Uzun boylu, düzgün yüz hatlarına sahip, bakışları anlamlı ve iyi giyinen patronlar, hele bir de yakışıklılarsa işyerinde verimi artırıyor. İster inanın ister inanmayın ama durum maalesef böyle... İtalya''da adamlar oturmuşlar, üşenmeyip bu yönde bir araştırma yapmışlar ve çalışanların istediği yönetici profilini belirlemişler. Bu özelliklere sahip bir yöneticileri olduğu takdirde motivasyonlarının ve verimlerinin artacağını söyleyenler yalnız kadınlar değil elbette. Ülke genelinde 350 işyerinde yapılan anketler, fiziksel güzelliğin ofislerde de müthiş sonuçlar çıkardığını ortaya koymuş. Araştırmaya katılan kadın ve erkeklerin yüzde 37''si patronları güzel veya yakışıklı olursa motivasyonlarının artacağını belirtirken, delici bakışları olan bir yöneticinin işyerindeki verimi artıracağına inananların oranı yüzde 20 olmuş. Bu tanımlara uyan bir yönetici ile çalışan personelin işyerinde daha uzun süre kalacağına ve kendilerini işlerine daha fazla vereceklerini savunan katılımcılar, böyle bir yöneticiye sahip oldukları takdirde onu her yerde takip edeceklerini, öğle tatillerinden bile feragat edeceklerini de ifade ediyorlar. Araştırma ayrıca, yakışıklı veya güzel bir yöneticisi olan personelin maaşlarına daha az zam isteyeceklerini göstermesi açısından ilginç sonuçlar ortaya koyuyor. Araştırmaya katılanların yüzde 40''ı, bu şartlar altında çok daha fazla zorluğu göğüslemeye hazır olduğunu dile getiriyor. 1 ile 100 arasında bir skalada İtalyanlar''ın fiziksel güzelliğe verdikleri önem 95 olarak belirlenirken Almanya''da 30, İsveç''te 27, İngiltere''de 36, Fransa''da 47, İspanya''da 63, Portekiz''de ise 76 puan olarak ortaya çıkıyor. Araştırma sonuçlarını değerlendiren psiko-antropolog Massimo Cicogna, Latin kültürlerinde dış görünüşün abartılı bir öneme sahip olduğunu belirtiyor. Protestan toplumlarda, özellikle de Kalvinistler arasında yakışıklı erkeklerin güvenilmez bulunduğuna dikkat çeken Cicogna, Latin toplumlarında bunun tersinin geçerli olduğunu söylüyor. İtalyan çalışanların en çok istedikleri yönetici tipi ise Raoul Bova olarak ifade ediliyor. "Böyle bir yöneticim olsa bedavaya çalışırım" diyenlerin sayısının bir hayli fazla olduğu gözlenirken, İtalya''nın popüler simalarından Carlo Conti ancak 15''inci sırada kalmış. 73 yaşındaki kadına 6 ay hapis cezası Singapur''da bir mahkeme, yasadışı yollarla ülkeye girenlere apartman dairesi kiraladığı gerekçesiyle okuma-yazma bilmeyen ve şeker hastası 73 yaşındaki bir kadını 6 ay hapis cezasına çarptırdı. The Straits Times gazetesi, dul olan Wong Yue''nın, hakimin kararından sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladığını yazdı. Haberde, çalışma izin süreleri dolan 5 Endonezyalıya dairesini kiraladığı gerekçesiyle 5 ayrı maddeden suçlanan Wong`un, yalnız bir maddeden suçlu bulunduğu belirtildi. Gazete, Wong''un ailesinin temyize gitmeyi düşündüğünü yazdı. Singapur''da yasadışı yollarla ülkeye girenleri barındırmanın cezasının en fazla 6 ay hapis olduğu kaydediliyor. Güneydoğu Asya''nın küçük ülkesi Singapur''da, aralarında sakız satışı yasağının da bulunduğu dünyadaki en sert yasalar uygulanıyor. Vücuduna 118 küpe takınca zehirlenip öldü İngiltere`nin Güney Galler bölgesinde geçtiğimiz Ocak ayında aniden ölen Leslie Hovvells`ın ölüm sebebi, adli tıp tarafından vücudunun çeşitli yerlerine taktığı 118 küpe yüzünden kaptığı enfeksiyon olarak açıklandı. 118 küpesi (body piercing) ile ünlü olan ve ABD`nin Jerry Springer şovuna da konuk edilen 39 yaşındaki Lesley Hovvells, geçtiğimiz Ocak ayında yılbaşı günü aniden fenalaşarak hastaneye kaldırılmış ve 11 gün sonra hayatını yitirmişti. Adli tıp tarafından yapılan otopsi ve diğer incelemelerin sonucunda, genç kadının 41`i kulaklarında, 11`i göbeğinde, 6`sı dudaklarında, 6`sı burnunda, 54`ü de vücudunun çeşitli yerlerinde olan küpeler yüzünden kaptığı enfeksiyon sebebiyle öldüğü açıklandı. Gençler arasında body piercing`in çok yaygın olduğu İngiltere`de olay bütün gazetelerde ve TV`lerde büyük yer tutarken, genç kadının kan zehirlenmesi sonucunda ölümü aynı modayı uygulayan gençlere ``ibret`` olarak gösterildi. HAFTANIN SÖZÜ İnandığınız gibi yaşayamazsanız, yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız. (Hazreti Ömer) Grip için gitti, doğum yaptı Avustralya''nın güneybatısındaki Perth kenti yakınlarındaki bir hastaneye grip olduğunu sanarak giden genç kadın, 2.7 kilogram ağırlığında sağlıklı bir bebek dünyaya getirince hem bütün aile hem de genç kadın şaştı kaldı. Joondalup hastanesinde doğum yapan 23 yaşındaki Lyndsey Favell, hamile olduğunu bilmediğini, şiddetli gribe yakalandığını ve bu yüzden de karın ağrısı şikayeti olduğunu sandığını açıkladı. Favell, "Bebek, grip şikayetiyle hastaneye gelişimden birkaç dakika sonra dünyaya geldi. Her şey, acil servisin tuvaletlerinde oldu. Benim için gerçekten bir şoktu" dedi. Sürpriz bebeğin annesi Favell, hamilelik boyunca sadece bir kaç kilo aldığını ve hiç mide bulantısı sıkıntısı çekmediğini de belirterek, doktorları da şaşkınlığa uğrattı. Hastaneyi yılanlar basınca... Mısır''da Assiut Üniversitesi Hastanesi Başhekimi, hastane koridorları ve odalarında dolaşarak hastalar ve sağlık personeline korku dolu anlar yaşatan yılanları görünce beyninden vurulmuşa döndü. Başhekim, yılanlardan kurtulmak için, çareyi yılan oynatıcılarına başvurmakta buldu. Dr. Mursi Muhammed Mursi, 13 Eylül''de başlattığı bu temizlik operasyonundan şimdilik çok memnun. "Yılan oynatıcıları bugüne kadar 6 yılan ve 1 akrep yakaladılar" diyor. Damaklarda ''vahşi'' tat! Kulağa garip gelse de şimdi moda salçalı timsah eti, balsamik sirkede marine edilmiş kanguru madalyonları ve mantarlı rezeneli yaban geyiği bifteği... Mönü sizi yanıltmasın; o eski çağların vahşilerinden ya da abartılı egzotik fantezilerden söz etmiyoruz. Bugünlerde ''crazy food'' (çılgın yemekler) diye adlandırılan bu trend, New York, Seattle ve Londra''nın en şık, en kalbur üstü restoranlarında baştacı ediliyor. Damak tadı her türlü maceraya açık olanlar, diğer bir deyişle yeni çağ gastronomları, değişik mönüleriyle bizim midemizi bulandırsalar da kendilerine güzel ziyafetler çekiyorlar. Bu mönüde, goril, orangutan ve şempanze etleri en revaçta olan spesiyaliteler arasında başı çekiyor. Türler tehlike altında Bu işin tabii ki "çılgın zevk" yönü. Bunun bir de bilimsel yönü var. Şu günlerde Londra''da toplanan araştırmacılar harıl harıl bu çılgın zevkin hangi noktaya kadar süreceğini tartışıyorlar. Bu araştırmacılara göre, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan bu hayvanlar, etleri yenmeye devam ederse 20 yıl içinde tamamen yok olacak. Bu et ticaretinin ulaştığı boyutla hakkında bir fikir vermek gerekirse, yılda yaklaşık 2 milyar marktan bahsedebiliriz. Uzmanlar, şimdilerde Avrupa ülkelerinde yaygınlaşan bu yasa dışı zincirin, gıda devleriyle sınırlı olmadığını belirtiyor. Bu eğilim geliştikçe sofralarımız, yeni damak tadlarına duyulan ilgi ve merakın da etkisiyle fillerden sürüngenlere ve değişik kuş cinslerine kadar pek çok vahşi hayvanın etleriyle donatılıyor. Kulaktan dolma bilgiler arttıkça bu kötü ve bencil gastronomik eğilime duyulan ilgi çığ gibi büyüyor. Venedik usulü bir sosta hazırlanmış kedi etinin tadına bakmak isteyenler sandığınızdan daha fazla. New York''un Çin mahallesinde çıngıraklı yılanlar ve kabuğundan çıkarılmış kaplumbağa eti canlı canlı yeniyor. Tayland''da manzara daha da korkunç: maymun beyni, hayvanın yarılmış kafatasından kaşıklanıyor. Yalnızca Uzakdoğu mu? Bu kadar uzak ve egzotik ülkelerin alışkanlıkları konuyu "daha az inanılır" kılıyorsa, daha yakın bölgelere uzanabiliriz. İtalya''nın Salerno kentinde Nocera Inferiore bölgesinde şişte tarla faresi yeniyor. Toskana''daki Aşağı Maremma bölgesinde ise kirpi, karakurbağa ve karaca etleri, tipik bir haftasonu yemeği geleneği. Yine Maremma''da incecik dilimlenmiş yunus filetosu da çok makbul. İster mutfaklarda zulüm deyin, ister fantezinin sınır tanımadığı şeklinde yorumlayın, zebra etinden yapılan hamburgerler, bir süredir deli dana hastalığı yüzünden gözden düşen sığır etinin pabucunu dama atabilir. ABD''de Vermont''ta aslan, mısır kobrası, yaban geyiği ve siyah balina etleri yerel mutfakta kendilerine bir yer edindi bile. Bu kadar uzaklara gidip olan biteni kendi gözlerinizle görmeniz belki imkansız olabilir ama internette kısa bir tur atıp, söz gelimi 4 adet kanguru madalyonunun yaklaşık 20 dolara satıldığına şahit olabilirsiniz. Dahası, timsah etinin tavuk etinden yüzde 35 daha az yağ içerdiği, kanguru etininse dünyanın en hafif eti olduğu ilan edilerek diyet çılgınlığına yeni kavramlar da eklenmiyor değil...

