Maç; 105 dakika oynandı, kırmızı kart, penaltılar, VAR müdahalesi ne yoktu ki!.
Üst üste 19 maç resmî maçı kazanmış olmak; ne kadar özgüven veriyorsa bir o kadar da serinin bozulması gibi bir stresi de beraberinde getirmişti.
F.Bahçe’de ilk yarı tamamlandığında (45+5) rakip kaleyi tutan tek bir şut yoktu.
Rakip kalede kalabalık gözüktüler, rakip yarı sahaya çok girdiler, ancak netice sıfırdı.
Fred’in yokluğu hissedildi, yük İsmail’e binmişti. Zajc orayı dolduramadı.
Fikstür nispeten kolaydı, Avrupa’daki rakipler de öyle dev değildi. Samet’in milli maç performansı yanıltıcı oldu.
Rotasyon yoktu, mental ve fiziksel yorgunluk da hesaba katılmalı.
“Beraber oynama alışkanlığı” olmayan iki stoper, paylaşım hataları yaptı.
Dünyanın her yerinde her teknik adam bu dakikada bu skor olursa; beş dakika içinde hamlelerini yapar. Tam 26 dakika bekledi.
1) Visca, savunmada ve hücumda çok pozitif işler yaptı. Mendy, bitmez tükenmez bir enerji ile sahanın her yerindeydi.
2) Her zaman Onuachu’ya göre bir oyun kurgulanmalı. Ceza sahasında topla buluşması yeterli.
3) Kalite ve kadro derinliği F.Bahçe karşısında kendisini gösterdi.
SON SÖZ: F.Bahçe yönetimi ve teknik kadro dikkatini ve enerjisini çok başka yerlere harcadı. Henüz kaybedilmiş bir şey yok. 11 maçta; bir mağlubiyet, bir kaosa sebep olmamalı. Seyirci bunun farkında, mağlubiyeti yok saydı, takımını bağrına bastı.
MAÇIN ADAMI: Mendy