İMAMOĞLU, İBB’Yİ KAYBETTİ CHP’Yİ KAZANDI!

A -
A +
İBB adayı olana dek Beylikdüzü dışında tanınmıyordu. Hatta geniş kitle, fotoğrafını bile görmemişti. Bu bilinmezliği yüzünden 31 Mart seçimlerinde şans verilmiyordu. Bir tarafta Binali Yıldırım gibi çok bilinen ve marka bir isim vardı; bir tarafta ise Ekrem İmamoğlu adında bilinmeyen bir aday.
Seçim yapıldı ve o bilinmeyen, tanınmayan aday, belediye başkanlığı koltuğuna oturabildi.
Sn. İmamoğlu’nun bir meçhulken, bir meşhur olmasındaki sır, yumuşak ve kucaklayıcı bir dil kullanmasına, herkesle konuşmasına, kavgacı olmamasına verildi.
Bu, tabii hâli miydi yoksa seçim icabı bir üslup muydu bilinmiyordu YSK’nın İBB başkanlık seçimini iptal etmesi üzerine o gece kürsüye çıktığında ise kavgacı bir intiba verdi.
Hâlbuki o akşam olması gerekeni tavır, “bu seçim sürecini doğru yöneteceğiz” cümlesiyle ifade ettiğiydi. Doğru yönetmek, itidalli hareket etmekten geçer.
Şimdi artık iki Ekrem İmamoğlu var:
31 Mart’a kadar seçim çalışması yapan aday Ekrem İmamoğlu ve 6 Mayıs’ta mazbatası elinden alınmış Ekrem İmamoğlu. İlki efendi, mütevazı, yumuşak sade bir vatandaşken, ikincisi CHP’lilerin lider olarak sarıldıkları, ümit bağladıkları bir siyasetçidir. Her ne kadar mazbatası elinden alınmış bir belediye başkanının hâletiruhiyesini anlamak gerekse de yeni dönemde sertlik, hırçınlık görüleceğe benziyor. 6 Mayıs akşamı bu intiba alındı.
Dolayısıyla Ekrem İmamoğlu bir imtihanla karşı karşıyadır. Ya soğukkanlılık ve samimiyetle önceki hâline devam edecek veya mağduriyete sığınmış kavgacı ve hırçın bir politikacı görülecek. Böyle bir vaziyet, CHP’deki bazı isimlerin kavgacı ve hırçın üslubuyla buluşunca süreç Ekrem İmamoğlu’nun aleyhine döner. CHP sözcüleri günlerdir lügatteki hakaret kelimelerini tüketircesine YSK üyelerine demediklerini bırakmadılar. Galiz hakaretlerin savrulmadığından başka Yüce Divan tehdidi de yapılıyordu. 6 Mayıs akşamında bu hakaretlerde zirve yaptılar.
Dün CHP grup toplantısı vardı. Sn. Kılıçdaroğlu, orada dili daha sertleştirdi. O da YSK ve hâkimlerine demediğini bırakmadı. Gasp, darbe... gibi kelimeler üzerinde durmuyoruz. Muhalefet şerhi veren dört hâkim dışındaki hâkimler için “için 7’li çete!” tabirini kullandı. Emir ve talimatla karar verdiklerini iddia etti.
Görüldüğü gibi Ekrem İmamoğlu, 23 Haziran sıcağına kadar şahsı ve partisiyle imtihandadır.
Bir imtihan da lider muamelesi görmesi ve aniden parlayan şöhretinden yanadır. CHP’liler Ekrem İmamoğlu’na bir lider hasretiyle sarılmaktalar. Bu hasretin sebebi, Bülent Ecevit’le yaşadıkları “umudumuz Karaoğlan!” rüzgârından sonra o çapta bir rüzgârı bir daha yaşamamış olmalarından ileri gelmektedir. CHP 31 Mart’a kadar hep kaybeden ve kazanması mümkün olmayan bir parti intibaı vere geliyordu. Sn. İmamoğlu, bu karamsar psikolojiyi yendi.
Ancak; şimdi işi, 1 Nisan öncesi kadar kolay değil. Mazbatasının elinden alınması, sinirlerine tesir etmiştir. Hâlbuki, seçim kazanmaya hasret halk partili seçmen tarafından “umut” olarak ve lider olarak görülmektedir. Bir de sert ve ağır konuşan CHP sözcüleri ve onlardan da ağır konuşan bir genel başkan var. O konuşmalar, o sertlikler, aleyhte olur.
    Keza Sn. Kılıçdaroğlu’nun Sn. İmamoğlu’nu rakip görmesi hâlinde neler yaşanacağı da meraka değer. Sn. İmamoğlu, çıkıştaki hâlini muhafaza etmelidir. Bugün mahkeme mazbatasını iptal ederek makamından almıştır. 23 Haziran’ı da kaybedebilir. Ne var ki Ekrem İmamoğlu, tünele sıkışıp kalmış CHP’yi kazanmıştır. Büyük yanlışlıklar yapmaz ve parti içi yol kazasına uğramazsa CHP’li seçmen kendisini bırakmayacağa benzemekte.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.