2 milyon sufi onun için bir araya geldi! Sömürgecilere karşı Şeyh Ahmedu Bamba'nın huzurunda dualar edildi

Senegal'de gelenek haline gelen büyük buluşma Müridi tarikatının kurucusu Şeyh Ahmedu Bamba’nın huzurunda gerçekleşti. Bamba'yı anmak için yaklaşık iki milyon kişi Touba şehrinde bir araya geldi. Fransız sömürge yönetimi tarafından sürgün edilen, çile ve sıkıntılarla dolu hayatına rağmen isyan etmeden direniş gösteren Bamba'nın hayatı dikkat çekiyor. İşte Afrika tarihinin en çarpıcı figürlerinden biri hakkında bilinmeyenler...
Afrika'da dini hayata dair en renkli faaliyetlerden biri bu yıl yine bütün coşkusuyla gerçekleşti.
Hicri takvime göre her yıl safer ayının 18'inde kutlanan ve bu yıl 131'incisi düzenlenen "Büyük Magal (Övgü)" için Müridiler, Dakar'a 200 kilometre mesafedeki kutsal kabul edilen Touba'da toplandı.
Müridi tarikatının kurulduğu kent, sabahın erken saatlerinden itibaren yoğun ziyaretçi akınına uğradı.
Senegal'in dört bir yanından ve ABD, Fransa, İtalya gibi Senegallilerin yoğun yaşadığı ülkelerden gelen yüz binlerce kişi, Büyük Touba Camisi ile Şeyh Ahmedu Bamba'nın kabrini ziyaret etmek için kilometrelerce uzayan kuyruklar oluşturdu.
Yerel dil Volofçada "övgü" anlamına gelen Magal'da Bamba'nın 1895’te Fransız sömürge yönetimi tarafından Gabon'a sürgün edilişi esnasında kazandığına inanılan manevi derece kutlanıyor.
Anma töreni boyunca Müridiler, Touba'da toplu dua okuyor, yakınlarına ziyarette bulunuyor ve birlikte ibadet ediyor.
FRANSIZ SÖMÜRGECİLİĞİNE "SUFİ BİR DİRENİŞ"
İslamiyet, Senegal'e 11. yüzyılda Kuzey Afrika ve Orta Doğu'dan gelen tüccar ve din alimleri sayesinde ulaştı. Ülkede 19. yüzyıl ortaları ve 20. yüzyıl başlarında tarikatlar hızla yayılmaya başladı.
Senegal, Fransa'nın 19. yüzyılda Batı Afrika'da başlattığı sömürgecilik faaliyetlerinin merkezinde yer aldı.
Benin, Burkina Faso, Fildişi Sahili, Gine, Mali, Moritanya, Nijer, Senegal ve Togo'nun bulunduğu toprakları kapsayan, "Fransız Batı Afrikası" olarak adlandırılan koloni bölgesi, Senegal'den yönetildi.
Fransızlar, Senegal'de İslam'ın yayılmasını yasaklamaya çalışsa datasavvufi tarikatların pasif direnişisayesinde başarılı olamadı.
Senegal, Cezayir'de olduğu gibi Fransız sömürgeciliğine karşı silahlı direniş göstermese de Müridi ve Ticani tarikatlarının önde gelenleriyle Müslüman tüccarlar, Fransızlarla kendi çıkarları doğrultusunda müzakere masasına oturmayı tercih etti.
Bu süreçte özellikle Müridiliğin kurucusu Şeyh Ahmadu Bamba'nın (1853-1927) sömürgeciliğe karşı şiddet içermeyen mücadelesi, Fransızların tepkisini çekti.
Özellikle kırsal bölgelerde giderek tanınması ve tarikatın hızla büyümesi nedeniyle Bamba, çeşitli suçlamalarla birçok kez sürgüne gönderildi.
Yaşamının 33 yılını Senegal içinde ve dışında sürgünde veya gözetim altında geçiren Bamba'nın Gabon sürgünü ise tarikatın yayılmasında önemli rol oynadı.
Fransız ordusu, Bamba'yı "isyan çıkarmak" suçlamasıyla tutuklayarak Gabon'un Mayumba şehrine sürgüne gönderdi.
Bamba, Fransız yönetimi tarafından gözetim altında yaklaşık 42 ay kilisede tutuldu ve o dönem birçok dini eser kaleme aldı.
Gabon'dan sonra Moritanya'nın güneyine gönderilen Bamba, ülkesine ancak 1902'de dönebilse de ömrünün sonuna kadar sık sık sömürge yönetiminin kısıtlamalarına maruz kaldı.
AFRİKA'NIN EN ÖNEMLİ DİNİ FAALİYETLERİNDEN BİRİSİ
Bamba'nın talebeleri, bu sürgünü bir yenilgi değil bilakis şeyhlerinin manevi derecesini artırmayı vesile kılan zafer olarak değerlendiriyor.
Sürgün, Senegallilerin Bamba'ya sevgisini artırarak takipçi ve talebelerinin daha da çoğalmasını, Müridiliğin Sünni tasavvufi bir İslam geleneği olarak ülkede yerleşmesini sağladı.
İlk Magal kutlaması, Bamba'nın 1927'deki vefatından 1 yıl sonra oğlu Muhammed Mustafa Mbacke'nin öncülüğünde düzenlendi.
İlk kutlamalar daha küçük şekilde organize edilse de bugün Magal, Afrika'nın en önemli dini etkinliklerinden biri kabul ediliyor.
Sadece tarikat mensupları değil başta cumhurbaşkanı ve başbakan olmak üzere ülkenin ileri gelenleri, iş insanları, sanatçılar hatta yabancı diplomatlar da muhakkak Magal'da Touba'yı ve mevcut Müridi Şeyhi Serigne Mountakha Mbacke'yi ziyaret ediyor.
MODERN LAİK DEVLET İLE MUHAFAZAKAR GELENEK BİR ARADA
Senegal'in bağımsızlık mücadelesinde önemli yere sahip Bamba, sömürgeciliğe direniş biçimi ve ödediği bedeller bakımından bazı Batılı kaynaklarda Mahatma Gandi ile özdeşleştirilerek hakkında "Müslüman Gandhi" benzetmesi yapıldı.
Bağımsızlığını 1960'ta elde ederek laik bağımsız devlet kimliği kazanan Senegal'de sufizm temelli tarikatlar, hem sosyal hem de siyasi hayatın vazgeçilmez unsuru olarak yerini korumayı başardı.
Siyaset Bilimci Lucy Creevey'e göre Senegal'de modern laik devlet ile Müslüman muhafazakar gelenek arasında sarsılmaz bir denge tesis edildi.
Senegal'in, Batı Afrika'da neredeyse her ülkeyi etkisi altına alan aşırıcı terör örgütlerinden etkilenmeyişinin arkasında bu dengenin yattığına inanılıyor.
Bu tarikatlar, yalnızca takipçileri tarafından değil neredeyse toplumun büyük bir kısmının hürmet gösterdiği uzlaştırıcı sosyal yapılar kabul ediliyor.
AHMEDU BAMBA KİMDİR?
Senegal'de Müridiye tarikatının kurucusu olan Ahmedu Bamba, büyük bir ilim ve fikir adamıdır. 1850 yılında M'Backe köyünde doğdu ve 1927 yılında Tûbâ köyünde vefat etti.
Doğduğu köy olan M'Backe, büyük dedesi Mame Maram tarafından 1772 yılında kurulmuştu. Mame Maram, burada Kur'an-ı kerim ile dini ve nakli ilimlerin okutulduğu bir medrese inşa ettirdi.
Oğlu Mame Balla, burada okudu ve dini ilimlerde yükseldi. Mame Balla ise oğlu Momar'ı, Bamba'da Ahmedu adında din ve fen ilimlerinde yüksek faziletli bir hocanın derslerine göndermişti.
Babası Momar, küçük yaştan itibaren Ahmedü Bamba'nın yetiştirilmesi, terbiyesi ve tahsili için büyük bir itina gösterdi. Özel hocalardan dersler aldırdı. Ahmedü Bamba 9 yaşına geldiğinde bölge Fransızlar tarafından işgal edildi.
Pek çok köyle birlikte M'Backe de yıkıma ve talana uğradı. Momar da ailesini alarak Rip'te Porokhane köyüne yerleşti.
Bu sırada Fransızlara karşı cihad hareketini başlatmış bulunan Maba Diakhu, Porokhane'de bir medrese kurdu ve eğitimin başına buraya gelen Momar'ı tayin etti.
Momar, öğrenimini bitirip köyüne döndükten sonra doğan çocuğuna hocasının hatırasına Ahmedu Bamba adını verdi.
Öte yandan Cayor'da Fransızlara karşı savaşan ve milli kahraman kabul edilen Lat Jor (Lat Dior), memleketini terk etmek zorunda kalmıştı. Maba Diakhu tarafından kabûl edilen Lat Jor, bu sırada Momar'la da iyi bir dostluk kurdu.
Lat Jor, yapılan antlaşma ile 1871 yılında yeniden Cayor'un idareciliğine getirilince, Momar'a da kadılık teklif etti. Ancak bu teklifi kabûl etmeyen Momar, Diorbel yakınlarındaki Pator köyüne yerleşti. 1874 yılına kadar burada kaldı.
1874'te Cayor'a giderek burada daha önce yıkılan köylerinin hatırasına M'Backe-Cayor köyünü kurdu.
1880'de ölümüne kadar burada kalan Momar, bu süre zarfında bilhassa oğlu Ahmedü Bamba'nın tahsiliyle meşgûl oldu.
Onu Arapça, tefsir ve fıkıh bilgisi bakımından mükemmel bir hale getirdi. Ahmedu Bamba, ilimde yükseldikçe dinimizin emir ve yasaklarına uyması da fazlasıyla artıyordu.
Babasının vefatından sonra kendisine kadı olması teklif edildi ise de kabûl etmedi. Çünkü gayesi, tasavvuf büyüklerinin sohbetlerine gidip, tarikat yolunda ilerlemekti.
Bu maksatla Saint Louis'e giderek o sırada Batı Afrika'nın en meşhur tarikatı olan Kâdiriyye'nin halifesi El-Hac Kamara'ya bağlandı. Sonra bu hocasının işaretiyle meşhûr Kâdirî şeyhi Sidya'nın sohbetlerine kavuşmak üzere Moritanya'ya gitti.
EHL-İ SÜNNET İSTİKAMETİNDEN AYRILMADI
1891'de başkent Saint Louis'e giderek kendisinin fakir bir derviş olduğunu ve müridlerin eğitimiyle uğraşmaktan başka bir gayesi bulunmadığını belirtti.
Buna rağmen Fransızlar tarafından Baol tahtının iddiacısı şeklinde takdim edildi. Mahalli yöneticiler, merkezi idareye Ahmedu Bamba ile mensuplarının büyük bir tehlike arzettiği yolunda raporlar sundular.
Bu durum üzerine Ahmedü Bamba, Colof'a giderek orada da Tûbâ adını verdiği yeni bir köy kurdu. Köy zamanla şehre dönüştü.
Sevenlerinin çok olmasından dolayı hayatı sıkıntılarla geçen Bamba, hayatının son döneminde pek çok köyde ve şehir merkezinde dergah ve zaviyeler kurdu. Müridlerinin eğitimiyle meşgûl oldu. 19 Temmuz 1927'de vefat eden Ahmedu Bamba Hazretleri, Tûbâ köyünde defnedildi.
Ahmedü Bamba, modernizm, mezhepsizlik ve Vehabilik gibi Ehl-i sünnet olmayan yolların ortaya çıktığı o devirde her işinde tasavvufi kaynaklara başvurdu. Ehl-i sünnet istikametinden ayrılmadı.
Yirmiyi aşkın eserinden bazıları şunlardır:
- Mesâlikü'l-Cinân
- Hadâiku'l-Fedâil
- Celibetü'l-Merâgib
- El-Cevherü'n-nefis
- Mecmûu'l-Müfid
- Sefinetü'l-Emân
- Celibetü's-Saâde
- Mevâhibü'n-Nebi
Kaynak: Evliyalar Ansiklopedisi; Senegal Evliyaları, Türkiye Gazetesi Yayınları.