Şans ve hakemler!..

> BENİM YILDIZIM Mağlûp takımın santrforu Herve Tum!.. İnanılmaz goller kaçırmasına rağmen, tek başına Galatasaray defansını perişan etti, ne Song bıraktı, ne Servet!.. --------------------- Bu maçı Galatasaray açık farkla kaybedebilirdi; Bursaspor forvetleri, "sahanın en iyi oyuncusu Tum" da dahil, öylesine "kolay golleri atamadılar" ki; şaşkına döndüm!.. Bu maçı Galatasaray açık farka kazanabilirdi; Hakan, Ümit ve Sabri öylesine kolay golleri atamadılar ki, Galatasaraylılar şaşkına döndü!.. Bu maçı, Ümit'in "nefis golü" ile kazanan Galatasaray, "golden sonra" "yürekleri ağızlara getiren" dakikalar yaşamayabilirdi; ortadaki hakem ve Galatasaray'ın hücum sahasındaki yardımcı hakem "hakemliğin gereklerini" yapsaydılar!.. Verilmeyen penaltı, "Ayhan'ın Bursaspor Kaptanı tarafından tepesine tepesine vurulmasının görmezlikten gelinmesi" başta, "benzer pozisyonlarda" Bursaspor lehine olarak "devam" denilirken, "Galatasaray aleyhine olarak" faullere hükmedilmesi ve Galatasaraylı futbolcuların başta Hakan Şükür olmak üzere "adeta çileden çıkarılmak istenmesi", doğrusu ya "ligin başında üzerinde önemle durulması gereken" bir husus!.. Yoksa "yukarıdan beri anlattığım bütün bu şüpheli tablo", orta hakem - yardımcı hakem yardımlaşmasını "yok eden" talimatı ve uygulamasıyla Merkez Hakem Kurulu Başkanı Hilmi Ok'un imzasını mı taşıyor?!! "El ile başlayan pozisyonu" hatırlatan Galatasaray Kaptanı'na çıkan "kart", Ayhan'ı döven Bursaspor kaptanına çıkmazsa, elbette "sahadaki hakem adaleti üzerinde" durmak gerek!.. Galatasaray'da itiraz edene sarı kart, Bursaspor'da hakemlere bağıranlara "tısss"; bu nasıl iş?.. Bakınız maçın istatistiklerine; Bursaspor kaç faul yapmış, Galatasaray kaç faul, sonra da iki takıma çıkan kartları sayınız; bu nasıl bir göstergedir?.. Yıllardan beri "ilk defa" hakem üçlüsünün ikisi hakkında "böyle satırlar" yazıyorum; zira ortada "normal hakem hatalarından öteye" bir durumun gölgesini sezer gibi oldum da ondan!.. İnşallah yanılmışımdır, "bu yanlış tartan hakem terazisine karşı", Galatasaray maçı "11 kişi tamamladı" ise, onlara bravo; sinirlerine hakim olabildiler!.. Gol atmakta "beceriksiz" Galatasaray, "gol atmakta" rakibi kadar "beceriksiz" Bursaspor'u "usta işi" bir şans golü ile yendi; yeneme yebilirdi; maçın hakkı beraberlikti!.. Bülent Korkmaz'ın "taş gibi" takımı mücadelede Feldkamp'ın takımından üstündü; Galatasaray'ın defansını kenarlardan da, ortadan da darmadağın ettiler!.. Rakibe basamayan ve bu yüzden de "bol bol çalım" yiyen Galatasaray bekleri "vızır vızır" geçildi; Galatasaray'ın stoperleri havadan da yerden de ezildi; ileri vurdukları topların büyük kısmı rakibe gitti!.. Sonunda "Defansta hiç olmazsa o iyi oynuyor ve Galatasaray'ı kurtarıyor" dediğimiz Orkun da dağıtınca, iş tamamen şansa kaldı ki, o da sarı - kırmızılı takımın imdadına yetişti!.. "Boğa kadar güçlü" bir "dev adamdı" Bursaspor santrforu Tum, ne var ki "gol şansı" ondan yana değildi; inanılmaz goller kaçırdı; Sinan da ona uydu!.. "İyi oynadığı" ve tehlikeli ataklara hazırlık ve şut olarak imza attığı bir sırada Pancu'nun Ayhan'ın sarı kart gördüğü pozisyonda sakatlanması da, yeşil beyazlı takım için büyük bir kayıp ve şanssızlık oldu!. UEFA maçındaki kadrodan Hasan Şaş'a çıkarıp yerine Arda'yı alarak oyuna başlayan Feldkamp, doğrusu ya Arda'ya "onca dakika" nasıl dayandı anlayamadım; Arda'yı bu kadar etkisiz ve isteksiz hiç seyretmemiştim!.. Galatasaray'da iyi oynayanlar Ayhan, doğru dürüst orta yapamamasına rağmen Sabri ve Mehmet Güven'di!.. Hakan Şükür, 8 günde üç maç oynamasına rağmen diri idi, "istekli idi", sahanın her yerinde çok koştu, çok mücadele etti, ne var ki "öyle iki gol kaçırdı" ki, "maç berabere bitse", kaçırılan puanların "sorumlusu gösterilerek" düşmanları tarafından rahatça ipe çekilecekti!.. Ümit Karan, nihayet bu maçta ümit verdi; biraz kıpırdadı, "çok kolay atacağı" iki golü kaçırmasına rağmen, "kendisine yakışan" ve "Ümit işi" olan vuruşuyla maçı ve 3 puanı kurtardı!.. Son sözüm attığı frikik golleri ile "Galatasaray'ın da Roberto Carlos'u var" dedirten Volkan'a; "birden havalanan" çabuk düşer; haberin olsun!..