Günümüz insanı ve mutlu olmak -2-

A -
A +
Hayatta hep soruna değil çözüme odaklanın. Asla karamsar olmayın, en zor şartlarda bile sonunun ferah olacağına fırsat olabileceğine ve güzelliklerin yaşanabileceğine inanın. Güzel konuşun, güzel söyleyin. İş yerinizde üzüntülü bir arkadaşınıza “yardımcı olabileceğim bir şey var mı?” demeniz bile bir iyiliktir. Kaldı ki yardımcı olabilecekseniz olun. Göreceksiniz siz daha mutlu olacaksınız.
Yine akşamları evinize ailenize dönüşte olumsuzlukları değil olumlu gelişme oldu ise onları götürün. Aksine iş yerinde sokakta yaşanan sıkıntıları evinize taşımayın. Siz derdinizi anlatıp rahatlayabilirsiniz ama evdekilerin sizden güzel bir haber beklerken dert duyması, sıkıntı duyması, sorun duyması onları daha da kasvete daha da bunalıma sürükleyecektir.
Çalıştığınız yerdeki kişilerle iyi geçinin. İyi haberler söyleyin. Onların olumlu taraflarını öne çıkarın ve hatta gerekirse övün, şevklendirin, iyiliklerinden bahsedin. Onların dertlerini, problemlerini dinleyin ortak olun. Onlara yardımcı olun. Onlara ümit, heyecan verin ve yaptıkları her işi başarabileceklerini söyleyin. Kimseye karamsarlık ümitsizlik aşılamayın. Üç düşünün bir söyleyin, beş düşünün bir yapın. Şunu hiçbir zaman unutmayın: Bir arkadaşı, bir dostu, bir yakınınızı kazanmak için belki yıllarınızı verirsiniz ama bir dostunuzu kaybetmek için bir saniye olabilir. Çünkü söylediğiniz kalp kıracak bir söz onu ebediyen kaybetmenize sebep olabilir. Bir kişi sizinle konuşup yanınızdan ayrılırken kendinize “Bu benim yanımda, benimle konuşurken ve benim yanımdan ayrılırken acaba mutlu olmuş mudur?” sorusunu sorun. Eğer o kişi sizin yanınızdan ayrılırken mutlu olmuşsa inanın siz daha da mutlu olacaksınız. Bir deneyin göreceksiniz.
Bu dünyada her şey maddiyat değildir. "Derdi dünya olanın, dünyalar kadar derdi olur" derler. Bir tatlı tebessüm, bir içten gülümseme bazen dünyalara değmektedir. İnsanları sevindirmenin en güzel yolunun, onları sevmekten geçtiğini hiçbir zaman unutmamalıyız.
Sağlık ve sevgiyle kalın...
          Em. Sağ. Yazar. Aslan Torun
 
 
 
ŞİİR
 
               Mescid-i Aksa
 
Her günü feda etsek, kanımız sana aksa
Durur muydu bu zulüm söyle Mescid-i Aksa?
Hareketsiz zümreler, kınamaktan ibaret
Kınayalım o zaman, kurtuluş kınamaksa?
 
Asrı bulmuş bir çile, işgalci ise yüzsüz
Kıblemiz Kâbe lakin olamaz ki Kudüs’süz
Nasıl ki Resulullah ordan yükseldi Arş’a
Yüksel sen de durma! Bu dava ki pürüzsüz
 
Mübarek taşlarında kirli postal izleri,
Hangi gün getirecek kendimize bizleri?
Konuş Mescid-i Aksa, konuş anlat hâlini
Bu ümmet mi geçecek çıkılmaz dehlizleri?
 
Vakarını kaybetme, sahibin elbet büyük
Sanma sonsuza kadar sırtında durur bu yük
Ebabili hem çoktur, bitmez inan Hüda’nın,
Esaretin biter de, gelir bir gün özgürlük
 
               Mikail Köseoğlu
 
 
 
 
UNUTULMAZ TARİHLER
 
BALKAN ŞEHİTLERİ: Bugün Balkan şehitlerini anma günüdür. Edirne, 1912 yılında Balkan devletlerinin Osmanlı İmparatorluğu'na karşı giriştiği Balkan Savaşı'nda Mehmet Şükrü Paşa'nın kumandasında 155 gün kahramanca savunulmasına rağmen, 26 Mart 1913'de işgal edilmiştir. İşgalle birlikte Sarayiçi mevkiinde esir tutulan binlerce vatan evladı günlerce hayatta kalma mücadelesi vermiş, ancak açlık ve salgın hastalık nedeniyle şehit düşmüştür. 26 Mart'ta işgale uğrayan Edirne, Enver Paşa komutasındaki birliklerimiz tarafından 21 Temmuz 1913'te yeniden vatan topraklarına katılmıştır. Bu vesileyle Edirne’nin tarihine unutulmaz iz bırakan Balkan Savaşları’nın 108. yıl dönümünde Balkan şehitlerini rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.