Kaydet
a- | +A
Çarşambanın gelişi Pazartesinden belli olduydu aslında. Naim, Sidney''de o ağırlığın altından kalkabilse, adımız gibi biliyoruz Galatasaray da bu hezimete uğramazdı. Bu minval üzre Ermeni tasarısının alt komitede kabulünden, Marmara denizindeki sismik araştırma sonuçlarına ( sahi iki parçalı tek fay ne demekse ) haftanın tüm olumsuzluklarını alt alta yazın. Toplayın, çıkarın, çarpın, bölün. Hangi işlemi yaparsanız yapın. Bulacağınız sonuç Naim''le yaşadıklarımızın hülasasıdır. Böyle bilir böyle de yazarız işte. Ama zannederiz haftaya asıl ivmesini veren bir kalem ustasının artık taşımaya takatı gözteremediği off the record anılarıydı. Zaten önceki hafta 12 eylül''ün yıldönümü nedeniyle, gizli kapaklı bir çok anı ve iddia ile şaşkına dönen kamuoyunun , bir yüce makama en yakın bir ismin o makamla ilgili anlattıklarını ha diye geçiştirmesi de beklenemezdi. Ama işin ilginç boyutu, iddiaların kaynak gösterildiği mahreç, yorumu tarihe bırakırken, iddiaları su yüzüne çıkaran kalem erbabının uğradığı eleştiri idi. Konuya ilgi duyanların bir bölümü " Canım bunlar da yazılır mı" derken diğerleri de " Yazılır, yazılır da, bu kadar da beklenir mi" dediler. Gördüğünüz gibi bu üzlupla gidersek, haftanın özeti, içinde her türlü nebatata yer verilen borç çorbasına dönecek. Onun için gelin biraz yumuşatalım. Kadayıfın altı-üstü Galiba asıl merak edilen Abuzer Kadayıf''ın kimliği idi. Önceki gün bir gala ile tanıtılan ve hafta başından itibaren bilmem kaç sinemada birden gösterime girecek bir film, daha piyasaya çıkmadan işin cılkı çıktı. Filmin baş kahramanı Abuzer Kadayıf, ki bu rolü ünlü bir tiyatro sanatçımız canlandırıyor, en az kendisi kadar ünlü bir türkücümüzün tıpa tıp kopyası mı. Merak edilen buydu.Ünlü türkücü, film daha gösterime çıkmadan yarı resmi olarak protestoda bulunup, filmin kendi hayatını konu aldığını ileri sürdü. Bizzat kendimiz seyretmedik ama, ilk izlenimler ve dahi yapımcıların açıklamasına bakılırsa, bu filmin kahramanının, ünlü türkücümüzle bir benzerliği yok. Yapımcılar yine de " Olabilir ki, yer yer örtüşür. Lakin kesinlikle o değil" diyerek, ayaklarına kadar gelen bu tanıtım fırsatını da tepmek istemiyorlar. Akademik kariyer Efendim, filmde, cüppeleri ile cüzdanları arasında sıkışıp kalan bir profesörün, geçim sıkıntısından ve galiba biraz da YÖK''ten illallah deyip türkücülüğe soyunması konu edilmekte imiş. Akademik kariyerlerini bir kenara bırakıp, içkili gazino müşterilerine türkü çığırarak ceplerini dolduran film kahramanlarına asıl tepki akademik çevrelerden bekleniyordu. Adı Oxford Üniversitesi ile anılan türkücümüzün bu konuda ilk olması da bu açıdan doğal da asıl merakımız bakalım Gürüz''ün de bir tepkisi olacak mı? Konu ile ilgili bir son not. Hülya Avşar, galasını arka sıralardan izleyebildiği filmi biraz abartılı bulmuş.. Fabrikalar olmasa Haftanın bir diğer gündemi, birden bire önümüze çıkarılıveren enerji krizi oldu. Birdenbire önümüze çıkarılan dedik. Zira bundan önce ya bir enerji ihalesi ya da çevre kirletici santral yapımı sırasında tepkicilere göz dağı için gündeme getirilen sıkıntı, bu defa gerekçe aranmadan gündeme getirildi. Anlaşıldığı kadarı ile durum bayağı da ciddi. Ciddiyeti şuradan belli ki, bir bilen ismiyle ma''ruf bir büyüğümüz " Ben daha önceden uyardıydım" demek ihtiyacını hissetmiş. Şimdi bir yandan Avrupa yol haritası ile uğraşırken, bir yandan da " Nasıl daha az elektrik tüketiriz" diye yöntem arıyoruz. Yine üç lambadan birini söndüreceğiz anlaşılan. Ama en ilgi çekici tedbir olarak, zaten zarar eden iki büyük kamu sektörü fabrikasının kapatılması gündemde. Böylece hem enerji tasarruf edilecek, hem de fabrikalar çalışmadığı için daha az zarar edilecekmiş.Ama asıl ilginç olan bu konudan daha Cottarelli''nin bile haberinin olmaması. Sizin orda saksağana ne derler? Hatırlayacağınız gibi Türk turist rehberlerinin başlarına gelen ilginç olaylar geçtiğimiz hafta TURSAB dergisinde yayınlandı. Daha sonra da gazetelerimiz bu yazıyı haberleştirdilerdi. İşte bu yazıdan iki ilginç alıntı: Kadın turistlerden birisi Türkiye''de kadın subay olup olmadığını merak etmiş ve rehberden de " var" cevabını almış. Ama merakı devam etmektedir. " Peki kadın subayın çocuğu olursa ne olur?" diye sorar. Ve aldığı cevap da ilginçtir " Anne olur". Bir diğer yabancının merakı ise ağaçta gördüğü saksağanadır. Rehbere " Bu kuşun adı ne" diye sorar. Türkçesinin turistin işine yaramayacağını düşünen rehber "magpie" diye cevaplar. Şaşırmak sırası turisttedir. " Gerçekten mi " der " Biz de ona magpie deriz" Peki bu iki alıntıyı neden yaptık derseniz. Deniz Baykal bir kez daha CHP Genel Başkanlığına adaylığnı açıklıyor. İyi güzel de " Rehber anılarıyla Baykal''ın adaylığının ne alakası var" derseniz. Biz şahsen bir alaka bulamadık.Ama bir bulan çıkar herhalde.. HAFTANIN SÖZÜ Hayallerinizi kovmayın. Onlar gitti mi, belki siz kalırsınız ama artık yaşamıyorsunuz demektir. (Mark Twain) Hapse girmek için banka soydu ABD''nin Iowa eyaletinde 76 yaşındaki eski bir suçlu, cezaevine yeniden girmek için bir bankadan 100 dolar çaldı. Polis, Marvin Stewart adlı yaşlının, Ulusal Halk Bankası''na girerek, banka memuruna 50 dolarlık iki banknot istediğini yazan bir kağıt verdiğini bildirdi. Banka çalışanlarının Stewart''ın ciddi olduğundan emin olamadıklarını, ancak parayı verdiklerini belirten polis, Stewart''ın bankadan ayrılırken "arabasında sigara içeceğini'''' söylediğini kaydetti. Polisin arabasında yakaladığı Stewart, ailesi olmadığı ve cezaevine geri dönmek istediği için soygun yaptığını söyledi. Kör talih... Almanya''nın Hannover kentinde yaşanan bir olay kelimenin tam anlamıyla "işte kör talih buna denir" dedirtiyor. 21 yaşlarındaki iki hırsız içinde iki sivil polis memuru bulunan bir arabayı çalmak isteyince yakayı tabii ki elevermiş. Hırsızların mazereti arabanın içinde bulunan iki polis memurunu görmemiş olmaları.. Otomobili bagaj kapısını açarak çalmaya kalkanlar içerdeki iki kişiyi son anda farketmiş. İş işten geçmiş, hırsızlar soluğu hapishanede almışlar.. Pamuk Prenses''i İspanyol Gizli Servisi zehirlemiş GRIMM Kardeşlerin Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalı Eckhard Sander adlı araştırmacı tarafından yeniden yorumlandı. Sander''in iddiasına göre, Pamuk Prenses, İspanyol Gizli Servisi tarafından zehirlenerek öldürüldü. Sander''in Pamuk Prenses: Mitos mu Gerçek mi? başlıklı tarih çalışmasına göre Pamuk Prenses aslında Margarethe Von Waldeck adında bir Alman kızıydı ve Bad Wildungen yakınlarında yaşıyordu. Margarethe''nin ağabeyi Kont Samuel''in ise bir bakır madeni vardı. Güzel Margarethe, annesi öldükten sonra 1533''de İspanya''daki büyükannesinin yanına gönderildi. Genç kız, yapmaması gereken bir hata işleyerek kalbinin sesine uydu ve İspanya Kralı Felipe''ye aşık oldu. İspanyol Gizli Servisi, Margarethe''den kurtulmak amacıyla bir meyveyi zehirleyerek yakınları aracılığıyla genç kadını öldürdü. İddiaya göre, Margarethe''yi ölüm uykusundan uyandıracak yakışıklı prens asla gelmedi. Sander''e göre, yedi cüceler ise, köle gibi çalıştıkları ve yeterince beslenemedikleri için bedence bir türlü gelişemeyen maden işçileriydi. Yedi cücelerin giydikleri şapkalar ise madende başlarına düşecek kayalardan korunmak amacını taşıyordu. Yedi cüceler, İspanya Kralı''na aşık olduğu için ölen Margarethe''nin ağabeyinin bakır madeninde çalıştılar ve 25 yaşını göremeden de öldüler. Echard Sander, "Bu öyküler değişe değişe çocuklara çekici gelen bir masal halini aldı. Amacım sadece tarihi doğruları anlatmak" diyor. Yolcuya ahmak diyen pilot işinden oldu İngiliz havayolları British Airways tarafından enteresan bir açıklama geldi. Stuart Clapson adlı 53 yaşındaki pilotun, Barbados-Londra seferini yapmak üzere havaalanında beklerken, yolculara, "birinin kabine bomba yerleştirdiğini ileri süren ahmak bir kadın yüzünden geciktik" diye anons yaptığı gerekçesiyle işten atıldığı bildiriliyor. Açıklamada, anonsu yaptıktan sonra pilotun kokpitten çıkarak söz konusu kadının yanına gelerek payladığı da belirtiliyor. Havayolu şirketi tarafından açılan soruşturmadan sorumlu 747 pilotu David Fleming de, pilotun sakin ve profesyonelce davranması gerektiğini belirterek, Clapson''ın, daha önce de kıyafet yönetmeliğine uymadığı ve kokpitte sigara içme alışkanlığından vazgeçmediği için kınama cezası aldığını da kaydediyor.
ÖNE ÇIKANLAR