“Masum değiliz hiçbirimiz...“

Sesli Dinle
A -
A +

Girmez olsaydı, İnternet’in hayatımıza girdiği doksan üçlü yıllarda, “chat” dedikleri sohbet odaları vardı.

 

İşte öykümüzün “kahramanları” da o odalardan birinden çıktı.
Bu tarz odalara girenin amacı büyük ölçüde belli olduğu için, “derdini” anlatıp “çıkma” teklif etmek de kolaydı.

 

Yani bir kızın, kendisine teklif yapan bir delikanlıya:
- Vay terbiyesiz! Sen bana böyle bir şeyi nasıl söylersin, demesi komik kaçardı. Çünkü o da, onun için oradaydı.
Bütün iş, muhatabını ikna etmekteydi.

 

İnternet’le tanışan gençlerin harıl harıl şiir kitaplarını karıştırmaları, sağdan soldan “özlü söz” aramaları bundandı.
★ ★ ★
Genç kız “coşkuluydu.” 
Konu ne olursa olsun habire yazıyor, satırlarında bol bol “emojiler” kullanıyordu.

 

Delikanlı daha bir sıkılgan, dikkatli, hesaplıydı… Daha çok şiirler yazıyor, fıkralar anlatıyordu.
Kaçınılmaz gün geldi çattı.
Sanal sohbetlerinin yirmi dördüncü gününde buluşmaya karar verdiler.
Bu kez roller değişti; delikanlı daha cesur, daha ısrarcı, daha rahat… 
Kız daha çekingen olmuştu. 
Hatta:
“Buluşma için tek şartım var; burada yazdığım saçmalıklardan falan hiç bahsetmeyeceksin. Hiçbir şeyi yüzüme vurmayacaksın, tamam mı?” diye yazmıştı kız.
★ ★ ★
“Dolmabahçe Saat Kulesi’nin dibi” diye sözleşmişlerdi.
Delikanlı, heyecanlı ve uykusuz bir gecenin ardından, buluşma yerine yarım saat erken geldi.
Aa, kız oradaydı!
Çocuk otomobilinden inerek, denize doğru bakan kıza koştu. Sessizce yaklaşarak elleriyle gözlerini kapattı:
- Sürpriiizz!
Arabaya bindiler.
Delikanlı, gereğinden fazla rahattı; genç kızın titreyen elini tuttu, tek eliyle otomobili kullanmaya başladı:
- Nereye gidelim?
- Sen bilirsin…
★ ★ ★
İkisi de birbirini beğenmişti.
Boğazda set üstü bir çay bahçesinde oturup, saatlerce konuştular, yeniden tanıştılar. 
Delikanlı, içinde büyük bir huzur ve mutlulukla evine döndü.
Akşam saatleriydi.
Hemen bilgisayardaki sohbet odasına girdi, eskisi gibi “sevgilisiyle” bu kez yüz yüze tanışmış olarak yazışmak için…
Evet, oradaydı!
“Harika bir gündü. İyi ki buluşmuş, tanışmışız. İnsan hayatı boyunca gerçek olarak bir kere âşık olur. Bir tane ruh ikizi vardır. Ben ruh ikizimi bugün buldum” diye yazacaktı.
Fakat daha “merhaba” mesajını yazamadan, genç kızın satırları döküldü:
“Sakın bir daha bana tek kelime bile yazma! Sen düpedüz terbiyesizsin! Orada saatlerce bekletmek için mi bunca zamandır beni kandırmaya uğraştın? Neden gelmedin? Defol!”
★ ★ ★
(Büyük ihtimal, aynı saatlerde başka bir delikanlı da buluşmaya giden kıza aynı öfkeyi kusuyordu. Çünkü gençler arasında flört o kadar yaygın ki, buluşan iki genç, bu karışıklığı anlamamıştı bile.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.