"Kanın akarsa o toprak, vatana hamur olur!.."

A -
A +
Ne sadece toprak parçası, ne su havzaları, ne ağaç silsilesidir vatan!..                     VATAN HİSSİYATI     Yolu rastgele yürür gider isen ömür olur,Odunu maksatsız yakarsan yalnız kömür olur.Taş ufalır, toprak olur, su katsan çamur olur.Kanın akarsa o toprak, vatana hamur olur! Sahi nedir vatan? Bir toprak parçası mı, uçsuz bucaksız denizler, derin göller, yalçın dağlar, verimli ovalar, yemyeşil ormanlar, kalabalık şehirler, tenha köyler mi? Hayır, bütün bunların ötesinde bir mana taşır vatan. Ne sadece toprak parçası, ne su havzaları, ne ağaç silsilesi… Annemizin şefkati, babamızın saçlarına düşen akı, ilk aşkımız, ilk evladımız, dedelerimizin, ninelerimizin mezarları, kısaca; dünyalık olarak her şeyimizdir vatan… Vatanı olmayan insanın hayatı da olmaz. Evet, bir vakitler zihni bu kelimelere yabancıydı, kalbi bu fikirlerle meşgul değildi. Ya şimdi? Şimdi vatansız olunmayacağını çok iyi biliyordu. Bir gece onlara neleri anlatmış, ne dersler vermişti: - Muhterem muhacirler, büyüklerim; size hitap etmek haddime değil de büyük bir felaketi birlikte yaşadık. Kısa malumat vermek istiyorum affınıza sığınarak! - Ne demek evlat! Hem seyyidimiz Sükûti Efendimizin mahdumusun, hem de bu gecenin kahramanı, sen konuşmayacaksın da kim konuşacak? - Estağfirullah! - Lütfen tevazuyu bırak Hafız Efendi! Hepimiz olup bitenleri gördük! Bundan sonrakileri de merak ediyoruz! - Konuş evlat! Kulağımız sende. - Peki öyleyse! “El-emri fevkal edeb" buyuruluyor. Yani emre uymak, edebi gözetmekten önce gelir. Büyüklerimizin usulü böyle, biz de onlar gibi yapalım. - !!! - Yaralı, hasta olan veya aç olan var mı? - Yook! - Bir şeyini kaybeden var mı? Malından, davarından eksiği, kaybı olan! - Yook! Her şeyimiz noksansız! - Elhamdülillah! Büyük bir tehlikeyi şimdilik def-i ref ettik Rabbimizin müsaadesiyle, yardımıyla! Bu musibetten kurtulmamıza çok emeği geçen var! Huzurlarınızda onlara, yol arkadaşlarımıza, abilerimize, ablalarımıza, kardeşlerimize bütün dadaşlarımıza ayrı ayrı teşekkür ederim. Bilhassa arkadaşım Mehmet Abdullah’a ve refikası Nene Gelin Hanımefendilere! Onlar olmasaydı belki de bu gece hiçbirimiz ne burada olacak, ne de bu lafları konuşabilecektik! - Cenâb-ı Allah, onlardan, onları yetiştiren analarından, babalarından razı olsun, ömürleri uzun olsun inşallah! - Bütün eşkıyalar bertaraf edildi! Bir ikisi hariç hepsi de canlı yakalandı, elleri ayakları bağlandı, Erzurum’a gönderildi. İdarecilerimiz görsün hainleri, tedbir alsınlar diye… Belki başka malumatlar da edinirler, bunları konuşturarak! - Bize verseydin onları, bülbül gibi öttürürdük! - Konuşturmasına konuşturursunuz da, devlet adamlarının haberdar olması daha evladır dadaşlarım! Mallarımıza hiç zarar ziyan gelmedi, ufak tefek kesilme, düşme, yaralanmaları saymazsak bütün kardeşlerimiz sağ salim bu belâdan halâs oldu, kurtuldu. Hepimiz işte gördüğünüz gibi ayakta ve hayattayız elhamdülillah!. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.