İTTİFAKLARDA YENİDEN YAPILANMA

A -
A +
AK Parti Genel Başkanı ve CB Erdoğan, geçen pazar günü Cumhur İttifakı’nda yol ve dâvâ arkadaşı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi evinde ziyaret etti. Bu ziyaret medya tarafından "sürpriz" olarak değerlendirildi. "Sürpriz" denen bu beklenmedik ziyaret, ekran ve sütunlarda hararetle yorumlanırken Tayyip Erdoğan bir sürpriz daha yaptı. Bu defa da SP-Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk’ü ziyaret etmişti. Bunun üzerine yorumlar, daha hararetlendi. Muhabirler, yakaladıkları ilk fırsatta, "sebeb-i ziyaret"i Sn. Erdoğan’a sordular. Cevap şu oldu: -Sn. Bahçeli’yle yaptığımız mutad bir ziyarettir. Sn. Oğuzhan Asiltürk ise büyüğümüzdür. 86 yaşındadır; hem yaş olarak bizden büyüktür ve hem de geçmişte aynı partide olmuşluğumuz vardır, siyasette büyüğümüzdür. Bu ziyaretler devam edecektir. Nitekim daha evvel de DSP Genel Başkanıyla bir araya gelmiştik… Bu açıklamadan sonra Erdoğan, Külliye’de BBP-Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici’yi de kabul etti. Kendisinin de ifade ettiği gibi bu ziyaret ve kabuller devam edecektir. Zira Cumhurbaşkanlığı Sistemi, hesap-kitap harici olarak az oy almış partileri de nazarı itibara alınır kılmış ve böylece yüzde 10’luk Seçim Barajı’nın fazlaca bir önemi kalmamıştır. Cumhurbaşkanlığı için ilk seçim turunda yüzde 51’i bulabilmek için en az sayıda rey toplamış parti ile dahi bir iş birliğine gitmek eşyanın tabiatı gereği olmuştur. "Bu temaslar, bundan böyle de devam edecektir!" denmesindeki sebep budur. Hâlihazırda Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı diye iki ittifak vardır. Cumhur İttifakı kurulurken daha sonra Millet İttifakı adını alacak taraf, ittifakların da o kadar kötülenen koalisyonlar olduğu iddiasıyla buna karşı çıkmış fakat nâçar onlar da CHP-İyi Parti-HDP şeklinde ittifaka gitmişlerdi. Ne var ki bu ittifak, saydığımız şekilde kendini net şekilde ifade etmedi ve edemiyor. Hem CHP ve hem de İyi Parti HDP ile ortaklığı alenen dile getirmemekte, isminin ortak olarak telaffuzu mahzurlu görülen adı geçen parti de zaman zaman CHP yönetimiyle büyükşehir belediye başkanlarını zora sokacak açıklamalarda bulunmaktalar. Saadet Partisi, seçim iş birliği yapmasına rağmen Millet İttifakı’nın içinde değildir. Bu tarafta destekçi konumunda bir Demokrat Parti vardır. Cumhur İttifakı’ysa esas itibarıyla AK Parti ve MHP’den müteşekkildir. Aynı parti ahengi içinde samimiyet ve dayanışmayla çalışmaktalar. BBP de Cumhur İttifakı tarafındadır. Gerektiğinde üzerine düşeni yapıyor. SP sadece iki ittifakın da safında değildir. Hâlbuki bu partiyi teşkil eden kadrolar, AK Parti ile aynı kaynaklıdır. Yol arkadaşlıkları, gönül, çile ve dâvâ beraberlikleri vardır. Eminiz ki her iki tarafın da mes’uliyet sahipleri, kalben bu ayrılık-gayrılıktan, zaman zaman yaşanan atışmalardan memnun değildir. Bu itibarla Sn. Erdoğan Sn. Asiltürk’ü ziyaret ederek dünkü arkadaşlarıyla yeniden gönül köprüleri kurmak istemiştir. Bundan dolayı ilk adımı kendisi atmıştır. Asiltürk ziyaretini okumamız budur. Bu ziyarette Sn. Numan Kurtulmuş ve Sn. Süleyman Soylu dile gelmiştir diye düşünüyoruz. Denebilir ki "niyet bu idiyse neden SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu değil de Oğuzhan Bey ziyaret edildi?" Bu haklı sualin cevabı basittir. Sn. Karamollaoğlu, Sn. Asiltürk’ün sözünü kırmaz. Bu ziyaret ve temaslar, şüphe yok ki 2023 seçimleri içindir. Her ne kadar seçim sath-ı mailine girmiş değilsek de o seçimlere 30 aydan az bir zaman vardır. Bu zaman zarfında SP de HAS Parti gibi ana gövdeye iltihak edebilir veya varlığını devam ettirerek Cumhur İttifakı’nda fark edilir biçimde yer alabilir. Sn. Erdoğan’ın icra ettiği ve Sn. Bahçeli’nin de destek verdiği bu temaslar muhtemeldir ki sadece siyasi sahada kalmayacak STK’lar ve Kanaat Önderleri ile de görüşülecektir. Millet İttifakı cephesine gelince: Bu cephenin partileri, başlangıçta ittifak teşkiline karşı çıkarken bilahare eli mahkûm olarak kendileri de bir araya geldikleri gibi şimdi bu ziyaretleri -en azından- yadırgasalar bile yarın yine eli mahkûm olarak onlar da ziyaret ve temaslara gideceklerdir. Ne var ki halli gereken ihtilaflar mevcuttur. HDP’nin CHP’ye kırgınlık ve kızgınlığını yukarıda yazdık. Diğer yandan bu parti aynı zamanda CHP ve İYİ Parti arasında anlaşmazlık konusudur. Bundan böyle HDP bir kapanma yaşamayıp da var olabilirse herhâlde eski muameleye râzı olmayacaktır. Diğer taraftan İYİ Parti’de de hazmı zor, öğütülmesi, eritilmesi zor bir Ümit Özdağ gerçeği vardır. Mahkeme kararını da arkasına almış bu mücadeleci ismin İYİ Parti yönetimini rahat bırakmayacağı görülüyor. Mevcut İyi Parti karar vericileri HDP’nin içinde olduğu bir ittifaka zor yanaşabilirler. Böyle bir şeyin ihtimal olması hâlinde bile Sn. Özdağ ve arkadaşlarını kimse tutamaz… Yukarıda adı geçen partiler bir önceki genel seçime katılmış siyasi kuruluşlardır. Oysa önümüzdeki seçimlere Gelecek Partisi, Deva Partisi, Değişen Türkiye Partisi, Memleket Hareketi ve belki bir Kürt Partisi de iştirak edecektir. Bu partilerin hangi ittifakta yer alacaklarını bugünden kestirmek zordur. Ama bunlar seçime girecekler. Yüksek ihtimaldir ki CHP ve İYİ Parti, AK Parti’yi vurmak için GP ve DP ile ittifaka gidebilirler. Buna mukabil Cumhur İttifakı da DSP gibi Mustafa Sarıgül ve Muharrem İnce’nin partilerini de yanına çekebilir. Üçüncü bir ittifak olamaz mı? Henüz o ihtimal yok ama olmaz denemez. Siyaset, kızışarak yol alacak…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.