Türkiye’nin geldiği durum

A -
A +

Önce siyasetle başlayalım... 1 Eylül 2025 itibarıyla Türkiye’nin genel durumu şu:

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan Çin ziyaretinde. AK Parti hükûmeti son 10 senede dış politikada önemli işler yaptı. Erdoğan bunu iyice şekillendirdi. Afrika’dan Latin Amerika’ya kadar geniş alanda bir yelpazede siyaset yapıyor Türkiye. Bu konuda hükûmet başarılı...

 

Suriye konusunda maalesef ivme İsrail’e doğru kayıyor. Esad devrildiğinde o konjonktürde Suriye Millî Ordusu’yla beraber YPG’ye operasyon yapabilirdi. Geç kaldı. Daha sonra İsrail Suriye’de birçok yeri vurdu. Türkiye geç kaldıkça İsrail inisiyatif aldı. Kuzeyden girme hesapları yapıyoruz ama bu defa da güneyden İsrail girebilir. ABD’nin ikircikli politikası Türkiye’nin elini kolunu bağlıyor... Suriye konusunda özetle belirsizlik hâkim... YPG konusunda Türkiye ne yapacak bilinmiyor. Yani çok geç kaldık... 

 

İçeriye gelince. Terörsüz Türkiye süreci devam ediyor. Komisyon çeşitli kişileri dinlemeyi sürdürüyor. AK Parti’de temkinli iyimserlik hâkim. Ancak kervan yolda düzülür mantığıyla hareket etmek ne kadar doğru? Komisyonun amacı ne belli değil. Silah bırakmada yaz sonu deniyordu. Yaz bitti. Silahlar bırakıldı mı, bilmiyoruz. Bekliyoruz... 

 

CHP sadece İmamoğlu gündemiyle hareket ediyor. Ülkenin sorunlarına tek öneri getirmiyor. Yatıyor kalkıyor İBB... Tamam ona sahip çık ama emekliler ve ekonomi için de bir şeyler söyleyin. Her konuda savsaklıyorlar... Şirketler pıtrak gibi dökülüyor... 

 

Ekonomiye gelince. Piyasalar kan ağlamaya devam ediyor. Dün iki haber gördüm içimi acıtan.

 

Birincisi, LC Waikiki, DeFacto, Mavi Grup gibi giyim firmalarına üretim yapan Çözüm Yapı Grup mali sıkıntılar nedeniyle konkordato ilan etti. 

 

İkinci haber, Bodrum’dan. Bodrum ve çevresinde “Gümbetli Ahmet” olarak tanınan 49 yaşındaki turizmci Ümit Çeviren yaşadığı ekonomik sıkıntılar ve borçlar nedeniyle hayatına son verdi. Çeviren’in cenazesi yakınları tarafından bulundu.

 

Faizler yüksek. Piyasada para sıkıntısı var. İflaslar ve konkordatolar bitmek bilmiyor. 

 

Sosyal hayata gelince. Kurşunlama ve cinayet çok arttı. 16-17 yaşındaki çocuklar 200-300 bin liraya adam vuruyor, iş yeri kurşunluyor. "Daltonlar" gibi çetelere özenen yeni kuşak gençler var. Bunların da önüne geçilmesi lazım.

 

"Sosyete"nin eskiden bir adabı vardı. Şimdi öyle değil. Sabancı’nın çocukları Facebook’tan kadın tavlamanın peşindeler! Bilimsel yaptıkları tek iş yok. Varsa yoksa gezme ve Instagram foto atma... Anne Arzu Sabancı da ev partilerini bir bitiremedi! Biz görmeyeceğiz ama bu aile iki kuşak sonra bitikler... 

 

Kültür sanat alanında da eskisi gibi iyi kitaplar yazılmıyor, güzel filmler çekilmiyor. Ya da bana öyle geliyor. En büyük erozyon kültür sanatta. İyi kitap ya da film önerisi olan bana yazsın lütfen. 

 

Genel durum bu...

 

 

 

Cem Küçük'ün önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.