Adaletin bu mu?..

Kızıl Ordu Cephesi adlı örgüt, 1970'li yıllarda Almanya'da terör estirdi. Diğer adı Baader-Meinhoff çetesi olan örgütün üst düzey yöneticileri 1976-77 yıllarında yakalandı. Sıkı güvenlik tedbirleri ve disiplini ile bilinen Stuttgart'taki Stammeheim Cezaevi'ne hapsedildiler. Terör örgütü liderleri, ceza evinde işkence, kötü muamele gördükleri, yazışma ve haberleşmelerine izin verilmediği, avukatlarıyla görüştürülmedikleri, hücelere konularak tecrit edildiği gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdular. Mahkeme, Alman terörist liderlerin hiçbir başvurusuna olumlu cevap vermedi... *** Daha sonra Andreas Baader, Gudrun Ensslin ve İrmgard Möller adlı terörist liderler 18 Ekim 1977 gecesi hücrelerinde ölü olarak bulundu. Jan-Carl Raspe ise hastanede 4 gün yaşadıktan sonra öldü. Alman resmi makamları, "intihar ettiler" açıklaması yaptı. Ama kimse inanmadı. Çünkü, teröristler hücredeydi. Tamamıyla tecrit hücresi. Havalandırmaya bile çıkartılmayan bu teröristler biribirini asla göremedi. Ancak dördü de aynı gece, birkaç dakikalık arayla intihar etti?!. Andreas ve Jan-Carl nereden buldukları belirlenemeyen bir tabanca ile kendilerini vurmuşlardı. Hatta Andreas'ın intihar ederken, kafasıyla tabanca arasına bir yastık koyduğu açıklanmıştı. Yani bir terörist intihar edecek, ses çıkmasın veya etraf kana bulanmasın diye yastık kullanacak!.. Ceza evi yetkilileri İrmgrad'ın ise kendisini 4 kez bıçaklayarak intihar ettiğini açıkladı. *** 1996 yılında, önemli bulgulara ulaşan bir araştırmacı, "Bu ölümler intihar değil, devletin sistemli cinayetleridir" diye açıklama yaptı. Belge ve bilgileri net bir şekilde ortaya koyan o araştırmacı, "Hür demokratik temel düzeni yıkmaya yönelik faaliyette bulunduğu" gerekçesiyle Alman Ceza Yasası'nın 90. Maddesi gereğince 3 yıl hapse mahkum oldu... *** Daha sonra, Baader-Meinhoff çetesinin avukatlarından Berberich, örgüt üyeliği ile suçlandı ve Ekim 1970'te tutuklandı. Haziran 1974'te ise 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Berberich, intihar (!) eden çete liderlerinin aynı gerekçeleri ve özellikle tutukluluk süresinin uzunluğu dolayısıyla AİHM'ye başvurdu. Mahkeme yine kılını kıpırdatmadı ve başvuruyu reddetti. *** Peki, PKK terörünün yanında devede kulak olan Baader-Meinhoff çetesine kapılarını sonuna kadar kapatan AİHM, neden Abdullah Öcalan'ın avukatlığını yapıyor?.. *** SON SÖZ: Avrupa için PKK, "düşmanımın düşmanı, dostumdur" statüsündedir...