Doların saltanatı gerçekten bitecek mi?..

Sesli Dinle
A -
A +

20. yüzyıl paradigmaları ile güçlenen ama temeli yüzyıllara dayanan Merkez Bankaları, kapitalist sistemin en önemli kaleleridir. Fakat merkez bankaları 21. yüzyıla geldiklerinde birçok fonksiyonlarını kaybettiler ya da başka kurumlara kaptırdılar. Birçok fonksiyon düzenleyici otoriteler, özel kurumlar tarafından icra edilmeye başladı, para üretme, parayı büyütme mekanizması faiz çarpanı ile beraber bankaların ve finans kurumlarının eline geçti.

 

Bugün basılmış parayla banka parası dediğimiz “kaydi para” arasındaki fark, bazı ülkelerde 1’e 10, bazı ülkelerde 1’e 30, 1’e 40 civarında seyrediyor. Yine basılmış dolar miktarıyla dünyadaki dolar cinsinden yapılan işlemler, dolar mevduatı, dolar kredilerini ya da dolara endeksli mevduat ya da krediyi topladığınız zaman aralarında ciddi bir uçurum, ciddi bir makas olduğu gözüküyor. Demek ki para aslında “kaydi” ortamda büyüyor. Merkez Bankaları da sadece faiz enstrümanıyla ya da ellerindeki kısıtlı enstrüman demetiyle piyasaya müdahale etmeye çalışıyorlar.

 

Bütün Merkez Bankaları aslında -Fed’i dâhil etmeyeceğim buna, çünkü ciddi bir küresel güç olarak duruyor- ulusal ya da bölgesel bir politika uygulamaktan uzaklaştılar. Çünkü eski güçleri kalmadı. Hâl böyleyken aklı başında birkaç kişi dedi ki: “Madem bu Merkez Bankaları karşılıksız para basıyor, bu hesapsız parayı bir kenara koyup istiflemektense, bir para gibi itibarlı bir alışveriş değeri oluşturabilir miyiz?” Böylelikle 2008 yılında Bitcoin ortaya çıktı.

 

Bilgisayarların ve insanların enerjisini bir alışveriş değerine çevirme amacıyla başlayan bu iş aslında bugün bir zenginleşme vazifesi görüyor. Hatta dolandırıcılık vazifesi de diyebilirim. Maalesef, dolandırıcılığın boyutu giderek büyüdü ve dijital firmaların sahipleri de buna katıldı. “Z” neslinin hayran olduğu Elon Musk bu işte başı çekti.

 

Bu gibi enteresan insanların yüksek zekâlı oldukları belli, ama yüksek ahlaka sahip oldukları konusunda ciddi tereddütlerim var. Bu gibi kişiler ne mi yaptılar? Piyasaları maniple ederek kripto değerlerden çok ciddi paralar kazandılar. Zararlarını tazmin ettiler, düşen roketleri ya da bir tasarımda ortaya çıkan zararı vatandaşın cebinden tazmin ettiler. Herkes fakirin parasıyla zengin olur. Bunu unutmayalım!..

 

Meseleye geri dönersek; dolar, avro gibi perakende piyasasında ya da herhangi bir işlemde geçerli olacak bir yeni değeri bulmak elbette komplike ve zor bir süreçtir. O yüzden bunun tekniğine bu malalede girmeyeceğim.

 

Neticede insanlar kripto varlıkları itibarlı bir değiş-tokuş aracı gibi kabul edip işlem yapmaya başladılar. Bunun için kripto para borsaları kuruldu.

 

Kripto değerler varlığa dayalı olan ya da olmayanlar olarak ikiye ayrılıyorlar. Kripto borsalarında işlem gören bazı değerler “stable coin” dedikleri arkasında bir gayrimenkul, bir başka ülkenin parası, hisse senetleri ya da diğer varlıkların olduğu coinler olduğu gibi, sadece dediğim gibi blok zincir teknolojisine dayanarak üretilmiş olanlar da var...

 

 

 

Nakit paradan dijital paraya geçiş...

 

 

 

Elbette bunlar geleceğin habercisi olan gelişmeler. Çünkü 2030 yılından itibaren Mars’a bir koloni hareket edecek. Küçücük bir koloni bu fakat diğer koloniler bunu takip ederken hiç kimse cebinden dolar ya da kâğıt para çıkarmayacak ya da bir ulusal parayı konuşmayacak. Çünkü evrene açılan insanlık, ulusal değerler üzerinden hareket etmeyecek. Belki bu blok zincir teknolojisi, emeğin gerçek değerini belirleme açısından ulusal paradan çok daha fazla iş yapacak.

 

1996 yılında yazdığım doktora tezi, tarım kesiminin parasal ekonomiye kazandırılmasıyla alakalı birçok sorunu dile getiriyordu. Sonrasında anladım ki nakit para yani Merkez Bankalarının çok koruduğu, devletlerin üzerine titrediği şey, aslında kayıt dışılık da oluşturuyor. Kripto paraların kayıt dışılık oluşturduğuna dair tezlere mesafeli yaklaşıyorum. Bana göre tam tersi oluyor. Para soğuk cüzdana çekilse de çekilmese de kayıt dışılık değil, bir şekilde kazancın ve işlemlerin kayıt altında olmasını sağlayan bir ortam meydana getirebilir.

 

Dijital parayla kripto arasında ciddi bir fark var. Onu da anlatayım: Kripto paralar otonom ve anonim bir şekilde üretilirler ve bir para otoritesine bağlı değildirler, merkeziyetsizdirler. Dijital parada ise aynı durum söz konusu değildir. Dijital para aslında bankamızda duran, elimizi değdiremediğimiz, dijitalleşmiş değerlerdir.

 

Bugün dünyadaki tüm paralar zaten dijitalleşmiş durumdadır, çünkü banka sistemi bunları kaydi olarak oluşturur. Diyelim ki bankaya 1000 dolar gibi bir para yatırdınız, %5 faiz alsanız sene sonunda 1050 dolar elde edersiniz. Bu parayı tutup bankadan çekmenize gerek yoktur, böylelikle paranız kaydi olarak büyür ve dijital olarak size bir alışveriş değeri oluşturur.

 

Aynı şekilde kredi kartının limitini de belirleyen banka hesabınızdaki paranızdan çok itibarınızdır, yani ticari ya da finansal hayatınızda yaptıklarınızdır, bunun üzerinden size bir kredibilite yani itibar tanımlanır. Bu kredibilite alışveriş değerine dönüşür. Kripto paranın da dijital paranın da prensibini bu şekilde değerlendirebilir, analiz edebiliriz. Bunlar pekâlâ mümkün ve mümkün olduğu için de zaten yapılıyor. Peki bunlara nasıl yatırım yapacağız?

 

Dünyanın geleceğinde artık kâğıt paranın olmayacağını gayet iyi biliyoruz. Dijital paralar belki merkeziyetçi bir sisteme dayandığı için bir süre daha devam edecek ama yavaş yavaş merkeziyetsiz sistemlere doğru gideceğiz. Tabii, bugün konuştuğumuz kripto paralar herhâlde saymakla bitmez. Hangisinin daha etkin hangisinin daha başarılı olacağını söylemek "müneccimlik" olur. Ama sonunda göreceğiz ki kripto paralar belki gelirin adil dağılımı, emeğin adil karşılığını vermek amacıyla blok zincir mekanizmasını kullanarak otonomiyi ve aynı zamanda adaleti sağlayan unsurlar olarak ortaya çıkacaklar.

 

Otonom ve anonim olması tartışmasız çok önemli, ama bunun haricinde ülkelerin de, yani devletlerin de kolay kolay bu işten vazgeçmeyeceklerini, kendi Merkez Bankalarının para üretmeyi kolayca elden bırakmayacağını öngörebiliyorum. Ancak basılan para çok ciddi bir kayıt dışılık oluşturuyor. Üstelik ekonomilerin zor duruma düşmesi, kanun dışı faaliyetlerin daha fazla artmasına da sebep oluyor. Kaydi paranın daha fazla artması, kâğıt paranın ortadan kalkması, dijital paranın yanında kripto paranın da hızlanarak hayatımızda yer alması belki de daha adil bir dünya için önemli olacak.

 

Sonuç olarak, dünyada doların hâkimiyetini kaybettiği an ulusal paraların tamamı da tarihe karışmaya hazırlanmalı. Nakit paranın tamamen ortadan kalkması bunun ilk işareti olacak.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.