EYT’de doğrular ve yanlışlar -2-

Sesli Dinle
A -
A +
EYT’de gördüğüm yanlışları anlatmaya devam edelim.
 
7. Emeklilik sisteminde ana problem aktüeryal dengenin bozulmasıdır.
 
Emeklilik sistemleri aktüeryal dengenin bozulmasıyla maaşları ödeyemez hâle gelir. Aktüeryal dengenin bozulmasında çeşitli faktörler rol oynar. En başta gelen sebep çalışan nüfus ile emekli nüfus oranının bozulmasıdır. Olağan şartlarda her 4 çalışan 1 emeklinin maaşını öder. Bu denge bütün dünyada bozuldu. Türkiye’de de denge her 1,8 çalışana karşılık 1 emekli olacak kadar kötü durumda.
 
8. Aktüeryal dengenin bozulmasında devletin icraatları da rol oynar.
 
Devletler, özellikle siyasiler emeklilik sistemini bir tür avanta dağıtma yolu olarak görmeye yatkındır. Mesela Türkiye’de emeklilerin vefatı durumunda sadece eşlerine değil evlenmemiş veya dul kalmış kızlarına da maaş bağlanmaktadır. Bunun çeşitli sahtekârlıklara yol açtığı ortada. Keza siyasiler seçmen kitlelerini çekmek için emeklilik yaşını bilerek ve isteyerek de aşağıya çekebilmektedir. Geçmişte maalesef Türkiye’de bu da vuku buldu.
 
9. Emeklilik maaşları için daimî destek şart.
 
Emeklilik maaşlarının ödenebilmesi için sistem dışından daimî destek şart. Çünkü mevcut aktüeryal denge maaş ödenmesine yetmez. Daimî desteğin devletten isteneceği de kesindir. Bu anlaşılır bir durum, çünkü sistemin patronu devlet. Devlet de toplum da bunu böyle görmekte ve kabul etmektedir.
 
10. Toplumun vergi verenler ve vergiden yararlananlar olarak ikiye ayrılması.
 
Devletin kendi parası olmayacağından devlet vergi mükelleflerinden alınan paralarla oluşturulan fonlardan emeklilere maaş ödemek üzere destek sağlayacaktır. Bu durumda ülke vergi verenler ve vergiden yararlananlar olarak ikiye ayrılacaktır. Bugün itibarıyla SGK sisteminin devletten yıllık 400 milyar lira destek alması gerekmektedir. Destek ihtiyacı her geçen gün artacaktır. EYT’nin yılda yaklaşık yüz milyar liraya mal olacağı bilinmektedir.
 
11. Sözleşmeler değiştirilemez mi?
 
SGK sözleşmesi, gidişatın kötüye gitmekte olduğu görüldüğü için daha önce değiştirildi. Emeklilik yaşı yukarı çekildi. Bu vuku bulduğunda itiraz etmemiş ve bir şey dememiş kimselerin aradan 20 yıl geçtikten sonra itiraz etmesi makul ve mantıklı mı? Ayrıca bu sözleşme birinin hakkının geri alınması gibi bir durum da sağlamış değil. Emeklilik yaşı sadece Türkiye’de değil bütün dünyada yükseltilmekte.
 
12. Sözleşme kazanılmış hak oluşturur mu?
 
Sözleşme kazanılmış hak oluşturmaz. Çünkü söz konusu olan bir insan hakkı değil sözleşmeye bağlı bir haktır. Sözleşmenin şartlarının bozulması idare hukuku açısından da sözleşmenin yenilenmesini gerektirebilir. Bu, kanunun geriye yürümesi olarak görülemez. Sadece sözleşmenin yenilenmesi olarak adlandırılması gerekir.
 
13. Sonraki nesillerle eşitliğin bozulması.
 
Bir diğer problem emekliliğin hakları olduğunu söyleyen EYT’lilerin bundan sonra insanların daha geç emekli olacak olması karşısındaki durumu. Bu da emekliliğin bir insan hakkı olmadığının kanıtı. Neden işlerde çalışacak insanlar daha geç emekli olurken EYT’liler erken emekli oluyor? Emeklilik bir insan hakkı ise şartların herkese eşit olarak uygulanması gerekmez mi? Bu durumda EYT’lilerin bir haktan ziyade bir imtiyaz peşinde koştuğu öne sürülebilir.Çözüm ne?Doğrusu kolay ve hazır bir çözüm yok. Ancak, sistemin sürdürülemezliğinin EYT’lilerin emekli edilmesiyle daha da koyulaşacağına şüphe yok. Sanırım bu durumda bazı şeyler yapmak gerekecek. Bir yol emekli maaşlarının enflasyon karşısında erimesine göz yummak. Diğer bir yol emekli maaşı alma süresinin prim ödeme süresine eşitlenmesi. Yani 20 senede emekli olanın yirmi sene emekli maaşı alması. Bir diğer çözüm emekli maaşını emekli olan kişi ile sınırlı tutmak; o ölünce, eşine, özellikle de bekâr veya dul kızlarına maaş bağlamamak. Bir diğer yol elbette emekli yaşının yukarı çekilmesi. Bütün bunlar sistemi kurtaramaz ama bir miktar rahatlatabilir…Biliyorum bütün bunları yapmak zor. Ancak, Türkiye eninde sonunda söylediklerimi hayata aktarmayı tartışma durumuna gelecek. Bu ne kadar çabuk olursa o kadar iyi.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.