2024-2026 dönemini kapsayan OVP/Orta Vadeli Plan 6.09.2023 günü Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konmuştu. Bu planda Otomatik Katılım Sisteminin (OKS) işverenlerin de katkısı ile 2. basamak emeklilik sistemine dönüşeceği Tamamlayıcı Emeklilik Sisteminin (TES) kurulması öngörülmüştür. Mezkûr OVP’de TES’in en geç 2024 4. Çeyrekte hayata geçirilmesi takvimlendirilmişti. Ancak aradan 1 yıl geçmeden OVP revize edilerek 5 Eylül 2024 tarihinde yeniden Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konmuştur.
Revize OVP’de bu kez Tamamlayıcı Emeklilik Sisteminin 2025 yılının son çeyreğinde kurulması planlanmıştır. Yani TBMM tatilinin bitimini müteakip Meclis’in yeniden yasama faaliyetlerine başlamasıyla birlikte TES kanun teklifinin Meclis’e verilmesi gerekmektedir.
Peki TES/Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi planlandığı gibi 2025 yılının son çeyreğinde kurulabilecek mi? Gelin birlikte değerlendirelim…
Hükûmetin tamamlayıcı emeklilik sistemiyle en büyük beklentisi ekonomi için can simidi olacak tasarrufların artırılmasıdır. Keza ülkemizde tasarruf oranları gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında son derece düşük olduğu alenen ortaya çıkmaktadır. ABD, İsviçre, İngiltere, Hollanda, Japonya, Kanada, Avustralya… gibi ülkelerde trilyon dolarları aşan büyük emeklilik fonları birikmiştir. Bu bağlamda TES ile çalışanların, işverenlerin ve devletin üçlü katılımlarıyla oluşturulacak sistemle tasarrufların artırılarak kaynak sorununun çözülmesi ve uzun vadeli yatırımların artırılması dolayısıyla ekonomik istikrarın sağlanması hedeflenmektedir. OVP’ye bakıldığında Otomatik Katılım Sisteminin (OKS) tasarruf bölümünde yer aldığı görülmektedir. OVP’de uzun vadeli tasarrufların artırılması bakımından önemli olan bireysel emeklilik ve otomatik katılım sistemini geliştirici düzenlemeler hayata geçirilecektir, denilmektedir.
OVP/Orta Vadeli Programda hâlen uygulanmakta olan OKS/Otomatik Katılım Sisteminin işverenlerin de katkısı ile 2. basamak emeklilik sistemine dönüşeceği tamamlayıcı emeklilik sistemi kurulması öngörülmektedir. Düzenlemeler ise genel hatlarıyla aşağıdaki şekilde öngörülmektedir;
Otomatik Katılım Sistemi (OKS)’nin işverenlerin de katkısı ile ikinci basamak emeklilik sistemine dönüşeceği tamamlayıcı emeklilik sistemi kurulacaktır.
Bireysel Emeklilik Sistemi (BES)’ndeki standart emeklilik yatırım fonları, katılımcıların birikimleri için daha fazla katma değer üretecek şekilde yeniden tasarlanacaktır.
OKS katılımcılarına BES’te yer alan emeklilik fonlarına erişim imkânı tanınacak, kesintilerin sadeleştirilmesini sağlayacak düzenlemeler yapılacak.
Hükûmetin son 22 yıldaki plan program ve hedefleri incelendiğinde işçi ve işverenlere ilave yük getirmeden kıdem tazminatının sosyal taraflarının uzlaşmasıyla mevcut tazminat düzenlemesinin fona dolayısıyla TES’e entegre edilmesi olduğu görülecektir. Zira 2003 yılında yürürlüğe konan İş Kanununda zaten fon düzenlemesi öngörülüyor. 2003 yılından itibaren bu konuda çok sayıda taslak çalışma da yapılmıştır. Ancak bu çalışmalar her defasında işçi kesiminin sert tepkisine neden olmuştur. İşçi kesiminin geçmişten gelen haklı büyük tereddütleri var. Diğer yandan Çalışanların yarısından fazlası asgari ücret ve asgari ücrete yakın ücretlerle çalışmaktadır. Asgari ücretin açlık sınırının bile çok gerisinde olduğu düşünüldüğünde işçinin mevcut %15 oranında prim yüküne ilave değil bir kuruş bile fazla ödemeye mecali bulunmamaktadır.
İşveren kesiminin tutumuna baktığımızda ise başlangıçta fon düzenlemesini arzu eden işveren kesiminin de günümüzde fon düzenlemesine bile çok sıcak bakmadığı görülmektedir. TES/Tamamlayıcı Emeklilik Sistemine ilave prim ödemeye de sıcak bakmamaktadır. Keza mevcut işçi-işveren primleri dâhil SGK-İşsizlik sigortası primlerinin %37,75 oranında olduğu bunun zaten çok yüksek olduğunu öne sürmektedir. Özetle ne işçi tarafı ne de işveren tarafı TES’e sıcak bakmamaktadır. Bu konuda uzlaşma ihtimali de görünmüyor. Uzlaşma arayan hükûmet de uzlaşma olmadan yapılacak bir düzenlemenin büyük tepkilere neden olacağının farkında…
Sonuç olarak TES’in bu sene de yürürlüğe konamayacağını emin bir şekilde ifade edebilirim.
Çorlu TSO Başkanı İzzet Volkan ile Oda yönetimin öncülüğünde eğitim istihdamla buluşturuldu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı nezdinde istihdam ve işsizlikle ilgili daha önceden görev yapmış olduğum komisyonlarda ve diğer bütün platformlarda Üniversite-sanayi iş birliği, bilginin pratiğe dönüşmesini sağlayarak inovasyonu hızlandıracağını, ekonomik büyümeyi destekleyeceğini ve işsizlikle mücadelede çözüm olacağını müteaddit kez ifade etmiştim.
Keza üniversiteler teorik bilgi ve araştırma gücü sunarken, sanayi pratik uygulama ve piyasa odaklı çözümler sağlar; bu sinerji, her iki tarafın potansiyelini maksimize eder.
Bu muhteşem ve örnek organizasyona beni davet eden başta Çorlu TSO Başkanı İzzet Volkan olmak üzere tüm oda mensuplarına şükranlarımı arz ediyorum. Umarım diğer odalarımız da gençlerimize böyle her fırsat ortamları hazırlar.
İsa Karakaş'ın önceki yazıları...
AYLIK BAĞLAMA ORANI KANUNU ÇIKMALI BİZİM HAKIMIZ.
Emeklilikte Tarihe Takılanlar Olarak TES için bu kapsamlı yazınızı bir solukta okuduk İsa Hocam