Ünal Bolat

"Dilediğine dilediğini derecesiz veren ihsan sahibi Rabbim beni o gurbette çaresiz bırakmadı..."

"Bu sabah da namaza kalkmıştı ama kahvaltıda birbirimize şaşkınlığımızı söylüyorduk..."

"Sadece "Herkes aynı yöntemle tez hazırlıyor" dedi. Arkasından da hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı"

"Dekanın odası önünde bir masa hazırlanmış, üstleri örtülmüştü. Taze börek ve çörekler mis gibi kokuyordu."

"Bir başka ülkeye hayranlık duymak ve kendi ülkesini küçümseyen aydın olmak değil amacım"

"Özbek atalarınızın meşhur bir sözü var: 'İstanbul'u görmeyen, dünyaya gelmemiş sayılır."

"Hanımı ve iki kızı büromuza geldiler. Üçü de üniversite mezunu imiş. Muhtaç ve mazlum oldukları her hâllerinden belli oluyordu."

"Yaşadığımız olaylar sebebiyle Diyarbakır'dan ayrıldığımıza ve dolayısıyla teröre bulaşmadığımıza çok şükrediyorum..."

Çarşıda müdür beyle karşılaştım ve sordum: "Beni hatırladınız mı? Filanca gün mülakata giren kimseyim..."

"Furkan... Ağlama Paşam... Söz, yarın geleceğim... Sana top alacağım tamam mı? Hadi sil gözünün yaşını Paşam..."

"Muhasebede on bin liranın üzerinde bir hesap çıkıyor... Hasta yakınları donup kalıyor."

"Bir arı sokunca ne olacak demeyin. Alerjik reaksiyon oluşuyor galiba ki arının soktuğu hayvan kısa zamanda maalesef ölüyor."

"O nasıl söz baba! Ben kocamı seviyorum. Benim kocam askerden gazi olarak döndü. Başımıza gelenler de Allah'ın takdiridir..."

"Bir eğitim çavuşu vardı. Senin ve ailenin zengin olduğunu, çavuşların olduğu bir ortamda anlatmıştı. Çok acımasız bir insandı!.."

"Komutan ismini bulup Pembe halama kara haberi vermiş: Vatan sağ olsun kızım... Ağabeyin şehit oldu!.."

"Halalarımın beni sevmesine alışmıştım ama beni onlar gibi çok seven birisi daha vardı. Adı Nazife Teyze idi..."

"O adam sizin telefondan kendine çağrı attı. Sizi o numara ararsa açmayın. Bu işin tedavisi doktora gitmekle olur, çocukla ilgilenmekle olur..."

Koca çınar soru üzerine hıçkırıklara boğulmuştu. Hem ağlıyor hem yumruğunu sıkıyordu!..

"Hâkim benim fısıltıyla bir şeyler söylemeden rahatsız oldu ve bana dönüp sordu..."

"Şikâyet tamam da yaşadıklarımız gerçekten Kemal Sunal filmlerindeki gibi çok ilginçti..."