Yooo, Fyodor Dostoyevski tarafından yazılan “ünlü” romandan bahsetmeyeceğim, bugün futbolumuzu “ahtapot gibi saran” bir konuyu, “Bahis örgütlenmesini” yazacağım.
Spor camiamız, İstanbul Başsavcılığı’nın soruşturma ve operasyonu ile “futbolumuzu saran bir suç örgütünün ortaya çıkarıldığı” iddiası ile çalkalanmaya başladı.
Başsavcılık, “örgütlenmenin, ‘bahsi, şikeye döndürerek’ yöneticilerine kazanç sağladığı” iddiası ile soruşma başlattı.
Soruşturmada, “bazı hakemlerin, kulüp başkanlarının, hatta futbolcuların adları” da var.
Cumhuriyet Başsavcılığının “soruşturma ve operasyonlarla ilgili olarak yaptığı” açıklamaya bakarsak, “acaba” tereddüdü giderek ortadan kalkıyor; “Örgüt de var, suç da…” kanısı güçleniyor.
2011 yılında çıkarılan 6222 sayılı Sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesine dair kanun” bu konuda “ağır cezai hükümler” getiriyor.
Kanunun 3’üncü bölümündeki “Yasak Fiiller ve Ceza Hükümleri / Şike ve Teşvik Primi’ ile ilgili” 11’inci maddesi çok açık:
MADDE 11 - (1) Belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla bir başkasına kazanç veya sair menfaat temin eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Kendisine menfaat temin edilen kişi de bu suçtan dolayı müşterek fail olarak cezalandırılır. Kazanç veya sair menfaat temini hususunda anlaşmaya varılmış olması halinde dahi, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.
(2) Şike anlaşmasının varlığını bilerek spor müsabakasının anlaşma doğrultusunda sonuçlanmasına katkıda bulunan kişiler de birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(4) Suçun;
a) Kamu görevinin sağladığı güven veya nüfuzun kötüye kullanılması suretiyle,
b) (Değişik: 10/12/2011-6259/1 md.) Federasyon veya spor kulüpleri ile spor alanında faaliyet gösteren tüzel kişilerin, genel kurul ve yönetim kurulu başkan veya üyeleri, teknik veya idari yöneticiler ile kulüplerin ve sporcuların menajerleri veya temsilciliğini yapan kişiler tarafından,
c) Suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde,
d) Bahis oyunlarının sonuçlarını etkilemek amacıyla, işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.”
(9) (Ek fıkra: 10/12/2011-6259/1 md.) Bu madde kapsamına giren suçlarla ilgili olarak 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231’inci maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemez; verilen hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilemez ve ertelenemez.
Çok açıktır ki, “futbolumuzu yemeye başladığı damgadan bütünüyle temizlenmesi için bu madde “hiçbir taviz verilmeden” uygulanmalı ve “ahtapotun sadece kolları değil, bütünü” yok edilmelidir.
Fenerbahçe başkan ve yöneticilerine bir sorum var; “Neden Galatasaray ile yüzyıldan fazla bir süreçten beri süren ‘büyük’ rekabeti ‘Edirne’den öte hedefinde’ sürdürmüyorsunuz?..
Artık büyüklükler “ülke içi değil ülke dışı hedefleri ile” kazanılıyor; farkında değil misiniz?..
Öcal Uluç'un önceki yazıları...