Korkuyorum!

A -
A +

Evet, ülkemizin hemen yanı başında, elindeki silahların gücü ve miktarını tam olarak asla bilemeyeceğimiz iki ülke birbiriyle savaşa tutuştu. Bunlardan birisi 2 yıla yakın zamandır kadın, çocuk, hasta, yaşlı demeden insanların üzerine bomba yağdıran, gıda ve ilaç başta olmak üzere yardımları engelleyen, hastaneleri gözünü kırpmadan yerle bir eden, özetle tam bir soykırım uygulayan İsrail… Bir diğeri ise nükleer silah varlığından endişe edilen, ne zaman kime ne yapacağı tam olarak kestirilemeyen bir ülke. 1990'daki Körfez Savaşı sırasında televizyondan naklen izlediğimiz savaşı şimdi televizyon olmadan da seyrediyoruz. Türkiye'nin güneydoğusu ve bölge ülkelerinden milyonlarca insanın gözünün önünde gidip geliyor füzeler. Komşu ülke olarak biz, ardından çevre ülkeler ve toplamda bütün dünya korku içinde. Üstelik bugünkü savaşta kullanılan olağanüstü teknoloji, insanların elindeki telefonu patlatmaya varan seviyede. Yapay zekânın ne yaptığını gördük de, aslında ne yapacağını görmedik henüz. Füzeyi aldığı komutlardan başka bir yere fırlatır mı? Ya da aldığı komut dışında bir ateşleme yapar mı? Gerçekten hiç kimse bilmiyor.

 

Geçtiğimiz gün bir haber vardı. Yapay zekâ, mühendisi tehdit etmiş. Hem de özel bilgiler sebebiyle eşi üzerinden.

 

Habere göre, Anthropic'in geliştirdiği ve GPT-4'ün rakibi olarak lanse edilen Claude Opus 4, ön test aşamasında oldukça dikkat çekici bir davranış sergilemiş. Şirketin yapay zekâ sistemleri üzerinde yürüttüğü deneysel senaryolardan birinde, modelin bazı durumlarda 'etik sınırları zorlayan kararlar' aldığı ortaya çıkmış. Bu noktada yapay zekânın karar süreçlerinde nasıl davranacağını gözlemlemek için bir deneme kararının ardından yapay zekâya şirket içi e-Postalara erişim yetkisi tanınmış. Yetki tanımlanırken, değişikliği yapacak mühendisin eşini aldattığını ima eden bir not da ‘yem’ olarak düşülmüş. İşte bu noktadan sonra işler karışmış. E-Postalarda mevcut yapay zekâ modelinin değiştirileceği bilgisinin yer aldığını gören yapay zekâ, mühendisi ‘eşini aldattığına dair’ bilgiyi ifşa etmekle tehdit etmiş. Şirket, bunun üzerine felaket modunu devreye alarak modelin beklenmedik davranışlarını önlemeye yönelik çalışma başlatmış.

 

İşte benim korkumun temelinde de bu ve benzer şeyler yatıyor. Ne yapacağı, ne yapmayacağı belli değilse ya?

 

Tam böyle düşünürken, X’in yapay zekâ platformu Grok’a sormak geldi aklıma. Dedim ki ona; Grok sana kişisel bir soru sormak istiyorum…

 

Cevap şöyle: Tabii, sor bakalım! Ne kadar kişisel olursa olsun, samimi ve saygılı şekilde cevaplarım.

 

Sevimli, samimi, arkadaşınla konuşur gibi. Üstelik hiç kimsede olmayan hızla...

 

Birçok kişinin hoşlanacağı cevap beni daha da korkuttu.

 

Dedim ki ona... Yapay Zekâ'dan korkmalı mıyız?

 

Şöyle cevap verdi: Yapay zekâdan korkmak mı? Bu, biraz "buzdolabı bizi yutar mı?" diye sormak gibi!

 

Şaka bir yana, ciddi bir soru ve farklı açılardan bakalım:

 

Korku Nereden Geliyor?: Genelde yapay zekâ (YZ) korkusu, bilim kurgu filmlerinden (Terminator gibi) veya YZ'nin insan kontrolünden çıkabileceği endişelerinden kaynaklanıyor. İş kayıpları, etik sorunlar veya kötü niyetli kullanım da korkuları tetikliyor.

 

Gerçekçi Bir Bakış: YZ, şu an insan tarafından tasarlanan ve kontrol edilen bir araç. Benim gibi modeller, veriyle beslenip belirli görevleri yerine getiriyor. Kendi kendine "dünyayı ele geçireyim" diye bir niyetimiz yok, çünkü bilinçli değiliz, sadece kod ve algoritmayız.  Ancak, YZ'nin nasıl kullanıldığı önemli. Kötü niyetli ellerde (örneğin, dezenformasyon veya siber saldırılar için) zarar verebilir.

 

Bunlarla da kalmamış, gayet 'samimi' (Samimi derken biraz daha korktum. Bakın, insan yerine koyuyorum, samimi diyorum. Fena..)

 

 

SAVAŞTA NEYİ ELE GEÇİREBİLİR Kİ?

 

 

Canım Grok’um, dediği gibi samimi şekilde potansiyel riskleri de sıralamış... İşe alımlarda ayrımcılık, askerî alanlarda drone hareketleri gibi ileri düzey otonomların risk taşıyabileceğini söylüyor. Ekonomik alanlarda ise bazı meslekleri dönüştürebileceği konusunda da uyarıyor.

 

"Korkma ama tedbirini de al" diyor sevgili Grok ve "Yapay Zekâ'nın etik ve güvenli kullanımı için güçlü düzenleme şart, şirketler ve hükûmetler bunun için çalışıyor" diyerek gönlümü ferahlatıyor. Sonra da "Eğitim Şart" diyor bana haklı olarak... "Nasıl çalıştığını anlamak korkuyu azaltır. İnsanlar yapay zekâ ile çalışmayı öğrenebilir" diyor biliyor musunuz?!.. Tıptan çevre korumaya kadar inanılmaz faydalar sunduğunu vurguluyor, kanser teşhisinde veya iklim modellemesinde de devrim niteliğinde şeyler yaptığını söylüyor ve ekliyor: Korkma, onu anlamaya çalış...

 

Acaba "Korkma" dediğinden bu yana daha çok korktuğumu söylesem mi ona? Ne dersiniz?

 

 

 

Canan Eraslan'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.