Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Kaydet
a- | +A
Gaziantep''ten Mustafa Aksoy''un yaşadıkları, binlerce işsizden gazete ilanlarıyla iş arayaları yakından ilgilendiriyor... "Şaşırtıcı ve ilginç olayları ile büyük beğeni toplayan köşenizi ilgiyle takip ediyorum. Ben de geçtiğimiz günlerde yaşamış olduğum anımla katılmak istiyorum köşenize... Liseden sonra üniversiteyi kazanamayınca askerlik hizmetini geçici olarak tecil ettirip, "Bir iş bulayım da çalışayım" dedim. Verdiğim karar iyiydi bana göre... Ama bir iş bulup da çalışmak için elimdeki diploma yeterli değildi... Hele hele özel sektörlerde vasıfsız bir lise mezunu olarak iş bulmak imkansızdı... Kamu kuruluşları derseniz, zaten hali içler acısıydı... Birkaç kişilik kontenjan açılsa bile binlerce kişi imtihan ediliyor, ardından da günlerce iltimas şaibeleri söyleniyordu... Ben de, Hoca Nasrettin''in "Ya tutarsa" sözünden yola çıkarak, yılmadan yorulmadan gazete ilanlarında iş aramaya başladım... Kendime uyan bir iş bulmak ümidiyle her sabah gazetelere yumuluyor, saatlerce ilan sayfalarını okuyordum... Bir gün beni çok şaşırtan bir gazete ilanına rastladım. İlan aynen şöyleydi: "Vasıflı, vasıfsız, üniversite, lise ve ortaokul mezunu eleman alınacaktır.Tecrübe aramıyoruz. Günlük net 8 milyon" İlanda verilen cep telefonundan işyerinin adresini aldım. Adana''ydı... Şimdi bu iş için Antep''ten kalkıp Adana''ya mı gidecektim?.. O kadar masrafı nasıl yapardım ki? Zaten işsiz ve parasız biriydim... Ama , "Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez" diyerek, üç kuruş harçlığımdan tasarruf ederek biriktirdiğim paramla bilet alıp, Gaziantep''ten Adana''ya yola çıktım. Adana''da, uzun bir aramadan sonra işyerinin adresini buldum. İsmini burada belirtmek istemiyorum, sözde bir kargo şirketiydi... Buraya kadar her şey iyi güzel gidiyordu. Ama kargo şirketi denilen yere gittiğimde, çıka çıka dört metrekare bölümden oluşan bir büro çıktı karşıma... Neyse, iş olsun da ufak oluşu fark etmezdi... Fakat büroda ne bir vergi levhası vardı ne de masada bir telefon... Üstelik bu sözde şirket telefona dayalı bir şirket olmalıydı. Kargoydu çünkü... Sözde firmanın Güney Bölgesi Sorumlusu(!) arkadaşımız, benim gibi başvuru için gelen ümit mağdurlarını güler yüzle karşılıyor, çay sigara ikramında bulunuyordu... Gelen birkaç kimseyle birlikte ben de doldurdum başvuru formunu... Böylece, hiçbir ön görüşme ve soruşturmaya tabi tutulmadan işe alınmıştık. Ancak bir şart vardı önümüzde... Şirketin Ziraat Bankası''na açmış olduğu hesaba, 2 milyon 500 bin lira teminat yatırmamız gerekiyordu. Görünüşte az para. Ama binlerce ümit mağduru bu parayı yatırınca ortaya çıkan sonuç hiç de fena değil... Bunu söyleyen yetkili, itimat için olsa gerek, ikide bir cep telefonuyla kargo siparişleri alıyor, adresler falan yazıyordu. Hem de sipariş aldığı (!) firmaların isimlerini yüksek sesle söylüyordu ki, hangi önemli firmalarla çalışıldığını görmüş olalım... "Bu kadar da olmaz!" diye geçirdim aklımdan. Böyle büyük firmalarla iş yapan bir kurumun bu kadarcık bürosu nasıl olurdu? İçime bir kurt düştükten sonra da, harcadığım yol paralarını vs. bir tarafa bırakıp, tekrar G. Antep''e döndüm... Yorgunluk ve aptal yerine konulmanın stresini yaşıyordum. Ertesi gün akşam saatlerinde bir telefon geldi. Ahizedeki ses, "Aloo G. Antep mi?" diye soruyordu... Adana Emniyetinden aramışlar meğerse... Kimliğimi öğrendikten sonra dedi ki telefondaki ses: -Siz falanca firma adındaki bir yere başvurmuşsunuz. Ama öyle bir şirket yok. Dolandırıcılık yapan bu kişiler yakalanmıştır. Şu an elimizdeler. Siz bu kişilere para falan verdiniz mi? -Hayır vermedim. Ardından, istersem benim de şahit olarak katılabileceğimi söylediler. Ama gitmek istemediğimi belirttim. Durumumu anlayışla karşılayıp kapattılar. Çünkü zaten gereğince şahit vardı... Bu haber üzerine biraz rahatlamıştım. Çok şükür emniyet güçleri sayesinde, yalancının mumu yatsıya kadar yanmıştı. Adana emniyetine, bu olaya zamanında müdahale ettikleri için minnettarım... Tek umudum tek arzum, tek dileğim, yüce devletimizin günübirlik gündemlerle oyalanmadan birçok sorunun üstesinden gelebileceği gibi, şu kör olası işsizliğe de köklü bir çözüm üretmesidir.
ÖNE ÇIKANLAR