Şansa bak!..

“Artık pideyi almıştım. Fırından yeni çıkmış. Kıymalı, yumurtalı pide hem de tereyağlı.”

 

 

 

Cuma namazına gitmiştim. Olay bu ya geçenlerde mahallede ölen birinin mevlidini yapmak istemişler. Herkes gelir diye de cuma namazına denk getirmişler. Hep beraber cuma namazını kıldık ama ben çıkmadım. Ben her cuma kaza namazı kılarım o gün de kaza namazı kılıp öyle çıktım. Çıktım ya ohoo millet neredeyse dağılmış. Kapının önünde mevlidi yaptıranlar pide ayran ve su dağıtıyordu. Tam sıra bana gelecekken pide de ayran da bitti. Kala kala suya kaldık iyi mi? Camiden fırına doğru gittim ekmek almaya. Hem ekmek almaya fırına gidiyorum hem de söyleniyorum kendi kendime.

 

“Tüh keşke biraz erken çıksaydım pideyi kaçırdık tüh... Amaan napalım canım pide dağıtıldığını bilmiyordum ki...”

 

Neyse efendim ertesi hafta yine cumaya gittim aynı camiye. Namazdan sonra yine kaza namazı kıldım. Yine her zaman olduğu gibi fırına ekmek almaya koyuldum. A o da ne bizim köylü Ahmet abi ve oğlu Furkan yanlarında birisi daha var.

 

- Ahmet abi hayırdır bugün işe gitmedin mi?

 

- Bugün izin aldım Abdullah misafirler gelecek de.

 

- Furkan baba oğul izinlisiniz galiba.

 

- Yok ya dün hastanede nöbetçiydim bugün boştayım.

 

- Furkan sen karşıdan emaneti al eve git. Ben bakkala uğrayıp eve geçerim.

 

- Tamam baba.

 

Neyse ben fırından ekmek aldım doğru eve gidiyordum. Bir de baktım yolun karşısındaki pide fırınından Furkan çıkıyor.

 

- Hayırdır Furkan.

 

- Pide yaptırdık da eve götürüyorum.

 

- Afiyet olsun.

 

- Canın çekmiştir al bir tane.

 

- Yok ya ayıp olur.

 

Furkan pidenin içinden bir tane alarak uzattı:

 

- Al işte eve giderken yersin.

 

- Alayım bari. Teşekkür ederim kardeşim.

 

Artık pideyi almıştım. Off fırından yeni çıkmış. Kıymalı, yumurtalı pide hem de tereyağlı. Geçen haftaki pideyi kaçırdık ama bu pide ona bin basar. Geçen haftaki pide bekleye bekleye soğumuştu. Bu daha fırından yeni çıkmış. Var ya tam da canım pide çekmişti be. Şansa bak demek ki başka bir şey daha isteseymişim olacakmış iyi mi?

 

     Abdullah Karakoç-Amasya

 

 

 

 

 

Ünal Bolat'ın önceki yazıları...