Bırakın da acımızı yaşayalım

Büyük Soma faciası gibi, bu defa da Bartın’da içimiz yandı.

 

Soma tecrübesinden sonra yönetmelikler değişti, madenlere sıkı tedbirler getirildi ama bu da yeni bir trajedinin önüne geçmedi.

 

Demek ki mevzuatı, kanunları AB standardına çıkarmak yetmiyor, insan faktörünün de buna bağlı kalması gerekiyor.

 

Önümüzdeki günlerde bu konu çokça gündemi meşgul edecektir.

 

41 madencimize Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı, yaralılarımıza acil şifa diliyorum.

 

Ateş düştüğü yeri yakıyor…

 

Lakin birileri yine acımızdan siyasi rant devşirmeye çalışıyor.

 

Elbette her olay sorgulanmalı, ihmal-kusur araştırılmalı; varsa en ağır şekilde gereği yapılmalı.

 

Ama her şeyin bir sırası, adabı var.

 

Önce canlar kurtarılmalı; hayatı pahasına yaralıları çıkarma mücadelesi verenlerin morali bozulmamalı.

 

Sonra vefat edenler defnedilmeli, ailelerine destek olunmalı.

 

Henüz cenazeler bile toprağa verilmeden, hatta hadisenin nasıl cereyan ettiği henüz tespit edilmemişken ortaya sansasyonel iddialar atmak, en hafif tabiriyle ahlaksızlıktır.

 

Askerlerimize, polisimize saldırı olur, böyle…

 

Orman yangını çıkar, böyle…

 

Maden kazası olur, yine böyle.

 

Hemen her hadisede, özellikle sosyal medyada karşımıza çıkan vahim tablo bu.

 

Toplumu galeyana getirmek için fırsat kollayanlara karşı çıkarılan dezenformasyon yasasının haklılığı, Bartın’daki elim hadisenin ardından bir kez daha anlaşıldı.

 

Devlet kurumları olayın sıcak saatlerinde bir yandan kurtarma çalışmaları yürütürken, öbür taraftan iddialara cevap yetiştirmeye çalıştı.

 

Bu, ülkemiz adına yeni bir utançtı.

 

Henüz madende doğru düzgün inceleme bile yapılmamışken boş sallamanın, bu aceleciliğin anlamı nedir?

 

Soma’da 301 madencimizin şehit olduğu facianın ardından “Bunlar otobüslere doldurulup AKP mitinglerine giden işçiler. Bunlara müstehak” diyenlere…

 

15 Temmuz’da şehit edilen 251 asker, polis ve sivil vatandaşımıza üzülüyormuş gibi yapıp, sonra katliamın faili FETÖ’yü aklamaya çalışanlara…

 

40 bin şehit verdiğimiz PKK’ya kol kanat gerip, en ufak bir hadisede milliyetçilik duyarı kasanlara nasıl cevap verildiyse…

 

Bugün Bartın’da 41 şehidimizin üzerinden rant devşirmeye çalışanlara da mutlaka cevabı verilir.

 

Ama şimdi bırakın acımızı yaşayalım.