Televizyon dizileri

Toplumun yapı taşı olan millî, dinî değerlerimize her an balyoz vuran televizyon dizileri sektörü yılmadan yoluna devam ediyor. Gayriahlaki konuları ele alan dizilerle gençliğin ahlakını bozan bu yayınlar, şimdi İslami değerleri hedef almış! İsmi malum olan bu diziler bilinçsiz toplumumuz tarafından acı açık şekilde seyrediliyor. Bu izleyen kitle, daha sonra "Nereye gidiyor bu gençlik" naralarını atıyor. Ama fiil sıfır. Kimse onların akşam çay çekirdek dizi keyfini bozmasın. Yeter ki ahlak bozulsun, aile mefhumu bozulsun(!) Dinî, millî ananelerimiz ayaklar altına alınsın(!) Kimin umurunda efendim!  Aman sus keyfimiz kaçmasın...

 

Yine malum bir kanalda, malum bir dizi başlamış. Ahlaksızlık üstüne dinî değerler alet edilen bir sürü sahnesi çekilmiş. Ama kimse bunlardan rahatsız olmamış. Toplum olarak zaten biz bunları kanıksadık!.. O yüzden düşünme, itiraz etme duygumuzu bile kaybettik. Ne gösterirlerse itirazsız seyrediyoruz. Dinimizle alay ediliyor, namaz sahneleri, Allah razı olsun cümleleri o dizide havada uçuşuyor. Ama bizim toplumumuz bu diziyi evinde rahatça seyrediyor. Ne hâle geldik!

 

Hiç mi utanmıyoruz hâlimizden? Mahşer günü Allah'a nasıl hesap vereceğiz? Sessiz kalanda onlara dâhil olmayacak mı? Evlatlarımızı bu yangın yerinde nasıl koruyacağız? Yangından korusak bile yangının kıvılcımı, dumanı onların ahlakını bozmaya, kafalarını bulandırmaya yetecek! Lütfen bilinçli aileler bu gidişe bir dur desin. Gerekli mercilere şikâyetlerini yapsın. Biz dur demez isek bu yolu açmış oluruz, onlar icraatına devam eder. Biz sesimizi duyurursak kimse bizim millî ve manevi değerlerimizi ayaklar altına alamaz! Kendinizi düşünmüyorsanız evladınızı düşünün. Bu toplum nereye gidiyor. Bize ekranlardan şiddeti, ahlaksızlığı her şeyi normalleştirdiler.

 

Şimdi İslamiyet'in emirleri ile alay ediliyor. Susma kardeşim susma. Eğer susarsan ahirette ben söyledim Rabbim ama onlar hâlâ keyfinden taviz vermedi diyeceğim! Sizi ahirette Rabbime şikâyet edeceğim...

 

 

 

Âmine Kübra Salar

 

 

ŞİİR

 

 

     Geldi beklenen geldi

 

      (Ramazan-ı şerif güzellemesi)

 

Geldi beklenen geldi;                 

 

Gidişi de güzeldi!..                    

 

“Üç aylar” bereketi;                 

 

Nice “yamuk” düzeldi!..

 

 

 

Geldi beklenen geldi;  

 

Tâ Âdem’den ezeldi!..

 

“Oruç: Her devir vardı.

 

Azgın “nefis”i çeldi!..

 

 

 

Geldi beklenen geldi;  

 

“Sahur”la uyku deldi!..

 

Çoluk-çocuk sofrada,

 

Aile mükemmeldi...

 

 

 

Geldi beklenen geldi.

 

“Şevvâl”den bir evveldi.

 

“Receb-Şabân” bereket.

 

“Ramazân” sanki seldi.

 

 

 

Geldi beklenen geldi.

 

Şubat’ta kar/kış geldi.

 

Mart ayında son cemre.

 

Bahar haberi geldi.

 

Ali Kayıkçı-Samsun

 

 

 

 

KELAM-I KİBAR KİBAR-I KELAMEST

 

 

 

 

Büyük İslam âlimi Hüseyin Hilmi Işık (kuddîse sirrûh) buyurdu ki: "Tam İlmihal Seâdet-i Ebediyye kitabını okuyan, onu öğrenen âlim olur. Neden? Çünkü, âlimlerin sözü. Benim sözüm değil. Ben bir kelime ilave etmedim kendiliğimden. Bir kelime koymadım. O pırlantaların arasında cam parçasının ne işi var! Hele içindekileri de yaparsa, tatbik ederse, evliya olur... Bir mümin, Tam İlmihal'i okuyor, hele hele bir de içindekileri yapıyorsa, bunun iki alameti vardır. Bir; insanın ilmi arttıkça tevazuu artar, daha alçak gönüllü olur. İlmi arttıkça daha tevazu sahibi olur. İlmi arttıkça, kendisinden artık utanır hâle gelir. İlmi arttıkça, Allahü teâlâya yakınlığı artar. İlmi arttıkça ölüm hâlleri artar. Yani ilmin artması, ahirete yaklaşması, cenab-ı Hakka yaklaşmasıdır. İnsanın ilmi arttıkça aklı artar. Aklı arttıkça, kefene hasreti artar, ahiret sevgisi artar kardeşim."

 

 

 

Yetenekli Kalemlerde önceki yazılar...