yüzünden belgeleri yetiştirilemediği için" benzer şeyler gelmiş, Cenk Gönen, "Süper Kupa Finali'nde tribünde oturmak zorunda kalmış", Adili ise "Geçen sezon, Galatasaray'ın hiçbir resmi maçında oynayamadan, aylarca parasını almış" sonunda da kiralanmış, zira "Türk statüsünde oynayacağı zannedilirken", meğer oynayamazmış, lisansı bile çıkarılamamış!..
Sevgili hocam Turgay Renklikurt'un patlattığı ve Çarşamba günü benim de "ondan naklen" yazdığım "Podolski Bombası" da ortada iken, varın görün "Galatasaray nasıl yönetiliyor?"
Üstelik, bunlar sadece "transfer örnekleri"; gerisini, hesap edin!..
Bir de hiç yüzleri kızarmadan "Aziz Yıldırım'lığa soyunuyorlar"; yazanları, eleştirenleri tehdit!..
Bu ve benzer olayları eleştiren ve "fazlasıyla hak ettikleri bazı ifadeleri kullananlar için" açıklama yapıyorlar. İşte "demek istediklerinin" tercümesi; "Bunları 'şimdilik' not ediyoruz, mahkemeye gideceğiz!.."
Aslında "Galatasaray genel kurulu, gerçekten Galatasaray'ı severlerin, gönül verenlerin, düşünenlerin ağırlık koyduğu bir genel kurul olsa", herkes çok iyi biliyor ki, "ibra edilmeyerek hakim önünde hesap vermeleri gerekenlerin kimler olduğu" ortada!..
Ünal Aysal ve yönetimi başta, Galatasaray'ı "böyle bir batağın içine sokanlar!.."
Ve de, "transfer ettikleri ama oynatamadıkları, paralarını tıkır tıkır Galatasaray'ın kasasından ödettikleri" futbolcular ortada iken, "bu zararı ceplerinden ödemeyenler" ile bu paraları onlara "zimmet çıkartamayan" Galatasaray Kulübü üyeleri!..
Kevin Grosskreutz'ın evrakında "imza eksikliğinin kabahati" elbette, onu "imzasız FIFA'ya mailleyen" idari menajer yardımcısı Uğur Yıldız'da!..
Ama bakın "kabahat" diyorum; zira o da bir insan, "son saniyelerin yaşandığı bir telaş ve panik ortamında" bunu yapabilir; zaten bedelini de istifa ederek ödedi!..
Ama "asıl suçlular", tıpkı Cenk Gönen olayında olduğu gibi, Alman futbolcunun da işini, haftalardır "Daha çok zaman var, zaman var" diyerek, "gönderilen" Melo'larla, Telles'lerle beraber "son saniyelere bırakan" Başkan ve yöneticiler değil mi?..
Onlar, İdari menajer yardımcısının attığı "bu onurlu adımı" atmayı neden düşünmezler?..
Merak ettiğim iki şey var; 1 - Yardımcısı istifa eden İdari Menajer kim?.. 2 - Galatasaray Sportif AŞ'nin başkan ve yöneticileri şirketten para alıyorlar mı?..
Bilmem ki, benden başka merak eden yok mu?..
Milli Takım!..
"Letonya'yı 1924'ten beri yenememek" geleneğini sürdürdük. "Saha için ve sonuç için yorumumu", Hollanda maçı da oynandıktan sonra yazacağım; "180 dakikalık bir maçın, ilk devresi için yazmamayı ve susma hakkımı kullanmayı" doğru buluyorum.
Bir ilavem var; Fenerbahçe'nin Atromitos'u 1-0 yendiği maçtan sonra, bazı yazar- izerlerimiz, "hakemin Fenerbahçe'yi kayırdığını" yazmışlardı!..
Ben de "Kırk yılda bir oluyor, varsın olsun, zaten Fenerbahçe maçı hem de farklı kazanmayı hak etmişti" diye yazmıştım.
İşte "Perşembe gecesi" gerçek bir daha bütün acılığıyla ortaya çıktı ve İsveçli hakemler, kritik maçın, kritik dakikalarında "gollük iki akınımızı 'ofsayt' diye kesti" ki, biri "hem 'penaltı' olacak, hem de rakip kaleci, ikinci sarı kartla oyundan ihraç edilecekti!.."
Ve biz, "Hollanda maçına, puan cetvelinde onların üstünde olarak" çıkacaktık; yazık olmadı mı?..
Suçlular ayağa kalksın!..
Galatasaray başkanlarından Adnan Polat, Ünal Aysal dönemi için şöyle demişti; "Üç senede üç defa bütün yönetici kadroları değişti. Görevlerine son verilenlere büyük tazminatlar ödendi. Bu uygulamayla kulübün ve şirketlerin 'Kurumsal Hafızası' da yok edilmiş oldu. Kulüp bu hafıza kaybı nedeniyle, ağır mali kayıplar yaşarken, uluslararası düzeyde ciddi hatalar, hak kayıplarıyla da karşılaşacaktır!.."
İbra edenler, şimdi 'ibra edilemez duruma düşecekler'; öyle bir miras bıraktı ki, insana şöyle düşündürüyor!.."
Sevgili Adnan Polat, "kahin gibi" konuşmuş; işte durum ortada!..
Soruyorum, "durum böyle iken", Aysal döneminde "dört yıl üst üste", altını çizelim ve "öyle" yazalım; "Türkiye'nin değil, Avrupa'nın değil, Dünya'nın, evet dünyanın en fazla geliri kasasında koyan önce 30, sonra 20 kulübü içinde yer alan" Galatasaray "neden bu duruma düştü" diye düşünmek, araştırmak ve de "gereğini yapmak" Galatasaray Kulübü'nün üyelerinin, Divan Kurulu'nun, Genel Kurulu'nun ve "sonra gelen" yönetimlerinin görevi değil miydi?..
"Kurumsallaşma" sloganı altında, başlatılan "inanılmaz israf" döneminin sonrasında "7 ay için göreve gelen" Duygun Yarsuvat gibi "bir uluslar arası hukukçuyu ve hukuk hocasını bile şaşkına çeviren" bu durumla ilgili, bir çok "komplo teorisi üretmek" ve yorumlamak mümkün değil mi?..
İşte, Galatasaraylıların birbirine sorup durduğu bir tanesi: "Acaba, bu duruma düşen kulüp, sonunda 'yapacak başka şey kalmadı' denilerek, tıpkı 'İngiltere'deki örnekleri gibi' dolar milyarderleri olan Rus Oligarkları ve Arap Petrol Şeyhleri gibi bir alıcı bulunarak, ona mı pazarlanacaktı?.."
Her Galatasaraylı, her sporsever, "israfın olduğu" her kulübün üyeleri ve taraftarı "bu konuyu" düşünmeli!..
Şaka!..
Yıllar yılı "askerlik" konusundaki iddialardan arınamamış, "Şike Davası tapelerinde 'küfür' babında her türlüsünü denediği görünen" ve de "henüz şike mahkumiyetinden de temizlenmemiş" bir zat, "Basketbol Milli Takımı Koçu" için "ahlak yoksunu" imaları yapıyor. Ve de "basın mensupları için söylemediğini bırakmamış, olmadık hakaretler yapmış" o zata "haklı" diyen meslektaşlarımız var!..
Onlar için, "şakayla karışık" söylenecek çok şey var ama, Uluç Market'in "Şaka" sütununun yeri, sadece bu kadarlık!.."