Bakan Fidan Suriye'deki düğümün sebebini açıkladı! İsrail anlaşırsa SDG de anlaşır
Terör örgütü PKK'nın kendisini feshetmesinin ardından gözler sürecin ilerlemesi adına örgütün Suriye'deki kolu YPG/SDG'ye çevrildi. SDG'nin Şam yönetimi ile 10 Mart'ta imzalanan entegrasyon anlaşmasına uymamasına dikkat çeken Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "İsrail'in Suriye'deki hareketliliği ile SDG'nin isteksizliği arasında bir ilişki var, bir orantı var. Bunu artık söylemek gerekiyor. Bu YPG'nin tek başına aldığı bir karar değil. İsrail, Suriye ile belli bir anlaşma zeminine geldiği gün YPG'nin de geleceğini göreceksiniz" ifadelerini kullandı.
- Fidan, İsrail'in Suriye'deki hareketliliğiyle PKK/YPG'nin isteksizliği arasında bir ilişki olduğunu belirterek, YPG'nin üzerinde mutabakatın uygulanmaması ihtimalini endişeyle karşıladığını dile getirdi.
- 10 Mart'taki Suriye-YPG mutabakatına değinen Fidan, bu mutabakatın olumlu bir gelişme olduğunu ancak İnternational alanda yaşanan siyasi değişimler nedeniyle endişe duyulduğunu söyledi.
- Fidan, Suriye-İsrail arasında bir anlaşma yapıldığı zaman YPG'nin de geleceğini beklediğini ifade etti.
- Bölge ulusları arasında şeffaf ve güven dayalı ilişkiler kurulmasının önemine vurgu yapan Fidan, İran'ın bu işbirliği girişiminin önemli bir üyesi olaca结ğına inanıyor.
- Fidan, Türkiye'nin bölge ve sularda aktif rol oynamanın yanında, Rusya-Ukrayna savaşına çözüm bulmak için de önemli çaba sarf ettiğini belirtti.
- Fidan, Ukrayna'nın zor kararlar vermesi gerektiğini ve Avrupa'nın bu sürede Ukrayna'ya destek sağlamasının şart olduğunu vurguladı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail'in Suriye'de hareketliliği ile Suriye'de SDG adını kullanan terör örgütü PKK/YPG'nin "isteksizliği" arasında bir orantı olduğuna işaret ederek "İsrail, Suriye ile belli bir anlaşma zeminine geldiği gün YPG'nin de geleceğini göreceksiniz." dedi.
Fidan, Katar merkezli Al Jazeera Arapça televizyon kanalına gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu.
Suriye ile İsrail arasında güvenlik anlaşması olup olmadığına ilişkin söylemlere ve Suriye'nin bu konudaki seçeneklerine dair Fidan, şunları kaydetti:
"Bunun barış yoluyla çözülmesi lazım. Uluslararası toplumun, Birleşmiş Milletlerin tanıdığı sınırlar ortada. Kimse, kimsenin sınırına mütecaviz olmamalı. İsrail'in Birleşmiş Milletler tarafından tanınan sınırı belli, Suriye'nin belli. Bunun ötesine geçtiğiniz zaman, sırf elinizde güç var, benim arkamda da destek var, ben bununla yaparım dediğiniz zaman şimdilik size tarih bir fırsat sunar. Ama yarın bir gün güç başkasının eline geldiği zaman, aynı mukabele size yapılır. Kimse sizin sınırınızı tanımaz bu sefer. Onun için vakit varken gelin, uluslararası sistemin ortaya koyduğu anlaşmalara sadık kalın."
Fidan, eğer İsrail kendisine Suriye'den tehdit olduğunu düşünüyorsa, bölge ülkelerinin bir araya gelerek bunu görüşebileceğini belirterek "Ama şu anda Suriye yönetiminin İsrail için bir tehdit olduğuna ilişkin bir emare, bir veri kimsede yok. İsrail'in tehdit olarak gördüğü konularla da Suriye yönetiminin uğraşmadığına ilişkin bir veri de yok. Biz burada aslında bir ön alıcı tavrın, bir yayılmacılığın, maksimalist bir tavrın olduğunu görüyoruz açıkçası." ifadelerini kullandı.
"İSRAİL'İN SURİYE'DEKİ HAREKETLİLİĞİ İLE 'SDG'NİN İSTEKSİZLİĞİ ARASINDA BİR İLİŞKİ VAR"
Suriye'de SDG adını kullanan terör örgütü PKK/YPG ile Suriye hükümeti arasında varılan 10 Mart mutabakatına ve henüz bu anlaşmanın uygulanmamasına ilişkin Fidan, "Burada tabii İsrail'in Suriye'deki hareketliliği ile 'Kasad'ın (SDG) açıkçası isteksizliği arasında bir ilişki var, bir orantı var. Bunu artık söylemek gerekiyor. Bu YPG'nin tek başına aldığı bir karar değil." dedi.
Fidan, Suriye hükümetiyle meselenin çözülmesi yolunda 10 Mart'ta bir mutabakat imzalandığını ve o dönemde her şeyin iyi olduğunu hatırlatarak, "Amerikalılar, biz, Suriyeliler yani herkes memnundu. Bu yolda gidilecekti. Ama şimdi daha farklı işaretler ve sinyaller aldığı için İsrail'den, YPG'nin gerekli adımları atmaktan imtina ettiğini görüyoruz." diye konuştu.
Şam yönetimi ile PKK/YPG arasındaki sorunların diyalog yoluyla çözülmesini umduğunu dile getiren Fidan, "Suriye Kürtleri de rahat eder, Araplar da rahat eder, herkes rahat eder. Yani görmek istediğimiz tablo bizim bu huzur ve barış sınırlarımızın ötesinde, Suriye halkı için. Ama bölge dışı aktörlerin oyunlarına gelerek onlardan birtakım işaretlerle politika belirlemek de iyi bir şey değil." ifadelerini kullandı.
Suriye'de terör örgütü için son 25 gün! "SDG’ye operasyona biz de destek veririz"
"İSRAİL, SURİYE İLE ANLAŞMA ZEMİNİNE GELDİĞİNDE YPG DE GELECEK"
Fidan, "SDG" ile İsrail arasında bir eşgüdüm olup olmadığına ilişkin soruya, "Tabii, yani İsrail, Suriye ile belli bir anlaşma zeminine geldiği gün YPG'nin de geleceğini göreceksiniz." şeklinde cevap verdi.
"SDG" ile Suriye hükümeti arasında bir anlaşma sağlanamadığı takdirde olasılıklara ilişkin Fidan, "Umarım bir çatışma olmaz. Dediğim gibi yani çatışma kimsenin faydasına değil. Sivil halk ondan mustarip oluyor. İnşallah olmaz, inşallah YPG/PKK yani kendine düşen sorumluluğu yapar. Şu anda ortada bir plan var, silahlı unsurların tek çatı altında toplanması, ulusal ordu altında toplanmasına yönelik. İnşallah bu noktada mesafe kat edilir. İnşallah tekrar bir savaş görmeyiz." dedi.
Fidan, Suriye sahasında Türkiye ile İsrail arasında bir "yarış" olduğuna yönelik iddialara ilişkin, şunları söyledi:
"Bu tabii biz bunu bu şekilde açıkçası düşünmüyoruz, görüşmüyoruz. Suriye sahasında yarış yapılacaksa, bizim kültürümüzde, inancımızda İslam'da bir sünnet var biliyorsunuz, bizim yarışımız hayırda olmalı. Suriye'nin güvenliğine, birliğine, bütünlüğüne kim daha fazla yardımcı olacak, işgale, bölmeye, öldürmeye, bombalamaya değil. Bunda yardımcı olacak. Biz kendimizi İsrail'le bu konuda aynı çabada, aynı ligde, aynı konumda görmüyoruz açıkçası. Yani bir emperyal yayılmacılık peşinde olanla bir işbirliği, destek içerisinde olan, bu önemli."
Fidan, ikinci olarak Suriye halkının kimi istediğinin, İsrail'i mi Türkiye'yi mi sevdiğinin önemli olduğuna ve bunun Suriye halkına sorulması gerektiğine işaret ederek "Suriye halkı Türkiye'yi niye seviyor? Biz ekmeğimizi, aşımızı, ilacımızı paylaştık ve paylaşmaya da devam edeceğiz. Çünkü biz biliyoruz ki, Allah korusun aynı şey bizim başımıza gelirse Suriyeli kardeşlerimiz de bize yapacaklardı aynı desteği." diye konuştu.
"İRAN'IN İŞBİRLİĞİ KÜMESİNİN ÖNEMLİ BİR ÜYESİ OLACAĞINA İNANIYORUM"
Bölgede yaşanan gelişmelerle alakalı İran'ın konumuna ilişkin Fidan, 10 gün önce İran'ı ziyaret ettiğini hatırlatarak, şu ifadeleri kullandı:
"Kendileriyle de çok açık konuştuk, dostlarımızla, kardeşlerimizle. Bölge ülkeleriyle daha şeffaf, daha güvene dayalı ilişki kurmaları gerekiyor. Son birkaç yıldır belli bir güven oluşmuş durumda, Suudi Arabistan ve İran arasındaki normalleşme, Birleşik Arap Emirlikleri ile İran arasında yürüyen süreçler, Katar'la devam eden süreçler… Ama bölge ülkeleriyle ilerletilmesi gereken bir güven alanı var, o yüzde yüz güveni sağlamak gerekiyor, bunun için de çaba harcamak gerekiyor. Bu olduğu zaman İran'ın da ben bu işbirliği kümesinin önemli bir üyesi olacağına inanıyorum."
Fidan, Rusya-Ukrayna savaşına ve müzakereler konusunda Türkiye'nin adımlarına dair, son 4 yıldır sürecin başından bu yana çok yoğun bir çaba içinde olduklarını, ateşkes ve barış olsun diye çok uğraştıklarını belirtti.
"TÜRKİYE GÜCÜNÜ İSTİKRAR İÇİN KULLANIYOR"
Türkiye'nin politikasının hep yatıştırmaya, ateşkes, barış, kalkınma ve huzur olmasına yönelik olduğunu vurgulayan Fidan, "Türkiye bütün bu gücünü istikrar için kullanıyor. Gazze'de olsun, Suriye'de olsun, Ukrayna'da olsun, Afrika'da olsun." dedi.
Fidan, Ukrayna perspektifinden bakıldığında sorunların an itibarıyla belli bir noktaya ulaştığına değinerek, ilerleyen birkaç günün çok kritik olduğunu dile getirdi.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin alternatif barış planı için şartlarını yakında ABD'ye göndereceğini söyleyen Fidan, ilk 28 maddelik bir planın ortaya çıktığını ve daha sonra Avrupalıların bunu 20 maddeye indirdiğini hatırlattı.
Fidan, sonrasında o plan üzerinde Ruslarla görüşmeler yapıldığını, onların cevabının ABD'ye iletildiğini ve tekrar Ukrayna ile görüşüldüğünü anımsatarak, bunun üzerine Ukrayna'nın hafta içinde Avrupa ülkeleriyle yoğun görüşmeler yaptıklarını ve yakında bir karşı teklif geleceğini söyledi.
Bu teklifler görüşülürken arazide savaşın devam ettiğine dikkati çeken Fidan, savaşın dinamiğinin de tarafların lehine ya da aleyhine sürekli değiştiğini ifade etti.
"AVRUPA, UKRAYNA'YA BELLİ ZOR TERCİHLERİN YAPILMASINDA YARDIM ETMELİ"
Fidan, Rusların şu anda ilerliyor gözüktüklerine işaret ederek "Burada Avrupa'nın Ukrayna ile beraber belli zor tercihlerin yapılmasında Ukrayna'ya yardımcı olması gerekiyor. Gerçekten bazı tercihler, bazı kararlar çok zor kararlar Ukrayna için. Ama daha büyük kayıpları önlemek için, yani daha büyük bir maslahat için bir mefsedeti burada def etmek gerekiyor, yani bir kötülüğü… Yani bir tercih yapmak gerekiyor. Zor onlar için biliyorum. Özellikle toprak konusu inanılmaz derecede zor. Yani Allah kimsenin başına vermesin." diye konuştu.
Bu tercihlerin zor olduğunu ve ileriye yönelik garanti talepleri de bulunduğunu aktaran Bakan Fidan, bunların da zor olduğunu ve Türkiye'nin iki taraf arasında görüşmelerin kolaylaştırılmasına devam ettiğini dile getirdi.
Fidan, İstanbul'un ev sahipliği yapmaya tekrar hazır olduğunu kaydederek, geçen yaz 3 tur görüşmeye ev sahipliği yaptıklarını hatırlattı.
Bu görüşmelerde esir değişimi ve diğer insani hususlar konusunda çok ciddi mesafeler kat edildiğini anımsatan Fidan, "Bugün devam eden görüşmelerin de zeminini hazırladı. Biz bu olumlu rolü oynamaya hazırız. Bakın şu anda Karadeniz savaşın bir uzantı alanı haline geldi. Savaş Karadeniz'de yaygınlaştı. Şu anda Karadeniz'de ticari gemiler, tankerler vuruyorlar. Yani savaş devam ederse başka yerlere de Avrupa'nın başka yerlerine de yayılacak. Yani Allah korusun artık burada durması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
