Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Dinle
Kaydet
Türkiye Gazetesi
Rusya erimeye devam ediyor!
0:00 0:00
1x
a- | +A

Dünyada sular durulmuyor. Bir tarafta Gazze’de belirsizlik sürüyor. Bir yanda Sudan karıştırılıyor bir yanda ise Ukrayna’da barış gelmiyor... Trump barış adamıyım dese de savaş bölgelerinde bahar bir türlü görünmedi. Uzun süredir Ukrayna cephesine bakmadık. Burada durum ne merkezde?

Öncelikle şunu belirtelim ki Ukrayna’da cephe kilitlendi! Savaş, üç kilometre ileri beş kilometre geri şeklinde devam ediyor. Yani iş NATO’nun baştan beri planladığı tarzda ilerliyor. Maksat Rusları uzun ve yıpratıcı bir savaş sonunda takatsiz bırakmaktı ve o da oldu. Bugün Rusya Kuzey Kore’den asker ve işçi dilenen bir konuma düştü. Zaten bir müddetten beri asker yardımı alıyordu. En son işçi almak için de bir anlaşma yaptı. Anlaşılan insan gücü konusunda ciddi sıkıntıları var. Tabii bunu üretimini artırmak için de yapmış olabilir fakat sebebi her ne olursa olsun demek ki insan gücü hususunda eli geniş değil...

Yaklaşık dört senedir devam eden savaş Rusya’yı hayli yıpratmış görünüyor. Kayıplarını her ne kadar gizlemeye çalışsa da büyük bir bedel ödediği kesin. Kiev’e göre cephedeki kaybı bir milyondan fazla. Karşı tarafın bu kayıpları abartarak söyleyeceğini düşünebiliriz. Nihayet savaş aynı zamanda psikolojik bir cihet de barındırıyor. Ol sebepten her iki taraf da karşının kayıpları konusunda mübalağa yapabilir. Ne var ki burada mübalağa yok gibi. Bunu Rusya’nın durumundan anlıyoruz. Ukrayna’nın işgal ettiği topraklarını ABD’nin dolaylı yardımı ve Kore askeriyle kurtarabilmişti. Son gelen Koreli işçiler haberi işin kontrolden çıktığını ve Kiev’in pek de abartılı konuşmadığını ispatlıyor. Toplamda kırk bine yakın Koreli işçiden bahsediliyor.

Rus ordusunun zayiatı önemsemeyip hedefe kilitlenen bir yapıda olduğunu hatırlarsak ölü ve yaralı şeklindeki milyonluk kaybın mümkün bulunduğunu anlarız. Zaten başka kaynaklardan ulaşan bilgiler de bunu teyit ediyor. Rusya askere alma konusunda çok ciddi problemler yaşıyor. Sırf bu yüzden ülkeyi terk edenlerin sayısı da milyon civarında. Askere gidebilecek evsaftaki insanların ortaya koyduğu bu sayı hiç de küçümsenebilecek bir rakam değil...

Rus ordusunun kaybı derken bunun daha ziyade Rus olmayan unsurlardan olduğunu da ifade etmeliyiz. Türkler ve diğer Müslümanların cephedeki kayıpları fevkalade yüksek. Rus devleti nüfus yapısına bakmaksızın sayıca nice küçük topluluğu da cepheye sürdü. Milyonluk kayıplar böyle oldu. Şüphesiz bunda kendince stratejik düşündü. Mesela Çeçenleri cepheye sürmesini böyle anlamak lazım. Ramazan Kadirov, Putin’e yaranmak yolunda sınır tanımıyor. Halkını hiç acımadan Ukrayna’nın daha doğrusu NATO’nun önüne attı ve binlercesinin ölümüne sebep oldu. Bunu Çeçen halkının anlayışla karşılaması asla mümkün olmaz. Hiç şüphe yok ki her vatansever Çeçen, olup biteni not aldı. Rus merkezî yönetimi biraz zayıfladığında Kadirov gider...

Tabii Rusya’nın tek kaybı insan gücü değil. Bu süre zarfında yaklaşık 13 bin tank ve zırhlı araç kaybetti. 300’den fazla savaş uçağı ve 20’den fazla savaş gemisi artık yok. Her benim diyen devlet bunları yerine koyamaz. Nitekim bunca üretimine rağmen Rusya dahi koyamadı. Buna ne para ne cevher ne de insan gücü yeter!..

Avrupa gemileri yaktı!

Savaş yaklaşık iki senedir kilitlendi. Rus ordusunun yirmi bir aydır Pokrovosk’ta mıhlanıp kalması insan ve teçhizat bakımından eridiğini gösteriyor. Gerçi birkaç haftadır hava şartları Rusların lehine. Bu yüzden bir miktar ilerleme kaydettiler. Belki şehri ele de geçirebilirler fakat bu Ukrayna’nın çözülmesi manasına gelmez. Ağır kayıplar vermesine rağmen topraklarını başarıyla müdafaa ediyor...

Bu arada Ukrayna’nın da ağır kayıpları var. Şu ana kadar dört binden fazla tank ve zırhlı araç kaybettiler. Bu, Rusya’nın kaybının yaklaşık üçte biri fakat Ukrayna için büyük rakam. Yine yüz seksen civarında uçak, otuzdan fazla irili ufaklı deniz aracı kaybettiler. Dolayısıyla Ukrayna’da da sıkıntı var.

Ancak Ukrayna savaşın başındaki bir avantajını hiç yitirmedi. Her ne kadar ABD, Trump ile birlikte Ukrayna’yı satma eğilimine girdi ise de Avrupa kararlı duruşundan zerre taviz vermedi. Bunda elbette Rusya’nın Avrupa için yakın tehlike olmasının ve tarihî geçmişinin büyük etkisi var. Almanya dahi bu duruşun içerisinde esnemedi. Uzun menzilli füzeler hariç Ukrayna’yı silahla donattı. Yunanistan bile ciddi adımlar atıyor.

Zelenskiy, Miçotakis’le, ABD'den gelecek sıvılaştırılmış doğalgazın (LNG) Ukrayna'ya tedarik edilmesine dair niyet beyanı anlaşması imzaladı. Macron’la 100 Rafale savaş uçağı satın alımını yine imza altına aldı. Alman Başbakanı Merz daha yeni şöyle demişti: “Uzun bir telefon görüşmesi yaptığım Ukrayna Devlet Başkanı'ndan (Volodimir Zelenskiy​​​​​​​), özellikle Ukrayna'daki genç erkeklerin Almanya'ya gelmemelerini, bunun yerine kendi ülkelerinde hizmet etmelerini sağlamasını istedim. Ukrayna’da onlara ihtiyaç olduğunu belirttim.”

Merz’in bu sözleri ne için söylediği bu bilgilerin ardından netleşmiş oldu. Kendisinin bu cümlelerle; “Biz sizi silahla donatacağız, her türlü ihtiyacınızı gidereceğiz, siz de onlarla Rusları mağlup edeceksiniz” dediği çok iyi anlaşılmaktadır. Birçok kişinin zannettiği gibi bu açıklamaların Ukraynalı göçmenlerle bir alakası yok. Onlara, “artık yeter” demekle bir alakası yok. Tam tersine bu cümleler büyük bir kararlılığın ifadesi olarak görünüyor...

İşin başında bu kadar kararlı olan sadece İngiltere idi. Fransa hemen ardından geliyordu. Şimdi Fransa en az İngiltere kadar istekli. Almanya da korku eşiğini aşıp işin içine girdi. Şimdi üçü de hemen aynı noktada. Zaten bu üçü bir şeye karar verdi mi bütün Avrupa ona uyar. Cephedeki durum Rusların aleyhine dönerse bu birlik daha da sıkılaşır ve büyür...

Trump’a rağmen!

Büyük görüş ayrılıkları yaşansa da Amerikan-İngiliz ittifakı devam ediyor. Bu hâliyle Trump’ı ikna edebilecek veya verdiği karardan döndürebilecek tek devlet İngiltere. Bu yüzden İngilizlerin Ukrayna konusundaki tavrı savaşan tarafların her ikisi için de önemli.

Rus-İngiliz münasebetleri soğuk savaş seviyesinde. Hatta örtülü bir sıcak savaş var. Bu sebeple çok farklı gelişmeler olmazsa İngilizlerin Rusları ipten alacak bir karara imza atmaları şu şartlarda mümkün değil.

NATO’nun yıllar önceki kararında onların da imzaları var. Kâğıt üstünde olmayan bu karar yukarıda da ifade ettiğimiz üzere savaşı zamana yayarak Rusya’yı hem askerî hem de ekonomik olarak çökertmek. Bazı küçük Avrupa devletlerinin çatlak sesleri bu kararlılığa zarar veremez. Onlar o çatlak sesleri ile kalır…

Ukrayna gençleri bunca zamandır memleketlerini kurtaramamanın verdiği bir bezginlik içinde. Ukrayna Genelkurmayı, askere alma konusunda büyük sıkıntı yaşıyor. Gençler bir yolunu bulup askerden kaçmaya çalışıyor. Bu durum Ukrayna’nın cephedeki personel açığını daha da artırıyor. Zaten drone konusuna bu kadar ağırlık vermelerinin sebebi personel sayısındaki yetersizlikleriydi. Ukrayna insan açığını drone'la kapatmaya çalışıyordu. Neticede 40 milyonluk bir ülke, 140 milyonluk bir ülke ile boğuşmaktadır. Ayrıca Rusya’yı sadece 140 milyonluk bir ülke olarak da görmemek lazım. Sovyetler Birliği’nin mirasçısı bir devlet. 17 milyon kilometrekare yüzölçümüne sahip. Elinde on binin çok üzerinde tank ve nükleer silahlar var. Mutlaka bilmediğimiz daha başka silahlara da sahiptir. NATO teknolojisine karşı ciddi bocalamalar yaşıyor olsa da doğrudan üzerine gitmek nahoş neticeler verebilir. Bu yüzden NATO yaklaşık dört senedir süren savaşta oldukça dikkatli davranıyor. İşi zamana yayıp Rusya’nın önce ekonomik ardından da askerî bir çöküş yaşamasını hedefliyor. Kurbağayı ılık suya atma taktiğini uyguluyor...

Bakalım Rusya daha ne kadar dayanabilecek? İktisadi ve askerî gücü bu savaşı daha ne kadar götürebilecek? ABD iç savaş noktasına kadar gelip de hiçbir yere bakamayacak duruma düşerse Rusya için bir ümit ışığı doğabilir. Aksi durumda çarların torunlarını zor günler bekliyor. Çöküş dâhil, birkaç parçaya bölünmek dâhil…

Çin’le irtibatını her geçen gün kuvvetlendiren siyonistler böyle bir sonu iple çekiyor olabilir. Zaman çok farklı gelişmelere gebe gibi görünüyor!

TEFEKKÜR

Eğerçi hâne-i pür-nakştır sarây-ı cihân

Velî kitâbeleri “küllü men aleyhâ fân”

Kınalızâde Âli Çelebi

(Dünya yurdu nakışlarla dolu bir evdir ama,

Alınlığında: “Üzerindeki her şey yok olacaktır” yazılıdır.)

Ahmet Şimşirgil'in önceki yazıları...

ÖNE ÇIKANLAR