> Aboubakar’ın kulübeye, Colley’in sahaya dönmesi önemliydi. Tamam, Beşiktaş’ın bir on biri sakat ve cezalı… Ama bir büyük takım bu kadar mı kanat organizasyonundan yoksun olur?
> İlk yarıda, Samsun ceza sahası içinde serseri mayın gibi dolaşan, önce topu kendi ağlarına gönderen, sonra Rosier’e gereksiz faul yapıp penaltıya sebep olan Soner olmasaydı, ne olurdu?
> Yine ilk devrede Rick van Drongelen’in gollük şutlarına set çeken Mert, Marius Moundilmadji’nin efsane vuruşuna ne yapabilirdi? Bu arada, yeni bir tartışmamız doğdu; (Onuachu’nun golü mü Çadlı oyuncunun dünkü vuruşu mu?)
> İkinci devre biraz hareketlenir gibi oldu maç. Ama iki takım da kötü oynamaya karar vermiş gibi yeniden itiş kakışa, rastgele vuruşlara başladı. Ve iş “Atan galip” oyununa döndü.
> Nitekim bitime on dakika kala Beşiktaş’ın kazandığı korner... Gözler Omar Colley’yi aradı. İşte geliyor. İlk vuruşunu Emre Kılıç çizgiden çıkardı, Gedson’dan gelen şutu bacağıyla ağlara gönderdi Gambiyalı..
> Bu şartlarda 3 puan elbette önemli. Özellikle Rıza Çalımbay adına… Puan durumunda “ikide iki” yazıyor sonuçta. Ama toplamda iyi şeyler vadediyor mu; tartışılır.
> Lige yeni çıkan takımların kaderi, toplama bir kadro… Samsun’un yerlileri, dört büyüklerde tutunamayanlar; Emre, Zeki, Muhammet, Okan, Taylan şu bu… Karadeniz ekibinin t ek şansı, ligde çok fazla “kötü” takım olması…
MAÇIN ADAMI: Omar Colley