Gazze’den hiç mi ders almazsınız?

FETÖ, PKK gibi terör örgütlerine ve o örgütlerin ‘sahip çıkanlarına’ ruh veren bütün sinsilikler, caniliklerin kaynağı bunlarda.

 

İşte Gazze… Çocukları, kadınları katletmekten vahşice haz duyan, buna karşın “Biz çocuk öldürmüyoruz. Onlar bizi öldürüyor" diyebilen akıl, izan ve insanlık ötesi bir topluluktan bahsediyoruz.

 

Kendinden başkasına -yaşamak dâhil- hiçbir hak kabul etmeyen hastalıklı zihniyetin fırsat bulduğunda ne yapacağının örneğidir Gazze.

 

Ve bu kafa, sadece Filistin’de değil, pek çok yerde.

 

     ***

 

Birkaç sene evvel Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne gittiğimde, Yahudilerin, hatta doğrudan İsraillilerin organize bir şekilde toprak aldığını dinlemiştim adada...

 

Türkiye’nin buraya deniz altından devasa borularla tatlı su götürme çabasının altındaki sebeplerden birinin de bu olduğunu, arazileri verimli hâle gelince, toprak satmaktan uzak kalacağının ümit edildiğini anlatmıştı muhataplarım.

 

75 senelik Filistin meselesi Kıbrıs’ın hemen karşısında dururken… Üzülmüştüm açıkçası… Hatta yazıma konu edinip, uyarmıştım yetkilileri.

 

Hoş, bizim gibi pek çok meslektaşımız da bu konuya sıkça dikkat çekmekteydi.

 

Geçen yıldan bu yana KKTC’de konuta olan ilgi de ayrıca ilgimizi celbetmekteydi.

 

Hatta Türkiye’de fırlayan konut fiyatları sebebiyle pek çok Türk vatandaşı KKTC’yi tercih ediyor…

 

Buradan daha ucuza konut sahibi olanların, evlerini sterlinle kiraya verdikleri için Türkiye’den yüksek getiri sağladıklarını dinliyorduk epeydir.

 

Hamas’ın 7 Ekim saldırısı sonrası İsrail’in Gazze’de sivillere yaptıklarını görünce, ister istemez Kıbrıs’taki toprak ve mülk satışları geldi aklımıza.

 

Başka zaman yazdığımızda toplum yeterince dikkate almaz, ‘para sevgisi ağır basanlar’ belki umursamazdı ama, Gazze’de olanları gördükten sonra işin rengi değişmiş olmalıydı.

 

Nitekim beklediğimiz gibi oldu.

 

Arkadaşımız Yılmaz Bilgen’in hazırladığı, KKTC’de büyük tehdit oluşturan ‘Yahudilere arsa ve konut satışları’ haberlerimiz hem adada, hem de Türkiye’de büyük yankı uyandırdı.

 

Tabii bu arada, Yahudilerin Kuzey Kıbrıs dâhil, adayı kendilerine nasıl stratejik bir ikinci vatan yapmaya çalıştıkları da ortaya çıktı.

 

Üst üste yaptığımız haberlerin ardından başka medya kuruluşları da konuya dâhil oldu.

 

KKTC ve Türkiye hükûmetleri haberlerimize duyarsız kalmadı, hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ve diğer yetkililer Külliye’de meseleyi ele alan bir toplantı yaptı.

 

Yıllardır sinsice yürüttükleri faaliyetlerin deşifre olması elbette birilerini fena hâlde rahatsız etti ama olsun…

 

Biz gerek ülkemizden ayrı görmediğimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne, gerek Kıbrıs’ta garantör olan Türkiye’mize karşı habercilik sorumluluğumuzu yerine getirdik.

 

Şimdi yetkililerimizin geriye dönük yapacağı incelemeler ve bu incelemeyi yapacak kişilerin de satın alınmaması çok önemli.

 

Yahudi'de para bol…

 

Kuzey Kıbrıs’ta on binlerce dönüm araziyi değerinin çok üzerinde satın alan Yahudi sayısının 43 binden fazla olduğu belirtiliyor.

 

Bunlar özellikle askerî bölgelerin çevresi ile İskele, Girne sahil şeridi ve Yenierenköy liman kesiminin neredeyse tamamını satın almış.

 

Buralarda kolonileşen ve aralarına Türk sokmayan Yahudilerin, bir mason derneği adına sinagog inşasına başladığını da kamuoyu yine gazetemizin haberlerinden öğrendi.

 

Deşifre olmanın paniğiyle yine para gücünü kullanarak kendilerini aklamaya çalışıyor organizatörler.

 

Sabredelim, devlet incelesin, görelim neticeyi.

 

Yanıldığımız bir şey varsa zaten açıklanır, lakin tersi olursa büyük bir tehdit Türk milleti adına bertaraf edilir… Bu telaş niye?

 

Tuhaf olan şu, bu büyük meseleye dikkat çekmemizden bazı menfaatçiler de rahatsızlık duymakta.

 

“Ne güzel yüksek fiyattan veriyorduk arazileri, evleri. Bunlar geldi, ekmeğimize keser vurdu” diye düşünüyorlar herhâlde.

 

Hem de Gazze’de olanları göre göre…

 

Ve Rumların yaptığı katliam henüz hafızalarımızda taptaze dururken!

 

Allah akıl fikir versin, daha ne denir ki...