En kıymetli üç puan

Sebebi, Fenerbahçe çok iyi oynadığı için, çok hak ettiği için değil… Tam tersine, bu kadar “iştahsız” ve “coşkusuz” futbolla alındığı için…

¥ Gün boyu gözümüz kulağımız Kuzey Suriye’deydi; maça “ısınmak” için yarım saat kala Twitter’a girdim, neler oluyor diye… Aa, TT (gündemdekiler) listesinin başında “Tolga” yazıyor. “Olay” Tolga Ciğerci’nin ilk on birde olmasıymış!
¥ Ne yorumlar, ne yorumlar… Büyük çoğunluğu Ersun Yanal’a saydırma… “Galatasaray’dan bedava alınıp bir yıl boyunca tedavi ettirilen Tolga Ciğerci.” “Ersun Yanal'ı Tolga Ciğerci bitirecek böyle giderse.” “Hadi Moses hazır değil, Deniz Türüç varken Tolga Ciğerci’nin sağ kanatta ne işi var?” vs. vs.
¥ Peki Tolga ne yaptı? İlk yarıda Ozan ve Luiz Gustavo ile birlikte sahanın en iyi adamlarından biriydi ve sağ kanattan bindirmelerini “golle süslemişti.” İsla’nın getirip Vedat’ın direği dövdüğü pozisyonda, önünde bulduğu topla Polonyalı kaleciyi çaresiz bırakmıştı.
¥ Bu kadar değil tabii; golden sonra bir pozisyon var ki, golden değerli… Kırk yılda bir gelişen Denizlispor atağında, Fenerbahçe ceza sahasında Aissati’nin ayağından topu söküp aldı, bir de rakibine sarı kart gördürdü.
¥ Neyse, maça bakalım. Hasan Ali ve Rodrigues’in dönüşüne rağmen en “ruhsuz” maçlarından birini oynuyordu sarı-lacivertliler… Emre bile kötüydü, düşünün… Ona rağmen Vedat’a ikinci golü attırdı ve çıktı kaptan.
¥ Sapunaru’nun Emre’ye girdiği bir pozisyon var. Bendeniz, bu sıralar Emre’nin en çok acı çektiği bölgesine Rumen oyuncunun kasıtlı diz vurduğunu düşünüyorum ama hakem Aydınus öyle yorumlamadı.  
¥ Ve Denizlispor… Ligin ilk 5 haftasında ilk 5’in içinde kalmayı başaran yeşil-siyahlıların, hiçbir hücum planı olmayan bu futbolla son 5’in içine inmesi şaşırtıcı değil. Ne Şifo Mehmet’in gelişi fark etmiş, ne Oscar Estupinan’ın golü gidişatı değiştirmeye yeter.

MAÇIN ADAMI: Tolga Ciğerci