Yalçın'ın sözü söz!

Beşiktaş şampiyonluk, Kayserispor kümede kalma derdinde olunca “keşke bitmese” dediğimiz final tadında bir maç seyrettik

"Huzurlarınızda şampiyon" demiştim son yazımda... İki maçta üst üste puanlar kaybedince Beşiktaş; "Hayal mi görüyorsun?", "Şampiyonu erken mi ilân ettin ne?" diye yüklenen dostlar oldu. Hiçbirine kırılmadım, varsın yüklensinler. Onların göremediği benim görebildiğim büyük bir zenginliği var Beşiktaş'ın. Sonuçta "Mühim olan netice" değil mi?
Ayrıca yüklenmekte hakları da yok değil. Sonuçta Beşiktaş iki maçta sadece puanlar değil Aboubakar ve Larin gibi çok önemli silahlarını kaybetmişti. Atiba ve Oğuzhan'ın sakatlanmasıyla orta sahası da âdeta tül perdeye dönmüştü.
Bu konumdaki Kartal puanlar erirken, modlar düşerken yeniden nasıl uçacaktı ki?
İşte bu sorunun cevabındaki sır; Sergen Yalçın'ın inançlı - inatçı söz, tavır ve uygulamalarında yatıyordu.
"Biz Beşiktaş'ız" diyordu Sergen Hoca, "Hiçbir mazeretimiz olamaz, şampiyon olacağız!"
"Nasıl olacak bu?" diyenlere ve benim gibi sistem eleştirisi yapanlara "Hayır ne sistemimi değiştireceğim ne de oyun anlayışımızı" diyerek 4-2-3-1'de ısrarcı olurken Larin ve Atiba'nın yokluğunda, sağ kanada N'Koudou'yu forvete Gökhan'ı ve ön liberoya Necip'i yerleştirdi.  
Seçimler yerindeydi... Forvette Gökhan Töre sık ofsayta düşmesine rağmen özellikle savunma arkasına yaptığı koşular ve orta sahaya verdiği destek ile çok faydalı oldu. Bitmedi... N'Koudou'ya gol yollarını açtı.
Hele futboluna şiirimsi bir hava katan Ghezzal her zamanki ustalıkla hem attığı penaltı golü hem de N'Koudou'ya yaptığı asistle yine maçın öne çıkan ismiydi. Rosier de öyle... Ljajic de...
Beşiktaş, Kayserispor önünde fabrika ayarlarına döndü ve zirvedeki yerini sağlamlaştırdı. Ancak Henrique'nin vuruşunda kalesini gole kapatamaması düşündürücüydü.

MAÇIN ADAMI: Ghezzal