Son Papa'nın seçimi ile taşlar daha da yerine oturdu. Avrupa Birliği'ne karşı "ihtiyatlı" yaklaşımımı eleştirenler, amansız "Türk karşıtı" Papa'nın seçimi ile birlikte makas değiştirmeye başladı. Çünkü bayrağıyla, milli marşıyla zaten bir Hıristiyan kulübü olan AB'nin, tamamen kapı-duvar halini alacağı daha netleşti. *** Değerli dostlarım, ben toptan bir AB karşıtı değilim. Dediğim gibi ihtiyatlı bir yaklaşım sergilenmesi gerektiğinin altını çiziyorum. Tabii ki Avrupa Birliği'ne üye olmak adına yapılan çalışmalarda iyi şeyler de oldu. Bazı yasal ve idari düzenlemeler isabetliydi. Ama bu değişiklikleri illaki AB'nin dürtüklemesi ile mi yapmak gerekirdi? Bizim millet olarak özgür bilincimiz, bu atılım için yeterli değil miydi? *** Bakın Gümrük Birliği'nin altına imza attığımızda da, ülkeyi yönetenler, herkese "eller havaya" yaptırmıştı. Ne oldu? Gümrük Birliği'ne girdikten sonra, Türk ekonomisinin zarar hanesine milyarlarca dolar zarar yazıldı. Avrupa ekonomisinin pazarı haline geldik. Avrupalı iş adamı elini kolunu sallayarak ülkemize gelip mal sattı. Benim iş adamım ise AB ülkelerinden vize almak için binbir eziyet çekti. Kısacası daha müreffeh olacağımıza daha fakirleştik. Dolayısıyla işsiz sayısı sürekli arttı. *** Peki AB macerası uğruna başka neler oldu? Şimdi öldürülen teröristler, en bölücü sloganlar eşliğinde eller üzerine alınıyor, törenler yapılıyor. Belediyelerin ambulansları ile taşınan teröristler, özel hazırlanan şehit (!) mezarlıklarına gömülüyor. Yörenin resmi yetkilileri, teröristlerin ailelerine baş sağlığı ziyaretine gidiyor. Türk bayrağı her gün saldırıya uğruyor. Bölücübaşı, İmralı'da istediği gibi at oynatıyor. Örgütünü eskisinden çok daha iyi yönetiyor. *** Gelelim bir başka itirazımıza... Ceza Kanunu'ndaki hatalı değişiklikler nedeniyle güvenlik güçlerimizin eli kolu bağlandı. Sokaklarımız kâbus mahalline döndü. Kapkaç, gasp, hırsızlık, cinayet, tecavüz, mafyatik eylemler, uyuşturucu alışkanlığı vs. müthiş bir hızla artmaya başladı. Niye? Avrupa Birliği'ne üye olma sevdasına... *** Ya ulusal güvenliğimiz? İyi niyet adı altında Kıbrıs, çok tehlikeli bir maceranın içine itildi. Onlar ne yaptılar? Bölücü teröristler gibi bayrağımızı yaktılar. Sonra da üzerine "Kıbrıs bizimdir" yazarak, Atina'yı ziyaret eden Harp Okulu öğrencilerimizin odasına attılar. İyi niyet ha! *** SON SÖZ: Cehenneme giden yollarda da, iyi niyet taşları bulunur.