Örnek uyuşmazlığı!..

A -
A +

Neymiş; "Beşiktaş - Bursaspor - Gaziantepspor'a Avrupa Kupaları yasağı koyan ve şimdi de Şike Dosyasında adı geçen kulüplerimiz için ceza kesmeye hazırlanan UEFA ve Başkanı Platini çifte standart uyguluyormuş!.. Platini'nin yardımcısının başkanı olduğu İspanya Federasyonu'na iltimas ediliyor, 450 milyon euro borcu olan Valencia'ya ceza verilmiyormuş, aylardır futbolcularına para ödeyemeyen Malaga da Şampiyonlar Ligi'nde imiş!.." İş burada da bitmiyormuş; "İspanya İkinci Ligi'ndeki Celta Vigo - Cordoba maçında, birinin La Liga'ya çıkması, diğerinin play-off grubuna yükselmesi için beraberlik yetiyormuş, 90 dakika karşı kalelere tehlikeli tek şut atmayan iki takım, tek sarı kart almadan, tek korner kullanmadan berabere kalmış ve muratlarına ermişler; UEFA bunu görmezlikten geliyormuş!.." Öncelikle "şunu" yazayım; ben, 1950'li yılların ikinci yarısının başında başladığım meslek hayatım boyunca, "Uluslararası spor federasyonlarında yönetim zihniyet ve uygulamalarının tam bir 'çete' düzeni içinde işlediğini gördüm; futboldan, güreşe kadar!.." Onun için "bu uluslararası federasyonların, birliklerin aldıkları hiç bir karara da şaşırmadım"; bir gün "öyle", bir gün "böyle", falan ülke için "şöyle", filan ülke için "böyle", şu takım için "böyle", bu takım için "şöyle" karar verdiklerini gördüğümde de "hayret etmedim!.." Gazeteciliğe başladığım günlere de "öyle" gelmişti dönen çark, o günden bu yana da "öyle" kalmış, bundan sonra da "öyle" işleyecekti!.. Ama, hemen söylemem gerekir ki; "bizim kulüplere ceza veriyorlar, işte örnekleri, İspanya'ya vermiyorlar işte örnekleri" diye kıyaslamamızda, "acaba" bir hata, bir eksik yok mu ortada?.. UEFA, "gırtlağına kadar borç içinde olan" ve altını çiziyorum; "gelirleriyle borçları arasındaki oranın, koyduğu kriterlerin çok üzerinde olduğu" bizim bir çok kulübümüze ceza verdi mi bugüne kadar; hayır; bugün veriyor mu; hayır; henüz "borç oranı" kriteri yürürlükte değil ki (2014 sezonunda)!.. UEFA, "bizim üç kulübümüze neden ceza verdi"; yabancı oyuncuların şikâyetleri ve "onların alacakları ile ilgili gecikmeler yüzünden" verdi; hem de "defalarca uyarıya rağmen gecikme yüzünden" verdi; dahası mesela Beşiktaş'a "gerçek olmayan yazılı beyan yüzünden" verdi; UEFA "böyle bir şikâyet ve durum yoksa" neden Valencia'ya, Malaga'ya ceza versin ki?.. "Sıfır" toleransın bile UEFA tarafından "hangi kriterlerle, hangi olaylarda ve hangi organizasyonda geçerli sayıldığını" unutarak, "Celta Vigo - Cordoba maçını örnek göstermek" de, "acaba" ne kadar "doğru?.." Celta Vigo da, Cordoba da "Şampiyonlar Ligi'nde oynamayacaklar", sadece bir "ikinci lig maçı" var ortada; şu andaki durum itibariyle "UEFA'yı değil, sadece İspanya Federasyonu'nu ilgilendiriyor!.." Üstelik, "bu maç için", ne savcılık soruşturması var, ne "şike var" diye mahkemece kabul edilmiş bir savcılık iddianamesi var ortada; ne açılmış bir dava, ne tutuklanan başkanlar, yöneticiler, sporcular var; maç yeni oynandı; İspanya Federasyonu'nun bu maçla ilgili soruşturma açtığına dair de ortada iz yok, haber bile yok; UEFA "neden" bir "İkinci Lig maçı için" İspanya'nın içişlerine "doğrudan" karışsın; UEFA'nın böyle bir yönetimi var mı; bize de durmadan "İçişlerinize karışmayız, sadece bizim organizasyonlarımıza kadar uzanan bir süreç olursa, devreye girer ve kendi kriterlerimi uygular, kararımı veririm" demiyor mu?.. Türkiye'deki olaylar ve örneklerle İspanya ile ilgili olan örnekler "birbirini tutmuyor"; biz "tutacak" örnekler bulmaya çalışalım ve FIFA Başkanı Blatter'in İsviçre'sine de "nasıl ültimatom verildiğini ve İsviçre Futbol Federasyonu'na kararlarının nasıl değiştirttirildiğini" de hatırlayalım!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.