FETÖ’nün siyasi ayağı, RAND Raporu, darbe imaları...

A -
A +
 
Defalarca yazdım çizdim. Bu ülkede FETÖ belasını Başkan Erdoğan bitirdi. Erdoğan dışında FETÖ’yü bitirecek ikinci bir lider yoktu. Vardı diyen beri gelsin.
CHP ve lideri Kemal Kılıçdaroğlu tehlikeli sularda yüzüyor. FETÖ’nün siyasi ayağı diye Başkan Erdoğan’ı göstermek toplumu germekten başka bir işe yaramaz. FETÖ’yü bitirenleri FETÖ’den yargılayacağız demek sadece FETÖ’ye yarar.
Peki bu söylentiler nereden çıktı? Aslında her şey RAND Corparation’ın raporuyla başladı. Douglas uçak firmasının kurup finanse ettiği RAND Amerika’nın en etkili düşünce kuruluşlarından biri. Amerikan devletinin ilgili birimlerine bu tür raporlar hazırlayan kuruluş bir nevi gelecek perspektifi de sunar.
RAND’in raporu Pentagon’un isteği üzerine hazırlanmış. Raporda söylenen özetle şu:
“Orta kademe subaylarda bir rahatsızlık var. FETÖ soruşturmaları kendilerine uzanır diye korkuyorlar. Orta vadede darbe olabilir.”
Rapor Türkiye’nin Batı, Amerika, Rusya, İran ve Irak gibi ülkelerle ilişkilerini de detaylı incelemiş. Özellikle İran bölümü hayli ilginç.
Bu raporda yazan her şey gerçek olacak diye bir şey yok ama yok da sayılmamalı. Neticede anladığımız kadarıyla rapor yazılırken Türkiye’den de birilerinden görüş alınmış.
Bu rapor yayınlandıktan kısa süre sonra eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, AK Partili bazı isimlerin FETÖ’nün siyasi ayağı olduğunu söyledi. Başkan Erdoğan ve AK Parti buna sert cevap verdi. Ancak bir emekli generalin böyle bir açıklama yapması oldukça manidardı. RAND Raporundan sonra AK Parti’yi hedef almak Türkiye’nin millî çıkarlarına da aykırıydı.
Peşinden topa Kemal Kılıçdaroğlu girdi. “Başkan Erdoğan FETÖ’nün siyasi ayağıdır” gibi akıldan uzak laflar etti. Ana muhalefet liderinin Başkan Erdoğan’ı itham edici açıklaması tıpkı Başbuğ’un suçlaması gibi izansız bir durumdur.
CHP FETÖ üzerinden AK Parti ile böyle bir kavgaya girerse bundan çıkamaz. 17-25 Aralık sürecinde, 15 Temmuz’da CHP liderinin takındığı tavır ortadadır. CHP FETÖ mücadelesi konusunda Başkan Erdoğan’a teşekkür etmelidir. Darbe gecesi bile Kemal Bey’in durumunu özetlemeye yetiyor da artıyor bile.
Darbe imaları, hesap soracağız söylemeleri, AK Parti FETÖ’nün siyasi ayağıdır, ithamlarını sürdüren herkes kaybetmeye mahkûmdur. AK Parti bu kavgadan her türlü galip çıkar. 17-25 Aralık’ta da aklı başında bilinen herkes FETÖ kazanır diyordu ama bizler hükûmetin kazanacağından emindik. Sonuç ortada.
Ordu içinde birileri genel gidişattan rahatsız olabilir. Ordu siyasetin emrindedir. Ben şerefli Türk Silahlı Kuvvetleri subaylarının çoğunun darbe peşinde koştuğunu sanmıyorum. Bu heveste olanlar vardır ama Türk devleti onları ayıklamayı bilir.
Eğer Başbuğ ve Kılıçdaroğlu’nun kulağına bir yerlerden bir şeyler fısıldandıysa kendilerine üfürülenlere dikkat etmelerini öneririm. “Erdoğan gidici” söylemine bürokrasi içerisinde yatırım yapan kişiler olduğu biliniyor. Eğer “Erdoğan gitmez, onu darbeyle devirelim” diyenler varsa, niyetleri buysa yanlış yolda olduklarını onlara hatırlatırım.
Türkiye bu darbe laflarını bile konuşmamalı. Kimse ima etmemli. Ordu göz bebeğimizdir. Sivil siyaset ne derse onu yapmakla görevlidir. Ama eğer cunta heveslileri varsa, 27 Mayıs’taki gibi hücre yapılanmasına gidenler varsa yargı zaten bunların yakasına yapışır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.