Seçmen nereye bakıyor?...
HDP’yi küstürüp desteğinden mahrum kalmaktan çekinenler sandığın efendisinin millet olduğunu unutuyor. Çocukları dağa kaldırılan ailelerin HDP binası önünde 872 gündür süregelen oturma eylemini görmezden gelenler bu mücadelenin kırk yıllık geçmişini yaşayan seçmen kitlesinin hassasiyetini ve varlığını yok sayıyorlar.
Kemaliye Başbağlar, Tercan Edebük, Kemah Dereşoran ve daha nice katliamları gördükten sonra siyasette yıllarca muhafazakâr-milliyetçi tabandan beslenmiş kimselerin bu eylemleri ortaya koyanların siyasetteki savunucuları ile iş birliğine gideceklerini asla tasavvur edemezdik.
İktidar karşısında CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, DEVA Partisi, Gelecek Partisi ve HDP ile güçlendirilmiş muhalefet bindirilmiş küpler gibi iktidar yürüyüşü yapıyor. Muhafazakâr tabandan savrulan rövanş alma peşindeki siyasi figürlerin desteğini garanti gören HDP istikbaldeki yönetimin parçası olacağını peşinen ilan ediyor.
Hizmetten, ekonomiden, iyi yönetimden bağımsız sadece AK Parti’yi yenme üzerine kurulan bir ittifaktan da farklı bir söylem çıkmaz… Bu ittifak bana "Yerden göğe küp dizseler birbirine bend etseler, alttan birin çekseler seyreyle sen gümbürtüyü" deyimini hatırlattı…
Yukarıdaki tablodan çıkacak HDP ortaklığındaki bir iktidarın kimler arasında paylaşılacağını tasavvur etmek bile ürkütücü ve seçmeni ikna için yeterlidir.
Millet İttifakı nihayetinde cebren ve emrivaki ile ortak bir aday gösterecek ama bu aday kim? Kılıçdaroğlu mu, İmamoğlu mu, Yavaş mı olacak? Sonuçları etkiler mi? Belli değil. Ama seçim sonuçlarını belirleyecek olan muhalefet adayı değil iktidarın duruşudur. Kısacası geçmişte olduğu gibi AK Parti’nin rakibi yine AK Partidir.
Seçmen artık hizmet söyleminin yanı sıra “etkili iletişim” de talep etmektedir. Her türlü bilgi farklı kaynaklardan en ücra köşedeki seçmene anında ulaşıyor. Algı yönetimi dediğimiz operasyonlar medya araçlarını nasıl ve ne kadar kullandığımıza bağlı. Ama insanla temas her zaman önemini koruyor ve özellikle siyasette bütün iletişim araçlarının önündedir.
Önemli olan seçmen davranışlarını seçim öncesinde okuyabilmektir
Bu ay başında Teşkilat Akademisi'ndeki toplantıya video konferansla katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçmenle doğrudan yapılan görüşmelerin önemini “Milletle irtibatını kopartan, milletin gönül defterinden silinen bir siyasi hareketi ayakta tutabilecek hiçbir güç yoktur. 2023 seçimlerine giden süreçte AK Parti olarak yüzümüzün yine milletimize dönecek, milletimizin çizdiği istikamette yürümeye devam edeceğiz. Hiçbir ayrım yapmadan kimseyi dışlamadan, kırmadan, dökmeden mesajlarımızı 84 milyonun tamamına ulaştırmaya çalışacağız” diyerek hatırlattı.
Başkanlık için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın alacağı oy ile AK Partinin Meclis kadrolarının alacağı oyun birbirine yakınlığını AK Parti kadrolarının sahadaki performansı, belirleyecektir. Yani farklı puanlar gelebilir.
Toplumun bütün kesimlerinde, özellikle muhafazakâr çevrelerde baş döndürücü bir hızla yaşadığımız sosyo-kültürel çözülme, toplumun siyasi tercihlerindeki kaymayı ne yöne itiyor?
2023’te ilk kez oy kullanacak olan 16-23 yaş arasındaki 7 milyona yakın genç nesil düne ait siyasi tercihlerin sonuçlarını ne kadar biliyor? 2023 seçimlerinde yapacakları tercihe yön verecek düne ait bir hikâyeleri var mı? Tercihlerine yön veren “kültürel aidiyet ve medeniyet” bilinci ile içinde doğdukları medya düzeni ne kadar örtüşüyor?
AK Parti ve diğerleri, eğer gençlikle temas kurmak, eğilimlerini okumak için sahada ciddi adımlar atarsa o zaman siyaseten “gençlik bizden” demenin bir karşılığı olur.
İktidarı konuşmak muhalefetin beslendiği yerdir. Ama muhalefeti konuşmak iktidarın dönüp geriye bakması zaman ve enerji kaybıdır.
Gelin gençliği konuşalım, önemli olan onların nereye baktığı...