Mekânı Cennet olsun...

A -
A +
“18 Şubat 2000’de ortanca oğlu Necati’yi beklenmedik bir şekilde 48 yaşında kaybeder.”
 
 
Samsunlu Hacı Şükrü Amca’yı ve hizmetlerini anlatmaya bugün de devam ediyoruz...
İlim meclislerini, hatim dualarını takip eder “elden geldiği kadar kaçırmamak lazımdır" derdi.
Hacı Şükrü Amca 1990'lı yılların sonuna doğru, aile fertlerinin ağırlıklı olarak İstanbul'a taşınma isteğine karşı duramaz. Dedeleri Mazhar Efendiyle, Hacı Hamit Ağa Seyyid Kutbiddin Hazretleri'nin türbesinin yanında, babası Ali Rıza Efendi ile amcası Abdullah Efendi ise Asri Mezarlıkta yatıyorlardır. Kendisi ve eşi için de buradan kabir yeri almıştır. Ancak kader, Eyüpsultan Kabristanı olunca, insan aldığı mezarda bile yatamazdı. İstanbul da Şükrü Amca için yabancı sayılmazdı. Annesi ve kardeşleri orada yaşarlardı. Ancak kardeşlerinin çocukları olmadığı için garip sayılırlardı, onların mekânları da Güngören kabristanıydı.
Hacı Şükrü Amca’nın bir de evlat acısı vardır hayatında… Malum 2000'li yıllar kötü başlar. Ağır ekonomik kriz, ülkeyle birlikte şirketleri de etkiler. 18 Şubat 2000’de ortanca oğlunu beklenmedik bir şekilde 48 yaşında iken kaybeder. Ardından 26 Ekim'de çok sevdiği Hocası Hüseyin Hilmi Efendi de ahirete irtihal eylemiştir. Çok üzülmüş ve müteessir olmuştur artık. Oğlu için çeşitli hayır hasenatlar yapar ancak yüreğindeki acıyı bir türlü azaltamaz... Bir gün ev halkını çağırarak, oğlu Necati için bırakmayı planladığı bir evi, onun hayrı olarak İhlas Vakfına bağışlamayı düşündüğünü onların da fikrini almayı istediğini söyler ve bu bağış onu bir miktar rahatlatır. Ancak kolay değildir evlat acısı...   
Herkeste olduğu gibi onun da yüreğinde yüce bir Enver Abi sevgisi vardı. Ehl-i sünnete hizmet etmesi, yaptığı nice hizmetlerin yanı sıra o, üç çocuğunun da işvereni olmuştur. Bu durum onu fevkalade sevindirir ve minnettar kılmıştır. Bir oğlu vefatına kadar, diğerleri uzun süre çalışmışlardır. Hatta yaşasaydı torunu Fatih'in de çalıştığını görecekti...
Uygun oldukça ve fırsat buldukça Enver Abi'nin ziyaretine gider, görüşmek için fırsat arardı ve her vakit dua ederdi...
Şükrü Amca, elinden geldiği, gücü yettiğince; kitap, gazete ve vakıf hizmetlerine katılır, destek olmaya gayret ederdi. 2002'de, evlat acısına daha fazla dayanamayan eşi, 5.9.2006'da da kendisi, çok sevdiği büyüklerine kavuşur. Allahü teâlâ kendisine rahmet, makamını cennet eylesin, çok sevdiği büyüklerini ona ve bizlere şefaatçi eyler inşallah...
        M. Salih Yazıcı
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.