Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sokak röportajı tepkisi: Milletimiz açıkça tahrik ediliyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 10'uncu Anadolu Medya Ödülleri programında açıklamalarda bulundu. Siyasi hayatında defalarca medyanın itibar suikastına uğradığını ve Türkiye'nin 2002 öncesine göre daha özgür medyaya sahip olduğunu belirten Erdoğan, "Manşetlerle çarpışa çarpışa bugünlere geldik" dedi. Sokak röportajlarına tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, " Gerek provokatif sorularla, gerekse sorunlu üslupla milletimiz açıkça tahrik ediliyor" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen 10'uncu Anadolu Medya Ödülleri programında konuştu. Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"İSRAİL, GAZZE'DE 212 GAZETECİ ŞEHİT ETTİ"
"Anadolu Medya Ödülleri'nin 10'ucusunda sizlerle birlikte olmanın bahtiyarlığını yaşıyorum. Yeni adıyla Türkiye Basın Federasyonu'na kalpten teşekkür ediyorum. Son törenimizin ardından bu yana Gazze başta olmak üzere birçok basın emekçisi hayatını kaybetti. İsrail'in Gazze'ye yönelik acımasız saldırılarında 212 gazeteci şehit oldu. Tüm dünyanın ülkemizdeki muhalefetin şikayet makamı olarak gördüğü yabancı basın kuruluşlarının gözleri önünde Filistinli gazeteciler canice katledilmeye devam ediyor.
"ANADOLU MEDYASININ VARLIĞINA ÇOK ÖNEM VERİYORUZ"
81 vilayetimizi pek çok kez karış karış gezdim. Toplumun tüm kesintileriyle bir araya geldim. Sadece Ankara ve İstanbul'da değil ülkemizin dört bir yanında basın emekçisi arkadaşlarımız var. Hakkın, hakikatin, adaletin birer neferi olarak gördüğüm bu kardeşlerimizin ne denli zor şartlar altında görev yaptığının en yakın şahidiyim. Yalnızca ekonomik imkansızlıklarla değil, mahalli medyamız çoğu zaman yerel derebeyleriyle de mücadele etmek zorunda kalıyor. Zaman zaman mahalli basın kuruluşlarının maruz kaldığı saldırılara, tehdit ve baskılara üzülerek tanıklık ediyorum. Anadolu medyasının varlığı ve ayakta kalması bizim çok çok önem verdiğimiz bir konu.
"TÜRKİYE 2002 ÖNCESİNE GÖRE DAHA ÖZGÜR"
Siyasi hayatında defalarca medyanın itibar suikastına uğramış bir kardeşiniz olarak dillendiriyorum. Manşetlerle çarpışa çarpışa bugünlere geldik. Gerçeğin ta kendini olduğu için söylüyoruz. Türkiye'nin nereden nereye geldiğini sizlerde net göreceksiniz. 28 Şubat dönemindeki korkunç medya atmosferini hiçbirimiz hatırlamak istemiyoruz.Türkiye bugün 2002 öncesine göre daha özgür, tartışmasız medya ekosistemine sahiptir. Bu özgürlük ortamı çoğu zaman sorumsuzluk, kuralsızlık seviyesine kadar gitmektedir. Milli güvenliğe dair konularda ülkemizdeki basın kuruluşları Batı'daki meslektaşlarına nazaran daha rahat kalem oynatmaktadır. MİT TIR'larının durdurulmasından Gezi Parkı'na kadar bunu yaşadık. Türkiye teröre destek veren bir ülke gibi lanse edildi.
"SOKAK RÖPORTAJI ADI ALTINDA ADETA TERÖR ESTİRİYORLAR"
Eline mikrofon, kamera alanın kendini gazeteci ve muhabir olarak gördüğü bir ülkede yaşıyoruz. Bu şahıslar 'sokak röportajı' adı altında sokaklarda adeta terör estiriyor. Millete hakaret etme cüretini kendinde buluyorlar. Gerek provokatif sorularla, gerekse sorunlu üslupla milletimiz açıkça tahrik ediliyor. İtibar suikastları ve hakaretler karşısında yargı harekete geçtiğinde, bu kez 'basın özgürlüğü' denilerek yaygara kopartılıyor. Bunun kabul edilebilir yanı yok. Nasıl cübbe giyen hakim, savcı, avukat olmuyorsa, nasıl üniforma giyen polis ve asker kabul edilmiyorsa, nasıl her stetoskop takana doktor demiyorsak, eline mikrofon ve kamera alıp sokağa çıkan herkes gazeteci değildir.
"YENİ TÜRKİYE'DE ARTIK ESKİYE RAĞBET KALMAMIŞTIR"
Son 40-50 günde yaşananlar, ellerine fırsat geçtiğinde bunların nasıl bir faşist rüzgar estireceklerini bir kez daha göstermiştir. Onlara bugün şu atasözümüzü tekrar hatırlatmak isterim; eskiye rağbet olsaydı bit pazarına nur yağardı. Birileri hale kabullenmek istemese de yeni Türkiye'de artık eskiye rağbet kalmamıştır. Darbe bültenini aratmayan gazete çıkarılan, vesayetçilere manşetlerden selam çakılan, antidemokratik güç odaklarına sözcülük yapılan günler inşallah bir daha geri gelmemek üzere eskide kalmış, kötü bir anı olarak maziye karışmıştır.
Bugüne kadar Anadolu Medyası olarak mesleki kaidelere ve etik kurallara uyma noktasında sergilediğiniz sorumlu ve örnek çalışmalarınızdan ötürü hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Rabbim kaleminizi güçlü, niyetinizi halis, yolunuzu açık eylesin diyorum. Ödül kazanan arkadaşlarımızı tekrar tebrik ediyorum. Halkın hizmetinde olan basın emekçilerin şükranlarımı sunuyorum. Kalın sağlıcakla."