Her vesileyle söylediğimiz gibi liderlik, doğuştan gelen bir vasıftır. Sonradan lider olunmaz. Kursa giderek, staj yaparak da lider olunmaz…
Gencin şiir veya yazma yeteneğini fark ettikten sonra kendini bu yolda yetiştirmesi gibi lider olma istidadındaki kişi de şahsiyetinde saklı olan düşünme, konuşma, cesaret ve cömertlik… gibi liderliği oluşturan hasletleri keşfedince kendini bu yolda yetiştirir.
Tarihî Türkçede “başbuğ” sonrasında “rehber” ve “önder” şimdilerde Avrupa lisanı menşeiyle "lider" denilen kişi, içinde yer aldığı toplulukta duruşu, bakışı, ufku, teklifi, tehlikeye göğüs germesi, fedakârlığı ve aşılmaz sanılan zorluklara getirdiği çözümler ve zifirî karanlıkta bile aydınlığa geçit bulmasıyla hemen belli olur. Liderin zihninde ümidsizlik, huyunda çıkarcılık, ahlâkında hasislik ve ihanet olmaz.
Lider, tâbi olan değil, tâbi olunandır, tehlikeyi göze alabilendir, kan kusup "kızılcık şerbeti içtim" diyendir. Takip eden değil, başı çekendir. Öncü olandır, yol gösterendir. Şükredendir. Kavi tahammül sahibidir. Sabredendir. Fitne, yâni kardeşi kardeşe kırdıran bozgunculukla dâvâyı ve umdeyi ayırt edebilendir…
İnsanlık ve medeniyet, tekâmülünü; gelişmesini liderin hası olan Peygamberlere, âlim, ârif, evliyayla mayası kahramanlıkla yoğurulmuş liderlere borçludur.
Milletler, vakti erince liderini çıkarır. Bu vakit, vakt-i merhundur, belirlenmiş zamandır. Hesapla kitapla bilinmez. Lider de bilmez. Vakit erer, gün döner, şafak söker. İslâm’la şereflendikten sonra haçlı taarruz, hîle ve yıkımlarına karşı yekpâre bir ordu hâline gelen Türk milleti, bu cihad meydanında kıymetli liderler yetiştirdi. Türk milleti kadar çok sayıda lider yetiştiren ikinci bir millet olmasa gerek.
Lider en olmadık zamanda elini de canını da taşın altına koyandır. Çünkü lider, hasbidir, menfaat beklemez, milletine ve onun ulvî kıymetlerine sevdalıdır.
Lider, ‘kim ne der?" diye kaygılanmaz.
Allah’ın rızasından gayrı ölçü tanımaz.
Ayak sürümez.
Lider, kanı suyla yuyan bilgedir.
İstişare neticesi bir hedef tayin edilmişse, o hedefe varılacaksa önce kendisi yekinir:
-Yâ Hak! diyerek yerinden kalkar ve yürür…
Bir millet için kaht-ı ricâl; yâni, yetişmiş insan çıkaramamak büyük talihsizliktir. Bu talihsizliği iki asır kadar yaşadık. Bedeli ağır oldu…
Lider, çıkaramamaksa felâkettir:
Lider, bu felâketi önleyen seçkin insandır.
Rahim Er'in önceki yazıları...