Bastıra bastıra silmek...

“Ben zaten bastıra bastıra siliyorum. Özel bir çözüm söyleyeceksiniz sandım!..”

 

 

 

 

 

Bir gün sokak aralarından metrobüse doğru yürürken, çisil çisil yağan yağmurun altında, elinde sarı havluyla kırmızı arabasını silen bir adam dikkatimi çekti. Yavaşça yaklaştım ve sordum: “Bu yağmurun altında, bu arabayı bu bezle silerek kuru tutma şansınız var mı?”

 

Adam tebessüm edip başını salladı: “Mümkün değil.”

 

Devam ettim: “Bu bize neyi hatırlatıyor, bilir misiniz?”

 

“Neyi?”

 

“Tıpkı toz torbalı süpürgeyle yapılan temizlikten sonra, parkelerin, sehpa ve televizyonların üzerindeki tozun hiç bitmemesi gibi değil mi?”

 

Gülümsedi. Elindeki sarı bezi göstererek “Bitmeyen tozun ve nemin tek çözümü bu” dedi. "Evde de mi tozu sen temizliyorsun?"

 

“Mecburen, bebeğimiz hassas, annesi onunla ilgilenince toz, süpürge bana kalıyor dedi.”

 

Peki bir çaresi olsa tozdan kurtulmak istemez misiniz?

 

“İsteriz ama şimdilik çözüm bu bez.”

 

“Bence tek çözüm bu değil” dedim. Meraklandı: “Bir tavsiyen mi var?”

 

“Var,” dedim. “Bastıra bastıra silmek yetmez. Başka bir çaresi daha var...” Alaycı bir tebessümle: “Ben zaten bastıra bastıra siliyorum. Özel bir çözüm söyleyeceksiniz sandım” dedi. “Bir çözüm daha var ama bu yağmurda olmaz” dedim. “Ne zaman o çözüm?” diye sordu.

 

“Nisan yağmurlarını beklememiz lazım” dedim. Adam güldü. “Nisan’a çok var. Başka?”

 

 “Başka ve tek çare kaldı: Doğru insan, doğru teknoloji” dedim. “Nerede o insan, nerede o teknoloji?” dedi.

 

“Bazen insanın ayağına kadar gelirmiş de, göremezmiş.”

 

“Öyle bir insan ayağına kadar gelir de görmez mi?” dedi. "Orası, o insanın kabiliyetine kalmış” dedim. Vedalaştım. Ayrılırken, ne iş yaptığımı sordu. 

 

“Evlere yağmur yağdırıyorum” dedim. Bu son görüşmemiz dedim.

 

“Fark etmez canınız sağ olsun” dedi. Adamın kafası iyice karıştı. 

 

Yanından uzaklaşırken o hâlâ yağmura rağmen kırmızı lüks A6’sını bastıra bastıra siliyordu.

 

     ***

 

Hayat da böyle işte… Tozdan, kirden, nemden arındırmak için bastıra bastıra sileriz de, arabamızı, evimizi, zihnimizi, kalbimizi… Ama bazen bastırmak, kirlendikçe silmek yetmez. 

 

Gerçek temizlik; doğru zamanı, doğru yöntemi, doğru ilmi, doğru insanı ve doğru bakış açısını yakalamakla mümkün olur. Ve çoğu zaman… Temizlik dışarıdan değil, içeriden başlar.

 

Doğru bakış açısıyla, doğru teknolojiyi bulmanız dileğiyle...

 

     Onur Ercan

 

 

 

Ünal Bolat'ın önceki yazıları...