Geçmiş ola...

Hedefi olmayan ve mahkûm oynamaya alışmış bir takım karşısında pozisyon bulmak zor. Ama biz hayal kırıklıklarını tamir etmek için "iki mağlubiyet sonrasında final oynamaya çıktığımız" maçta yeterince pozisyon buluyoruz. Özellikle Umut Bulut'un net pozisyonlarında hakemden ve hocasından yaşlı olan büyük tecrübe Kolinko gole izin vermiyor. 

Pozisyonları harcadıkça oyundan düştük. İlk yarıyı sürüne sürüne bitirdik.

***

Devre arası motivasyonuyla ikinci yarıya da ilk devre gibi hareketli başladık. 

Etten duvarı uzaktan aşabilirdik, şans eseri forma bulan Bilal Kısa uzuuuun bir şutla Kolinko'yu ve Litvanya'yı devirdi. Ama bu gol bizi değil, rakibi uyandırdı. Cesur ataklarının birinde, son dönemin milli yıldızı Ozan Tufan'ın acemice yaptırdığı penaltı her şeyi berbat etti. 

***

Grubun diğer maçları felaket senaryosu gibi... Kuralar çekilirken A Grubu'nun iki favorisi Hollanda ile Türkiye'nin üçüncülük mücadelesi yapacağı kimin aklına gelirdi? 

***

Hep hüsran yaşadığımız Eurovision'da şansımızın döndüğü yerdi Riga... Ama baş aşağı giden futbolumuza çare olmadı... 

Sertab Erener 'Everyway That I Can' (yapabileceğim her şekilde) deyip kazanmıştı. 

Fatih Terim ve öğrencileri ise (Yapamıyorum hiçbir şekilde) dedi. 

Geçmiş ola...