Kemal Derviş lider olabilir mi?

Medya, yine yanlış habercilik yapmakta. Artık sadece Kemal Derviş de değil, henüz gördükleri eşini de mübalağalı bir şekilde methü sena etmekteler. Zarifliğinden, Türk halkı tarafından çok sevilmesinden tutunuz da Hillary Clinton'a benzediğine dair keşiflere kadar. Böylesi bir yayın inşallah Dervişlere "meğer biz neymişiz!" dedirtmez. Ölçüsüz ve tabii ki tehlikeli bir üslup. Ayakların yerden kesilmesi hiçten. Her ağzı bal yapan arının bir de arkasında sokan iğnesi vardır. Devlet Bakanı, düşünmeli; kendisine yapılanlar yetmezmiş gibi bir de eşine karşı bu kadar iltifat neden? Bu aşırı muhabbete niçin layık görülmekteler? Aynı medya, bir zamanlar Tansu Çiller'i yere-göğe sığdıramadı, sonra Bülent Ecevit'i. Şimdi sırada Dervişler var... Bazılarına göre Cathy, sadece "merhaba", "günaydın" diyebiliyormuş. Bazılarına nazaransa mükemmel Türkçe bilmekte. Hale bakınız ki övdükleri insanın dilinden dahi bîhaberler. O halde bir soru daha. Catherine Derviş, İslam dinine geçmiş mi? İsmi aynı kaldığına göre herhalde değil. Akıllı düşman bazı dostlardan evladır. Medya ne kadarını kredi beklentisi için, ne kadarını haber uğruna yapmaktadır bilinmez ama Dervişler bu yazılanlarla sıkıntıya düşebilirler. Bir kere haddini aşan haberler, hükümeti gölgelemiştir. Hükümet, sanki Derviş'in altında kaldı. Bu bir. İkincisi, Catherine Derviş'in kocasının yanına gelmesi ile birlikte onların özel hayatlarına dair çıkan haberler, ekonomik programı ikinci plana düşürdü. Dervişlerin Gaziantep ziyareti öylesine bir havada veriliyor ki sanırsınız bir yabancı devlet başkanı ile eşi bu ilimizi ziyaret etmekteler. Bu kadarı fazla. Ziyaret, elbette çok faydalı olacak ve Derviş, çok şeyler kazanacaktır. Ancak medyada hadise bir cephesiyle de bir seçim propagandasına büründürüldü. O zaman ister istemez şüpheler doğuyor. O'nu Türkiye'ye gönderen güç, şimdi de bu suretle kamuoyu mu hazırlamakta? O takdirde bir senaryonun yazılmış olabileceği akla gelmekte. Bir zaman sonra Ecevit'in sağlık sebebiyle çekilmesi veya bir kısım milletvekillerinin kazan kaldırmaları. Olağanüstü kurultaya gidilmesi. Derviş'in davet edilmesi ve aday olması. Peki, yabancı uyruklu, Türkçe bilmeyen ve Müslüman olmamış eşi olan bir kimsenin Türk politik hayatındaki şansı nedir? Bunlar, Türk milletinin olmazsa olmaz temel değerleridir. Bir başka husussa ısmarlama lider olunamayacağı gerçeği. Liderlik, doğuştandır. Kemal Derviş, zor bir zamanda geldi. Fevkalade iç ve dış desteklerle yangını kontrol altına aldı. Alevleri tamamen söndürüp söndüremeyeceği, sonrasında neler yapabileceği henüz meçhul. Karşımızda, mütevazı, çalışkan temiz niyetli bir insan var. Bu insanın genlerinde liderlik kabiliyeti bulunuyorsa bırakınız pişe pişe lider olsun. Yoksa bu üslup tehlikeli. İster istemez kişide aşırı güvene yol açar. Sonra başarılı her bakan illa başarılı başbakan da olamaz. Bunun tarihimizde felaketli bir örneği de mevcut. Mithat Paşa muvaffak bir Tuna Vilayeti/Bulgaristan valisi iken müthiş ihtirası ile sadrazamlığa göz dikmiş ve sonunda devleti yok yere '93 Harbine sürükleyerek Avrupa'daki topraklarımızın elden çıkmasına sebebiyet vermişti. Bugün dahi onun sıkıntısını yaşamaktayız. Fakat her ne hikmetse devletin yarısını harcayan bu adam, bazıları için hâlâ kahramandır. Bülent Ecevit dahil. Mithat Paşa'nın bayrağımızdaki hilalin yanına haç ilave etme hayali nasıl bağışlanır anlaşılır gibi değil? Allah'tan ki Kemal Derviş, muhteris değil. O'nun yapacağı havaya girmemeye dikkat etmektir. Bugün ölçüsüzce övenler yarın umduklarını bulamayınca arkadan teneke çalarlar. Karşısına çıkan imkânı şahsı için de memleket için de basiretle kullanmalı. Bu yüzden medyaya malzeme olmamalılar. Yarın eşinden dolayı "doğu-batı sentezi"ni gerçekleştirdik diye yazarlarsa bu sadece kaybettirir. O halde soru? Derviş lider olabilir mi? İşte bütün bu handikapları aşabilirse evet. Dedelerinden Halil Hamid Paşa, sadrazam olduğuna göre demek ki genlerde o kabiliyet mevcut. Mesele o kabiliyeti hayata geçirebilmekte. İnsanın kendisini idare etmesi kolay mı?