Uçurumu iki küçük adımla geçemezsin

¥ Çok ilginç… Sezonun en formda ve en iddialı iki takımının adına yakışır bir mücadele var sahada… Tempo, gerilim… Seyircinin Emre ve Arda’ya büyük nefreti ve ıslıkları… Özetle her şey var, pozisyon yok koca ilk yarıda!
¥ Bu 45 dakikada karşılıklı yarımşar gol fırsatı; biri Rodrigues diğeri Adebayor’dan… İki takımda da bunca “topu iyi bilen” adam varken…
¥ Fatih Terim bu zirve randevusunun çok sert geçeceğini kestirerek Selçuk İnan’ı kenarda oturturken, Abdullah Avcı, Emre ile Arda’yı birlikte oynatarak büyük risk almıştı. Günün sonunda göründü ki, “Bir uçurumu iki küçük adımla geçemezsin.”
¥ Bu mücalenin kaybedeni futbolcular değil, Abdullah Avcı... Sezonun en başarılı teknik direktörü, böyle bir hatayı nasıl yapar? Kor kor bir “savaş” vadeden böylesi bir maça  Emre ve Arda’yı birlikte sürmek...
¥ Mazileri sebebiyle maçın -tersinden- başrol oyuncusu olan bu ikili, yani Emre ile Arda, elhak, kendilerinden beklenen futbolu değilse de “gıcıklığı” yapmaktan geri durmadılar; seyirci protesto ettikçe onlar gerildi, biri sahada biri koridorda kartlarını gördüler.
¥ İkinci yarıya cesur başlayan Başakşehir, hücuma çıktığı bir anda, defansif zaafının cezasını çekti. Brezilyalı Mariano sağ çizgiden aldığı topla içeri katetti, sol ayak içiyle uzak köşeyi müthiş gördü. Böyle bir zirve maçına böyle bir gol yakışırdı.
¥ Abdullah Avcı golü yiyince tırpanlamaya “malum ikiliden” başladı; önce Arda’yı, sonra Emre’yi çıkardı. Ama atı alan Seyrantepe’yi geçmişti. Hak ederek... (Bu yazıyı yazarken son goldeki karambolü çözemedim. Ekrandan bakmak lazım.)
¥ Şimdi... Sormazlar mı, ey Avcı, neden Emre ile Arda’yı “nöbetleşe” oynatmadın? İkisini aynı anda sahaya sürmek ve ikisini birden oyundan almak neyin nesi? Hangi kararın doğru?

MAÇIN ADAMI: Mariano